ANAYASA Mahkemesi’nin Anayasa’nın cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen 102. maddesine getirdiği "yepyeni" bir yorumla, TBMM’nin 27 Nisan 2007 günü cumhurbaşkanını seçmek üzere yaptığı toplantı iptal edildi.
Sonradan da 367’yi bulamayan TBMM, cumhurbaşkanı seçemedi ve erken seçim kararı alındı.
27 Nisan gecesi de, önceden durum belli olduğu halde, Genelkurmay bir e-muhtıra ile Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasını istemediğini yedi düvele ilan etti.
Zaten Gül’ün seçiminin Anayasa Mahkemesi’nden döneceği gündüz belli olduğu halde, neden akşam muhtıra verildiği ilk önce anlaşılmadı!
* * *
Eğer, 27 Nisan günü ANAVATAN ve DYP oturuma katılsaydılar, TBMM 367’yi bulacaktı ve seçim Anayasa Mahkemesi’nin istediği şekilde, şeklen de olsa, tamamlanmış olacaktı!
Üçüncü oturumda Abdullah Gül resmencumhurbaşkanı seçilecekti!
ANAVATAN ve DYP’nin oturuma katılmayarak antidemokratik bir tutumla milli iradeye sekte vurmaları ve sonraki kaotik gelişmelere yol vermeleri büyük eleştiriler aldı.
Ben de, Demokrat Parti adı altında birleşmelerine ve Türkiye’nin tıkanan merkez sağına yeni bir soluk getirme gayretlerine sahip çıktığım iki partiyi bu antidemokratik tavırları nedeniyle bu köşede birkaç kez eleştirdim.
* * *
Öte yanda, ülkede sonradan yaşananlar şöyle bir görüşün de gelişmesine vesile oldu: TBMM her türlü engele rağmen Abdullah Gül’ü yine de seçseydi, Gül o makama hiç oturamayacaktı! Zaten e-muhtıra bunu vurguluyordu.
Bugün geriye dönüp 27 Nisan’a yeniden bakanlar, bu görüşlerini çeşitli ortamlarda ifade ediyorlar. "Abdullah Gül’e cumhurbaşkanlığı hiç verilmeyecekti!" diyorlar.
Hatta, "Vecdi Gönül’ün veya herhangi bir AKP’linin hiçbir zaman o makama oturtulmayacağını" iddia eden, ancak Kemalistlerle hiç alakası olmayan, hatta AKP’ye demokratik açıdan destek çıkan aydınlar da var.
* * *
Bütün bunları neden yazdım?
27 Nisan’da TBMM’ye girmeyen yeni DP’lilerden görüş ve duruşlarına kitlelerce saygı duyulan bazıları;
"O gün oturuma katılsaydık ve Abdullah Gül’ün seçilmesine önayak olsaydık ülke bugünü aratacak duruma düşecekti, bu durumu AKP’liler de biliyordu!" diyerek savunma yapıyorlar.
Hatırlayın, 27 Nisan’ın ardından ANAVATAN Lideri Erkan Mumcu, "27 Nisan gecesi muhtıra verileceğini AKP’li bazı bakanlar önceden biliyorlardı!" diye iddia etti ve o bakanların konuştuğu oturumda hükümete ayrılan koltuklarda oturduğunu parmağıyla işaret ederek sert bir tonda vurguladı.
* * *
Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu, bugüne dek kendilerine getirilen "27 Nisan eleştirilerine" cevap vermediler!
Bu konuda suskunluklarını korudular.
Muhakkak ki tarih kesin hükmünü verecektir.
* * *
ANAVATAN ve DYP yöneticileri, 27 Nisan günü devlet projesinin peşine mi takıldılar?
Yoksa, ülkeyi beter bir uçurumun eşiğinden mi döndürdüler?