KKTC’de dönen dolaplarda AKP’nin ne kadar payı olduğu konusunda kafamda bir nebze şüphe varsa, sağ olsun KKTC Din İşleri Başkanı Ahmet Yönlüer bu şüphelerimi dağıttı.
Artık eminim ki, AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli ve CTP Genel Başkanı ve KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer ortakkurdukları kumpası yüzlerine gözlerine bulaştırmışlar.
Bakınız Bay Başmüftü ne diyor:
"...Denktaşlar’ın hedefi, Kıbrıs’ta Türklüğü ve dini yok etmektir. Yönetimde oldukları 40 yılda, bu ülkede Allah’ı tanımaz, dinini bilmez, Rum olmakla Türk olmak arasında fark görmeyen bir nesil yetişmesinin sorumlusu onlardır.
’Türkiye’ye uydu, parti kurdurdu’, deniyor. Yok ama farz edin ki oldu; Türk insanına canım kurban. Dün başka iktidar vardı onlara tabi oldum. Bugün Türk halkının seçtiği AKP var, ona tabiyim..." (Milliyet-19.09.2006)
* * *
Bir insanın kendini müdafaa ettiğini zannederek seviyesini bu kadar düşürdüğü, hasmı gördüğü tarafa çamur atarken bu kadar zıvanadan çıktığı örnek çok azdır.
Ben ki müzmin bir Denktaş Ailesi muhalifiyim, bu demeç beni bile çileden çıkardı.
Bu beyefendi sözüm ona din adamı. Hem de KKTC’nin din adamı.
Utanmadan ve sıkılmadan laik bir ülkede siyasete "tabi olmayı" gurur duyulacak bir aidiyet duygusu içinde itiraf ediyor. Üstelik, "emirlerini beklediği" siyasi erk KKTC’yi değil, TC’yi yönetiyor. Herhalde KKTC’yi ve dahi TC’yi yedi düvel önünde bu kadar küçük duruma düşüren başka bir örnek bulmak çok zordur.
Öte yanda "çamur at izi kalsın" şiarı çerçevesinde Denktaşlar aleyhine sarf ettiği sözleri en basit akıl ve mantıkla anlamak mümkün değil.
Denktaşlar’a siyasi açıdan söylenecek çok söz vardır ama onları "Rum halkı ile Türk olmak arasında fark görmeyen bir neslin sorumlusu olarak" suçlayabilmek için insanın ya haddini hiç bilmeyen bir kara cahil, ya da sinir sistemine hiç hákim olamayan bir bigáne olması gerekir.
Üstelik beyefendi, Serdar Denktaş’a muhalefet etme uğruna, KKTC gençliğine de topyekûn hakaret ediyor. Yeni nesli "Allah’ı tanımaz, dinini bilmez, Rum olmakla Türk olmak arasında fark görmeyen..." insanlar olarak aşağılıyor. Yarın öbür gün bu gençlerin önüne nasıl çıkacak, hesap edemiyor.
Siyasi görüşü ne olursa olsun, KKTC gençliği bu ağır hakarete gereken cevabı vermezse ben Başmüftü Efendi’den "Üstat haklıymışsın!" diyerek özür dileyeceğim.
* * *
Kusura bakmasınlar ama Ferdi Sabit Soyer ve Şaban Dişli çok basit bir kumpas kurmuşlar. Ahmet Yönlüer’i de kumpaslarına Başkomutan yaparak Recep Tayyip Erdoğan ile Mehmet Ali Talat’ı oldukça zor duruma düşürmeyi de becerdiler. Muhalefetin yapamadığını yaptılar.
Sonbaharda AB tarafından Türkiye’nin önüne "Güney Kıbrıs’a Türk limanlarının açılması" konusu getirilecek. AKP 2007 seçimlerinden önce bu talebe siyasi popülizmin gereği olumlu cevap veremeyecek. Talebi çeşitli bahanelerle geçiştirmeye çalışacak.
Ancak, zorlu geçiştirileceği belli bir dönemde AKP’nin kendi kalesine gol atması akıl almaz bir iştir.
AKP hem uluslararası arenada kendini çok zor bir köşeye itiyor, hem de Türkiye’de muhalefetin eline büyük bir koz veriyor.
Sağ olsun, Ahmet Yönlüer benim kafamdaki şüpheleri sildi, AKP ile nasıl ortak kumpas kurduklarını kendi ağzı ile itiraf etti.
Ancak, yine de derim ki Şaban Dişli çok yanlış bir insana oynamış!