GÖZALTINA alınan iki emekli orgeneralin gerek görev başında iken, gerek emekliye ayrıldıktan sonra AKP’yi al aşağı etmek için her türlü yolu denediklerine, hak-hukuk tanımadıklarına, ortamı müsait bulsalardı darbeye bile yelteneceklerine dair bir önyargı benim de ruhuma çoktan yerleşmiş vaziyette.
Eğer, iddianame benim yargılarımı somut delillerle bezeyebilirse, Türkiye’de demokrasi büyük bir adım atacak. Ancak, yine de bu gözaltılarda siyaset kokusu almayı burnuma men edemiyorum. Bazı soruları aklımdan silemiyorum.
* * *
1) Hükümet yanlısı hemen tüm gazeteler gözaltına alınan önemli isimlerin, Nokta Dergisi’nin kapatılmasına sebep olan ve Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen "Darbe Günlükleri"nde de yer aldığını yazıyorlar.
"Google davası"ndan sonra bir de "Günlük davası"na mı sahip olacağız?
İnsan sormadan edemiyor: Neden Özden Örnek de gözaltına alınmadı? Sonra mı alınacak? Öyle ise neden onun gözaltısı ileri bir tarihe atıldı?
2) Günlüklerde isimler, "Beni telefonla aradı", "Görüşmeye geldi" vb. şeklinde geçiyor. Kazara Örnek’in yakın arkadaşı olsaydım ve ben de onu sık sık telefonla arayan kişi olarak günlüklerde "Cüneyt de her gün arayıp ’Darbe ne zaman olacak?’ diye takılarak can sıkmaya başladı" cümleleri ile yer alsaydım, ben de şimdi gözaltında mı idim?
3) Emre Aköz (Sabah-02.07.08) "Medya ayağı henüz eksik" diyerek ağır bir ithamda bulunuyor. Bir şeyin "eksik" olduğunu "bütünü" görmeden/bilmeden söyleyemeyiz. Emre Aköz henüz yazılmamış bir iddianamenin bütününü gördü de mi böyle yazıyor, yoksa "At çamuru en azından izi kalır" mantığı ile eksantrik olmaya mı çalışıyor?
* * *
4) ATO’da 10 Mayıs’ta bulunduğu ve polise teslim edildiği iddia edilen suikast silahı "Glock" hakkında polis bir açıklama yapacak mı?
5) İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın gözaltılardan haberi var mıydı, yok muydu? Yoktu ise, bu normal mi?
6) Kapatma davasında başsavcının sözlü iddianame yapacağı güne tesadüf eden salı günü, 13 aydır yazılamayan "Ergenekon iddianamesi"nin de hafta sonuna hazır olacağı haberi çıktı. Salı günkü gözaltılar ile ilgili daha sonra ek iddianame yazılacakmış. Tarihte ilk defa orgeneralleri gözaltına alıyorsunuz; değil Türkiye, dünya hop kalkıp hop oturuyor, ama o isimler esas iddianamede yer almayacaklarmış! Birileri "İddianame bu hafta hazır" derken bizimle mi kafa buluyor, yoksa soruşturmayı yürüten savcıları mı küçük duruma düşürmeye çalışıyor?
* * *
7) Tıngır-Mıngır Fırat gözaltıların ardından "Yargının bağımsızlığına dokunmayalım" demiş. Geçen haftalarda da yargıya veryansın ediyordu. Fırat bu hafta hidayete mi erdi, yoksa yeni bir travma mı geçiriyor? Geçen hafta üzgündü de öyle mi konuşuyordu, bu hafta sevindi de böyle mi konuşuyor?
8) Altan Öymen bir TV konuşmasında hayatında hiç görmediği insanlarla birlikte zamanında çete kurmakla suçlandığını anlattı. Mustafa Balbay darbe yapmaya kalksa, cinayet ve yaralama suçlarından sabıkalı Osman Gürbüz ile mi yapar?
9) Gözaltına alınanlar arasında sadece Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi’ye kelepçe takılmış. Onun suçu mu başka, yoksa gözaltına alan polis mi farklı bir polis?
10) Balbay ifade vermeyi reddederken diyor ki: "Tarafıma suçlama ile ilgili olarak somut suçlamanın ve buna ilişkin bilgi ve belgelerin ne olduğu konusunda hiçbir bilgi verilmemiştir." Suçlama henüz hazırlanmadı mı? Belgeler henüz toplanmadı mı?