Paylaş
Yok yok sevgili okurlar, günümüz dostluklarından ve ilişkilerinden bahsetmiyorum...
Türk Dil Kurumu’na göre ‘katakulli’ kelimesinin karşılığı yukarıda yazdıklarım.
Peki neden mi merak ettim kulağa sevimli gelen fakat manası olumsuz olan bu tekerleme gibi sözcüğün anlamını?
Vallahi hepsi Ayşe Hatun Önal’ın suçu.
Geçen gün Ayşe’yle oturuyorduk, napıyorsun,
ne ediyorsun derken
‘Gel hadi yeni çıkacak şarkımı dinleteyim
sana’ dedi.
Çok eskilere dayanan bir dostluğumuz vardır.
Hatta müzik piyasasına giriş yaptığı şarkısı ‘Kırıcan mı Belimi’yi de ilk ben dinlemiştim.
İşte Ayşe’yle kahvelerimizi yudumlarken taktık kulaklıkları başladık yeni şarkısını dinlemeye.
Tahmin edeceğiniz gibi Mabel Matiz imzalı yeni şarkının adı Katakulli.
“Baştan sonu belli, yok ki yılmaya mecalim benim, sende bol bol katakulli, böyle bir yılan daha görmedim” diyor Ayşe Hatun yeni potansiyel hitinde.
Bol göndermeli, atarlı, keyifli bir şarkıyla yine ortalığı kasıp kavuracak anlayacağınız.
Şubat ortasından
itibaren yolda geçen her arabada, açtığınız her radyoda, gittiğiniz her mekanda ‘Katakulli’ye gelmeye hazır olun.
Benden söylemesi...
Şampanya gönderme devri bitiyor
İstanbul da DJ ve event şehri olma yolunda...
Burning Man, Coachella, tulum festivalleri derken oralarda çalan DJ’lerin çoğu son dönemde İstanbul’da bir çok mekanda performans yapmaya başladı.
Solomun, Valeron, Lazarus derken dünyaca ünlü festivallere giden kesim ve onları takip edenler yabancı DJ’lerin misafir edildiği partilerde boy gösterir oldu.
Anlayacağınız İstanbul gece hayatının çehresi yavaş yavaş değişmekte.
Sahneye şampanya gönderme devrinin yerini, yüzlerinden çok müziklerinin tanındığı DJ’lerin performans sergilediği mekanlar, festival havası aldı.
Üstelik artık bu eğlence için taa ABD’ye, Meksika’ya kadar gitmeye gerek yok.
Neredeyse her hafta bu ‘evrim geçirmiş’ eğlencenin temsilcilerinden birini İstanbul’da bulabilirsiniz.
DJ demişken kendi değerlerimizi de unutmayalım.
Ülkemizi dünyada
temsil eden Mahmut Orhan, kendi gibi başarılı DJ arkadaşları Sezer Uysal ve Aytaç Kart ile Sibourne adını
verdikleri müthiş bir oluşuma imza attı.
Sibourne zaman içinde hem yeni DJ’ler yetiştirecek hem de yukarıda bahsettiğim gibi organizasyonlara imza atacak.
İlk büyük etkinlikleri 2 Şubat Cumartesi Zorlu PSM’de yapılacak.
Tebra, Tube&Berger gibi ‘ithal’ performansların ardından Sezer ve Mahmut sahneye çıkıp İstanbul’da dev bir müzik ziyafetine imza atacak.
Duyduğuma göre biletler tükenmek üzere, elinizi çabuk tutun ve bu eğlenceyi kaçırmayın.
Galata’dan dünyaya açılan Türk markası
Galata’da ufak bir dükkanla başladı Bünyamin Aydın. İlk önceleri Les Benjamins’i yabancı bir marka sanıyorduk. Daha sonra öğrendik ki Benjamin aslında Bünyamin’miş.
Bir giyim firmasından öte Les Benjamins. Bünyamin sadece kıyafet değil bir ‘yaşam tarzı tasarımcısı.’
Tabii bu nevi şahsına münhasır durum yurtdışındaki vizyonerlerin ilgisini o kadar çekti ki, zamanla dünyada tanınır hale geldi.
Birçok global markayla collaboration’lar başladı.
Ve ülkemizi gümbür gümbür yurtdışına tanıtan bir marka ortaya çıktı.
Geçtiğimiz günlerde
Les Benjamins’in Nişantaşı’ndaki konsept mağazasında moda fotografçısı Blue Mode’un daha önce yayınlanmamış karelerinin sergilendiği müthiş bir etkinlik vardı.
Bir yandan fotoğrafları inceledik, bir yandan da Les Benjamins’in yeni koleksiyonunu görme fırsatı bulduk.
Uzun lafın kısası Bünyamin yine bir başarıya imza atmış, yolu açık olsun.
Paylaş