ABD; 5 yıl içinde Irak’ta 2662, Afganistan’da 272 askerini kaybetmeyi, 500.000.000.000 $ (500 milyar $) para harcamayı neden göze aldı, dünyada 180.000 insanın katline neden olan bir süreci neden başlattı?
Bu sorunun sonsuz sayıda boyutu ama bir tek cevabı var:
Dünyadaki global emperyal gücünü devam ettirmek için!
Zaten dünyanın en güçlü ülkesi olan ABD bunu pekiştirmeye neden ihtiyaç duydu?
1)Potansiyel açıdan Çin, Hindistan, Rusya emperyal gücün ekonomik boyutuna kafa tutmaya başladılar. Önümüzdeki 20-25 yılda Çin’in ABD ekonomisini geçme ihtimali yüksek. Hindistan da ABD ekonomisini yakalayabilir. ABD 3. sıraya düşebilir.
2) ABD, 11 Eylül günü ve ertesinde, hálá dünyanın en büyük gücü olmasınarağmen, askeri gücünün alt edemediği yeni bir savaş taktiği ile bizzat kendi evinde tanıştı.
Bugün 21. yüzyılı gerçekten yeni bir yüzyıl yapan "yeni savaş yöntemi"ni tartışacağım, yarın "meselenin" esas yörüngesini tayin edecek ekonomik boyutunu irdeleyeceğim.
* * *
20. yüzyılın son çeyreği dünyaya "yeni savaş yöntemi"nin ne kadar güçlü bir yöntem olduğunu öğretmeye başladı. Yeni yöntemin genel adı, "gayri nizami savaş"tır.
ABD bu yeni savaş yöntemi ile 70’li yıllarda Vietnam’da tanışmıştır. Türkiye aynı savaş yöntemine 1980’lerden bu yana, PKK vahşeti sayesinde, binlerce kurban vermiştir.
* * *
Ancak, gayri nizami savaş 11 Eylül’de çok daha güçlü bir yöntemle ortaya çıkmıştır:
Gayri nizami savaş düzeni 20. yüzyılın sonlarına doğru akıl almaz bir ivme kazanan teknolojiyi üstünbaşarı ile kullanmaya başlamıştır.
Teknolojideki muazzam gelişmeyi kullanan güçler bir başka teknoloji, iletişim eşliğinde dünya tarihinde ilk kez canlı yayınlanan bir savaşı; 11 Eylül saldırısını gerçekleştirmiştir.
11 Eylül günü bize öğretti ki:
Artık emperyal devletlerin karşısındaki güçler diğer emperyal devletler değil, gayri nizami savaşı özümsemiş sivil örgütlerdir.
İşte bu saptama 21. yüzyılı diğer yüzyıldan başka yapan ilk özelliktir.
* * *
Gayri nizami savaşa başvuran örgütler etkin olacakları alanı karşı tarafın askeri güçleri olarak değil de sivil halk olarak tarif edince (terör) çok daha büyük tahribat yapabildiklerini de öğrenmişlerdir. Toplu katliamların hasım devletlerin belini daha beter büktüğünün en somut örneği bizzat 11 Eylül’ün kendisidir.
* * *
Gayri nizami savaşın, bu yöntemi benimseyen Müslümanlar açısından ideolojik boyutu ise kanaatime göre, gayri nizami savaşın en güçlü silahını oluşturmuştur: Canlı bomba!
Kuran-ı Kerim’in Bakara Süresi (ayet: 154) der ki:
"Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere ’ölüler’ demeyin; hayır onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz." (Hazırlayan: Ali Bulaç-Birim Yayınları)
Savaşta en büyük güç karşı tarafa "ölüm korkusu" salmaktır. Yüce Kuran’ı kendi ideolojileri doğrultusunda yorumlayan örgütler 21. yüzyılın hiçbir teknolojik harikası silahının baş edemeyeceği/yıldıramayacağı bir güce sahiptirler: Bir faninin erişebileceği en yüksek makam: Şehadet makamı!
* * *
Teknolojiyi mükemmel kullanan, sivil kitleleri hedef alan, davaları uğruna ölümü kutsayarak gayri nizami savaş veren örgütler, ABD başta olmak üzere, emperyal güçlerin askeri üstünlüğüne 21. yüzyılın başında çok büyük ve belki de dünyanın akışını değiştirecek kadar önemli bir darbe vurmuşlardır.