MERKEZ sağın kendi göçüğünün altında ezilip kalması, muhakkak ki en çok AKP’nin işine yaradı.
Ayrıca, AKP’nin Milli Görüş kökenli milletvekillerini büyük çapta tırpanlaması ve listesinde sol ve liberal adaylara oy vermesi de partinin merkez sağa doğru bir açılımı olarak yorumlanabilir.
Nitekim bazı köşe yazarları, merkez sağa yerleşmesi için AKP’ye büyük şans tanıyorlar.
"Zamanında Turgut Özal yaptı, Recep Tayyip Erdoğan neden yapmasın?" diye soranlar da var.
Merkez sağ boş, neden oraya AKP yerleşmesin?
Ayrıca, AKP cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yaşadıklarından ders almış olamaz mı?
Bu sorulara yekten "hayır" diye cevap vermek insafsızlık olur, değişim hakkını başkalarından esirgemek kimsenin haddi değildir.
Ancak, bazı soruları da sormadan edemiyorum.
* * *
Bir siyasal partinin yapısı, tıpkı bir ağaç gibi yerin altındaki köklere ve görünümdeki gövde ve dallara dayanır. Kaba bir benzetmeyle söylersek; gövde merkez teşkilatı (MKYK), dallar TBMM’de temsili (milletvekilleri) ve kök de taşra teşkilatını (il-ilçe-bucak teşkilatları ve belediyeleri) oluşturur.
Üçü bir arada var olmadan bir partinin yapısı çatılamaz.
Ancak, varlıklarının ötesinde bu üçlü organik olarak da uyum içinde olmak zorundadır.
Kurucu üyesi olmaktan gurur duyduğum YDH köklerini geliştiremediği için ilk seçimde yok olmuştur.
Keza, köklerini toprak altında besleyemeyen ANAP, Turgut Özal’ın ölümünden sonra bir türlü kendini toparlayamamıştır.
Öte yanda, DP-AP-DYP çizgisi ve CHP ne kadar badire atlatırsa atlatsınlar, hep ayakta kalmaktadırlar. Zira, toprağın altında kökleri çok güçlüdür.
AKP çok genç bir parti olmasına rağmen; kök, gövde ve nihayet katıldığı ilk seçimde dallarını çok güçlü kurmuştur.
Dışarıdan bakanlar sadece gövde ve dalları görürler ama bir siyasi partiyi ayakta tutan, dışarıdan görülmeyen köklerdir.
AKP kuruluşundan itibaren güçlü köklere sahip olmuştur, zira bir anlamda hazıra konmuştur. Türkiye’de mahalle politikasını en doğru uygulayan kuruluşlardan olan Milli Görüş büyük çapta Erbakan’dan kopmuş ve Erdoğan’ın yanında yer almıştır.
Milli Görüş, tıpkı şimdi yapıldığı gibi, 2002 seçimlerinde ortalık yerlerde fazla dolaşmamış ama 2004’ün sonunda AB’den müzakere tarihi alınmasıyla artık partinin meşruiyet kazandığı inancıyla harekete geçmiştir.
Bugün AKP’nin kökleri (il-ilçe-bucak teşkilatları ve belediyeleri) neredeyse tamamen Milli Görüş’ündenetimi altındadır.
Artık kimsenin gücü onları oradan koparıp atmaya yetmez.
* * *
AKP; dallarında budama yaparken kesilen dallar arasında Milli Görüş’ün yıpranmış (iddialara göre, Genelkurmay Başkanı’nın Dolmabahçe’de Erdoğan’a verdiği söylenen listede yer alan) isimleri de var ama Ertuğrul Yalçınbayır, Mehmet Dülger gibi liberaller, Mehmet Elkatmış, Yarbay Ersönmez gibi şahsiyetini ön planda tutanlar da var.
Bu isimlerin vitrine yeni girenlerden ne eksiklikleri vardı?
* * *
Dallar zaman zaman budanır ama yeni dalları yine kökler ve gövde besler!