Ah be Uğur!

Tabii ki gençlik hatası...
Tabii ki ergenlik siniri...
Tabii ki henüz olgunlaşmamış olmanın verdiği kontrolsüzlük diyelim...
Ama geçmişte yapılan hatalar, en heyecanlı, en hırslı olduğun dönemde pat diye karşına çıkıveriyor işte.
Ve sonra final...
Üzüldük mü üzüldük sana, kızdık mı kızdık.
Ama bence sen kendine daha çok kızdın.
Belki eve gittin, kafanı duvarlara vurdun.
Hem hayatının gidişatını değiştirecek yarışmadan diskalifiye edildin hem de anneciğini üzdün.
Neyse ki Acun Ilıcalı gibi vicdan muhasebesini iyi yapan bir adamla çalıştın.
Bundan sonra kimseler hakkında öyle yorumlar yapmazsın...
İnsan bin kere nasihat alınca uygulamayabiliyor ama bazen bir musibet tokat gibi geliyor.
Yolun açık olsun Uğur...

Hafta sonu kaçamağı
Pandemi döneminde hepimiz diken üstündeyiz, malum.
Geçen hafta sonu bu ruh halinden biraz olsun sıyrılmak, küçük bir kaçamak yapmak istedim ve sevdiğim otellerin başında gelen Swissotel’de iki günlük tatil yaptım.
(Pandemi olmasa Londra’ya, Paris’e giderdim.) Gerekli hijyen tedbirlerini alan otele cuma günü HES kodumu vererek yerleştim.
Tabii deneyimli personelin de ‘mesafeli’ yardımı ile...
Çalışanların hijyen ve mesafe kurallarına fazlasıyla dikkat ettiğini gözlemledim.
Çoğu yüzlerinde çift kat maske, ellerinde dezenfektanla dolaşıyor. Gerçekten bravo.
Zor şartlarda çalışmalarına rağmen güler yüzleriyle en iyi hizmeti verme çabalarını takdir etmemek mümkün değil.
Bir ara kahve içmeye lobiye indim.
Masalar da sosyal mesafe kurallarına uygun düzenlenmişti.
Ancak otelde konaklamıyorsanız, restorandan servis almanız kesinlikle yasak.
Sadece konaklama yapan misafirlerine hizmet veriyorlar.
Bu arada otelin yılbaşı süslemeleri de yapılmış, lobi ışıl ışıldı.
Pandemi yasaklarının arttığı bu dönemde keyifli bir hafta sonu geçirmek isteyenler, bu konaklama deneyimini yaşayabilir. Ama tabii ki korunarak, tüm kurallara riayet ederek!