Fırında bal, kekik ve Ezineli incir

Bal, kekik ve beyaz peynir gibi her zaman yan yana gelebilecek birkaç malzemeye inciri de dahil etmek istedim bu hafta. Beyaz peynirin, son günlerini yaşayan bu meyveyle dokusunu bozmadan bütünleşebilmesi için, incirleri klasik bir bisküvi hamuruyla sıvazlayıp fırınladım

Haberin Devamı

MALZEME

(4 kişilik)
Kara İncir 4 adet
Ezine peynir 80 gram
Beyaz un 80 gram
Pudra şekeri 50 gram
Yumurta beyazı 1.5 yumurtadan
(Sos için)
Çam balı 4 kaşık
İçme suyu 4 kaşık
Taze kekik 2 dal
Defne yaprağı 1 adet
Tane karabiber 1 adet
Tuz 1 fiske
Çam Fıstığı 1 çorba kaşığı

* Beyaz peyniri çok küçük küp kesin. Yumurta beyazlarını pudra şekeri ve unla güzelce çırpıp hamur haline getirin. İncirleri güzelce yıkayın ve kuruladıktan sonra (çok sertse) uç kısımlarını kesip atın.
* Fırını 200 dereceye kurun. Küp beyaz peynirleri hamurlu karışıma ekleyip elinizle hafifçe karıştırın.
* Küçük bir kâseye soğuk su doldurun, elinizi bu suyla ıslattıktan sonra büyük bir ceviz kadar hamurunuzdan alın ve bununla incirinizi, her tarafı kaplanacak şekilde sıvayın. İncirin büyüklüğüne göre hamuru biraz daha çoğaltmak gerekebilir. Ayrıca elinizi sürekli su dolu kâsede ıslatın ki hamur parmaklarınıza yapışmasın.
* Hamurla kaplanmış incirleri yağlı kâğıt serili bir tepsiye döşeyin. Dolmalık fıstıkları başka bir tepsiye ya da fırına dayanıklı küçük bir kaba alın. İncirli tepsiyi fırının orta rafına, fıstıklı olanı da boş kalan ötekine yerleştirin.
* 8-10 dakika sonra renk alan dolmalık fıstıkları çıkarın. 10 dakika daha pişirdiğiniz incirlerin dışındaki hamur hafifçe renk almış olmalı. Her tarafı eşit şekilde renk almıyorsa fıstıkları alırken incirli tepsiyi çevirin ve pişirmeye öyle devam edin.
* İncirler fırındayken bal, su, kekik, defne yaprağı, tuz ve karabiberi küçük bir sos tavasına alın. Altını orta ateşe getirip kaynatmaya başlayın ve baldan biraz daha akışkan hale geldiğinde ocaktan alın (oda sıcaklığına geldiğinde daha koyulaşacağını hesaba katın).
* Pişen incirleri doğrama tahtası üstüne alıp ortası saplı kısıma gelecek şekilde ikiye kesin. İncirleri servis tabaklarına yerleştirip üstüne ballı sos, dolmalık fıstık ve dilerseniz bir dal taze kekik ekleyip servis edin.

Haberin Devamı

Silifke’de bir yengeç seansı

Hafızasını kaybedenlerin ölene dek çakılı kalacağı, Avustralya çöllerinin ortasındaki kasabadan bahsederdi bir arkadaşım. Kabaran iştahıyla kısılmış gözlerini kaçırıp anlatmaya devam ederdi yabancıların da iyi karşılandığı birahaneyle, aç kalmış kedi yavrusu gibi inleyen meşe rabıtaları adımlarken.
Oralara çok uzak Silifke’de, İnönü Bulvarı’ndaki Uçar & Yengeç de öyle, öfkeli komutanları çağrıştıran bir güneşin tepenize geçip baş ağrılarınızı azdırmaya çalıştığı saatlerde girmek gereken bir sığınak. Yengecin ilk hecesinin verdiği sinyalle dolmaya başlayan soğuk bira, tuzlu fıstık ve Uzakdoğu salatalarına giydirilen pul biberli limon sosuyla açılır orada tabloid gazete sayfalarıyla kaplı sofranız. Sabırsızlanansa yalnızca açlıktan kıvranan mideniz değildir. Ne olduğunu anlayamadan önünüzde beliren façalı doğrama tahtası ve kırdığı kemiklerin zamanla yıprattığı kavgacı bir oyuncak da suç ortağınızdır: Ahşap bir tokmaktan fazlası değildir o, buz gibi soğutulmuş dükkâna buhardan melek tacıyla birazdan girecek biberli yengeçlerini beklemektedir. İlik gibi pişmesine karşın mukavemetini korumuş sıcak nohut salatasıysa pilav ya da humusa değil, kabuklarından pipet gibi çekebildiğiniz bir Göksu yengecine de neler katabileceğini gösterir adeta.

Yazarın Tüm Yazıları