KözlenmiÅŸ soÄŸuk patlıcan çorbası

Güneydoğu’da tepemde güneşle gittiğim her şehirde farklı bir kebabın içinde bulup tadını çıkardığım patlıcanla, dolaptan çıkarıp içebileceğiniz soğuk bir közde patlıcan çorbası yaptım bu hafta

Haberin Devamı

MALZEME (4 kiÅŸilik)

KözlenmiÅŸ patlıcan 500 gram, piÅŸirip süzülmüş (yaklaşık 4 bostan patlıcanından)  Â
Limon suyu 3 limondan
Soğuk içme suyu 500 ml.
Zeytinyağı 6 yemek kaşığı
Ceviz içi 50 gram
Tuz
(Üstüne eklemek için)
Kırmızı biber 4 adet
Kırmızı soğan 1 adet, küçük
Kuru nane 1 fiske
Nar ekşisi 1 tatlı kaşığı
Pul biber 1 çay kaşığı  Â
Ceviz içi 1 tatlı kaşığı, ufalanmış      Â
Zeytinyağı 2 çorba kaşığı
Tuz

YAPILIÅžI

Patlıcanları güzelce közleyin. ıyice yumuşadığında boylamasına ikiye kesip etli kısımlarını kaşıkla alın, bir süzgece koyun ve içine yarım limon sıkıp karıştırın. Biberleri de aynı şekilde közleyin ve hazır olduğunda ufak bir poşetin içinde üç-dört dakika tutun. Artık biberlerin kabuğunu kolayca soyabilirsiniz. Sap ve çekirdeklerini attıktan sonra biberleri iri iri doğrayın. Soğuyan patlıcanları robotta su, limon suyu, zeytinyağı ve 50 gram cevizle beraber iyice çekin. Cıvık olmaması için daha çok su eklemeyin. Tuzunu da ekleyip dolabın en soğuk kısmına alın. Kırmızı soğanı çok küçük doğrayın, doğranmış biber, bir tatlı kaşığı ceviz içi, nar ekşisi, pul biber ve zeytinyağıyla karıştırın, tuzunu katıp hazır edin. Yemek için çorbayı kâselere alın ve dilerseniz içine buz atın. Üstüne biberli karışımı ekleyin, kuru nane ve zeytinyağı gezdirip soğuk olarak servis edin.  

Haberin Devamı

Antakya: Kaymaklı çökelek ve tereyağlı humus

Otantik malzemesine yıllardır âşina olduğum Antakya’da Uzun Çarşı’ya giderken, irili ufaklı kebapçılar ve kadayıf kıyan imalathanelerden sonra gözüm yine robotçulara takılıverdi.
Bu tür tamir atölyelerinin vitrini hep, sıra sıra mutfak robotları ve ev tipi kıyma makineleriyle doludur. Kasaba henüz gitmemiş, kâğıt kebabınızı sipariş etmemişsinizdir ama buradaki hayatın önemli ölçüde yemek üstüne olduğunu buralardan bile anlarsınız.
Çarşı esnafının önerdiği kaliteli sürk, yani Antakya çökeleği bulmak için yola koyulmaksa, kendi çapında bir define avcısını heyecanlandırabilecek kadar keyifli. Vakıflı’nın Ermeni köylüleri herkesin aksine, kaymak ve yağını almadan yaptıkları çökeleği baharatla karıştırıp gömüyor. Samandağ yönünde giderken sıcak bastıkça bici bici yiyerek serinleyebileceğiniz, Antakya’ya arabayla yaklaşık bir saatlik yolda, içinde çocuk parkı bile olan yemyeşil bir köy Vakıflı. Doğal meyve şerbetleri ve yöreyle özdeşleşmiş bir sürü başka ürünün yanı sıra köy kahvesi içindeki dükkândan alabileceğiniz ev yapımı biber salçaları, hiçbir yerde kolay rastlanamayacak kadar lezzetli.

Haberin Devamı

KÃœNEFEYÄ° DENEMEDEN KALKMAYIN

Dönüş yolunda uğrayabileceğiniz Harbiye ise restoranları ve Antakya sıcağında hemen fark edeceğiniz serin havasıyla ünlü bir mesire yeri. Faaliyeti durdurulan hidroelektirk santralinin yanı başındaki 34 yıllık Hidro Restoran, birkaç kişi gidilip bütün yemeklerin denenmesi gereken bir mekân. Yer ve göğün zahterle dolu olduğu böyle bir coğrafyada yemeğe, nar ekşisiyle servis edilen bu taze kekik salatasıyla başlayabilirsiniz. Yemişinden kaçılmadan, çok lezzetli biberlerle hazırlanmış bir ceviz ezmesinin ardından, kimseyle paylaşmamak için birer tereyağlı humus söyleyebilirsiniz. Ağır bir yemek olduğu izlenimi yaratsa da, yediğim en lezzetli mezelerden biri bu sade yağda kavrulmuş çamfıstığıyla gelen ılık humus. Çok iyi terbiye edilip derisiyle ızgara edilen kemiksiz tavuk budunu yerken, hakkını daha iyi verebilmek için, aynı baklavadaki gibi bıçağın tırtıklı kısmıyla gidip gelerek gevrekliği hissedin. Izgarada pişen ve başka yörelerde benzerini bulamayacağınız bir içli köfte türü olan oruk kebabınınıysa sona saklayın ve buradaki künefeyi denemeden masadan kalkmayın.
Merkeze geldiğinizde kebapçı dışında bir alternatif arıyorsanız, Sultan Sofrası’nda, püre haline gelmiş bulgurla yapılan bir yemek olan ‘aşur’u deneyebilirsiniz. ıleride deneyeceğinizi varsayarak heveslendiğiniz, mücver yapmaya yarayan öcce tavası veya kerebiç kurabiyesi kalıbıysa sizi yine Uzun Çarşı’da bekliyor.

Yazarın Tüm Yazıları