2007 Irak yılı olacak!

TÜRKİYE’de anlamakta hálá güçlük çektiğim bir ruh hali var: "Türkiye dünyanın merkezidir, o halde Türkleri sadece Türkiye’de olanlar ilgilendirir." Hatta, bazılarına göre dünya halkları da sadece Türkiye’de olan bitenlerle ilgilenmek zorundalar.

"Türkiye’de olanlar" ise çoğunlukla "Türkiye’de söylenenler". Kim ne demiş, neden demiş, haklı mı, haksız mı demiş! Tartışılan bu! Konumuz siyaset de olsa, magazin de olsa "söylenenler" ve "söylentiler" üzerinden haber, yorum ve tartışma üretmeye bayılıyoruz.

Allah’tan geçen hafta AB’nin Türkiye ile müzakereleri dondurması söz konusu idi de Türkiye somut bir olguyu tartışma fırsatı yakaladı.

* * *

Dünya Irak’ı tartışıyor, Türkiye neredeyse oralı değil!

Benim görüşlerini ilgiyle izlediğim bazı dış politika uzmanları (Örn. İlter Türkmen, Semih İdiz, Ferai Tınç, Sami Kohen), Ortadoğu uzmanları (Örn. Cengiz Çandar), ABD uzmanları (Örn. Yasemin Çongar) dışında her gazetede en az 20 köşe yazarından bu konuda hemen hemen hiç ses çıkmıyor. Popüler konuları yazmayı çok seven yazarlar neredeyse Irak’ta olan bitenlerle hiç ilgilenmiyorlar. Herhalde onlara göre Irak yazmaya değer bir konu değil.

Okurların bir kısmı da garip! "Neden Ortadoğu’ya bu kadar taktın, neden popüler konularda fazla yazmıyorsun?" diye sual ederek gizliden gizliye sitem ediyorlar.

Halbuki ben Ortadoğu’nun Türkiye’nin de en önemli konularından birisi olduğunu düşünüyorum. Yaşananlara "3. dünya (bölüşüm) savaşı" diyorum.

* * *

2007 yılında Türkiye’yi en fazla etkileyecek konu, Irak Savaşı’ndaki gelişmeler olacaktır!

Türkiye; AB ile dondurulan müzakere sürecinden çok etkilenecek, düşen büyüme düşmeyen cari açıkla birleşince istihdamı, yatırımları, tüketimi, borsayı, tasarrufları belirleyecek.

Bütün bunlar "bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete" kıvamında yol aldığımız Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çarpan etkisi yaratacak.

Ancak, Türkiye’nin dünyada ve Ortadoğu’da gelecekte oynayacağı rol, iç dengelerin yeniden dağılımı Irak’taki gelişmelerle şekillenecek.

* * *

İsmet Paşa’nın deyimiyle 2007’de yeni dünya kurulacak, Türkiye de yeni dünyada yerini alacak! Türkiye yeni dünyada yeni yeri belirlenirken ya aktif rol alarak yerinin belirlenmesinde başat rol alacak, ya da pasif durarak kaderine razı olacak!

* * *

James A.Baker-Lee H.Hamilton başkanlığında Irak Çalışma Grubu’nun hazırladığı "Irak Raporu" yayınlandığında Türk medyasında çok tartışılacak, sıkı didiklenecek sandım. Hadi diyelim, araya AB ile sıkı pazarlıklar girdi, raporun tartışılması ertelendi.

Ben hálá enine boyuna tartışılmasını bekliyorum.

Raporun Türkiye’de güçlü bir tonda tartışılması, kendi doğrularımızı bulmadan öte Ocak 2007 başında, rapor çerçevesinde, kendi politikalarını ilan edecek Bush yönetimini etkilemesi açısından da önemli.

"Türkiye kendine biçilen role ne diyor?"

Raporun Irak meselesinin çözümünde Türkiye’yi bir müttefik olarak görmemesini çoktan kabullendim, rapor Türkiye’yi i) olası bir çıban başı (Kuzey Irak), ii) belki Sünni faktörlere biraz etki yapabilecek orta çapta bir ülke, iii) sade bir sınır komşusu olarak ele alıyor.

"Meselenin" çözümünde İran ve Suriye’ye Türkiye’den çok daha fazla bel bağlıyor, çağrıda bulunuyor.

Ben, bu hafta bu raporu irdeleyeceğim!
Yazarın Tüm Yazıları