ABD seçimleri

7 Kasım (kısmi) seçimleri nihayet Türkiye’nin de gündemine düştü. İki yılda bir tamamı değişen 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi ve 6 yıllığına seçilen ama her iki yılda 1/3’ü yenilenen 100 sandalyeli Senato için ABD’de 7 Kasım’da seçim yapılacak.

ABD’de yapılan tüm seçimler bütün dünyada dikkat çeker ama bu sefer, kısmi de olsa, önemi her zamankinden de fazla.

Zira, bu seçimler 6 yıldır neo-con felsefenin tamamen etkisi altına girmiş gözüken Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi’nde ve hatta Senato’da dahi çoğunluğu yitirmesine neden olabilir. Demokratlar Temsilciler Meclisi’nde 15, Senato’da 6 yeni sandalye kazanırlarsa Kongre’yi ele geçirecekler.

Şu ana dek yapılan tüm kamuoyu yoklamaları da 7 Kasım seçimlerinde Demokratları daha şanslı gösteriyor.

ABD’de seçimlerin sonuçlarını hemen her ülkede olduğu gibi "bağımsız oylar" belirler. Bağımsız oylar, kemikleşmiş oyların tersine, yüzer gezer de tabir edilen oylardır ve seçimlerde duruma göre Cumhuriyetçilere veya Demokratlara kayarlar.

Washington Post Gazetesi’nin 23.10.2006 tarihli nüshasında yayınlanan bir kamuoyu araştırması (Washington Post-ABC TV adına ortak yapılan bir araştırma) ABD’deki bağımsız oyların tercihini belirleyecek en önemli konunun Irak Savaşı olduğunu ve her üç bağımsız oydan ikisinin (%59’a karşılık %31) Demokratlara gideceğini gösteriyor.

Tüm seçmenler açısından da; bu seçimi etkileyecek en önemli meselenin Irak Savaşı olduğunu düşünenler arasında Demokratları Cumhuriyetçilere tercih edeceklerini beyan edenlerin oranı %76!

Cumhuriyetçilerin tek kozu iyi giden ekonomi.

* * *

Eğer yoklamalar doğru çıkarsa; bu seçim Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu kaybedecek Başkan George W. Bush’un elinden hem bütçeyi, hem de Komisyonları yönlendirme erkini alabilir.

Şimdiden ABD’de en çok konuşulan konu seçim ertesi ABD askerlerinin Irak’tan çekilip çekilmeyeceği değil, ne zaman ve hangi oranda çekileceği noktasına yöneldi. Irak’ın şu veya bu şekilde üç parçaya ayrılması tercihi ise hemen herkesin dilinde.

ABD’nin süratle İran ve Suriye ile masaya oturmasını tavsiye eden (Baker-Hamilton), İran ile kalıcı bir ittifak yapılmasını tartışmaya açan (Kissinger), ABD’nin askeri gücünü sadece Kuzey Irak’ta toplamasını düşünen (Holbrooke) düşünür ve siyasetçiler doğrudan veya dolaylı biçimde Türkiye’yi yakından ve derinden etkileyecek önerileri tartışmaya açıyorlar.

Gözüken o ki 7 Kasım sonrası dünya her istediğini yapan bir ABD başkanı yerine Kongre ile uzlaşmak zorunda kalacak bir başkanla karşılaşacak.

Normal olarak; iktidarının son döneminde, kasım seçimleri ile ocak başında görevi devretmeden evvelki 2 aylık sürede, başkan yetkilerini kullanmadığı için "topal ördek" (lame duck) tabiri ile anılır.

Bu kez Bush’un başkanlık seçimlerine daha uzun süre olduğu için 2 yıl süreyle "topal ördek" olarak addedileceğini düşünenler var.

* * *

Bu duruma sevinecek insan sayısı dünyada çok fazla ama:

1) ABD-İran ittifakının Türkiye için ne anlama geleceğini,

2) Şii hilalinin Ortadoğu’yu kucaklamasının Sünnilere maliyetini,

3) Büyük çapta ABD askerinden arındırılmış ve bölünmüş bir Irak’ın Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini,

4) Kuzey Irak’a ABD askerinin yerleşmesinin Türkiye açısından ne demek olduğunu Türkiye’de birilerinin hesap ediyor olması lazım!
Yazarın Tüm Yazıları