ABD 7 Kasım seçimlerinde yaşanan hezimetin Cumhuriyetçileri nasıl etkilediği ve ABD’nin "Irak politikası"nın bundan böyle nasıl bir şekle gireceği sorularının cevabı belki de bir kişinin şahsında özetlenebilir: ABD’nin yeni Savunma Bakanı Robert (Bob) Gates!
Komedyenler Başkan Bush’la alay etmek için "O Bill Gates’i Savunma Bakanı yaptığını sanıyor ama bakan yaptığı kişi babasının yakın arkadaşı Bob Gates" diyerek Başkan Bush’un daha önce asla yapmayacağı bir işi şimdi yapmak zorunda kaldığını ima ediyorlar.
Bob Gates’in 70’li yıllarda Milli Güvenlik Konseyi’nde (MGK) amirliğini yapan ve şahsi fikrime göre 20. yüzyılın en etkin düşünürlerinden olan Zbigniew Brzezinski Başkan Bush’un Bob Gates’i Rumsfeld’in yerine atamasını "Başkan’ın son 6 yılda aldığı en iyi karar" olarak yorumluyor.
* * *
Irak’ın işgalinden 9 ay sonra Başkan Bush güç toplamak için babasına değil, ondan daha yüksek bir babaya (Allah) sığındığını söylemişti.
Baba Bush ile oğul Bush arasında derin görüş ayrılıkları olduğunu ve bunun da iki Bush’un arasını açtığını hemen herkes biliyordu.
Bu hükümette babasının döneminde de hizmet veren Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve Milli Güvenlik Danışmanı Stephen J. Hadley gibi isimler bulunsa da görevden alınan Savunma Bakanı Donald H. Rumsfeld’den baba Bush’un hiç hazzetmediğini ABD siyaseti ile ilgilenen herkes biliyor.
Öte yanda, yine bilindiği üzere, yeni Savunma Bakanı Bob Gates baba Bush’un eski CIA Başkanı. Başkan’ın hazırlayacağı rapora büyük umut bağladığı James A. Baker III de babasının yakın dostu ve döneminin Savunma Bakanı.
Ancak 41. ve 43. ABD başkanları baba-oğul ve hatta aynı partiden olsalar dahi oğul Bush Ronald Reagan ekolünden addediliyor. Baba ve oğul geçtiğimiz 6 yıl içinde bir sürü temel konuda anlaşamamışlar.
Peki nedir aradaki fark? Sadece farklı insanları mı seviyorlar, yoksa aralarında felsefi bir fark/duruş da var mı?
ABD’de siyasi analistler arada temel bir felsefi farkın olduğunu söylüyorlar.
* * *
Baba Bush kendini ABD’de adına "gerçekçi ekol" denen; zaman zaman denetimden çıkan bir dünya düzenini yönetmeye adarken, oğulun başa getirdiği yeni-muhafazakárlar dünyayı yeniden şekillendirmek ve demokrasiyi yaymak sevdası ile yanıp tutuşuyorlar(dı). Başkan Bush sık sık, babasının dönemi dahil, geçmiş yönetimlerin istikrarın güvenliği sağlayacağı inancı ile Ortadoğu’daki diktatörlüklere göz yumduğunu, karanlık yönetimlerin terörü barındırdığını ve 11 Eylül’ün de bu müsamaha içinde patladığını söylerdi.
Oğul Bush, baba Bush’un "gerçekçilik" olarak tarif ettiği ve başta Ortadoğu’da olmak üzere demokrasiyi dışlayan bir statükoyu baştan aşağı değiştirmek için başa geldiği inancındaydı.
* * *
Şimdi Savunma Bakanı olan Bob Gates debaba Bush’un ekolünden. Katiyen yeni-muhafazakárlar gibi bir ideolog değil. Geçmişinde CIA’da analiz yapan bir kişi olsa da, Sovyetler üzerine zamanında araştırmalar yapmış olsa da, o ABD’de bir düşünürden ziyade gerçekçi bir yönetici ve manevra adamı olarak tanınıyor.
Bob Gates Irak Savaşı’na "zorunluluğun savaşı" olarak değil, James Baker-Brent Scowcroft gibi "tercihin savaşı" olarak bakan bir ekolden geliyor.