Acaba sorun bizde mi?

En sonunda Can’ın stil danışmanı Aslı’yı aradım, “Bu nedir, n’oluyor? Can Yaman dünya starı oldu, haberimiz mi yok?” dedim.

“Cihanna inanamazsın!” diyerek anlatmaya başladı Aslı.

Konuyu birinci ağızdan duymanın garantisiyle sizlere aktarıyorum.

Can’ın Napoli’de geçirdiği 5 gün boyunca hayranları sabah akşam gelip otelin bulunduğu sokağı doldurmuş.

Hatta bazıları kaldırımlara kıvrılıp geceyi sokakta geçirmiş.

Sonunda İtalyan polisi devreye girip güvenliği sağlamak zorunda kalmış.

Can da kendisini görmek isteyen son derece azimli hayranlarını yüzüstü bırakmayıp her gün en az dört saatini onlara ayırmış ve fotoğraf taleplerini geri çevirmemiş.

Şüphesiz Can’ın akıcı İtalyancasını duyan hayranları bir kez daha etkilenmiştir genç oyuncudan.

Malumunuz bizler iyiye iyi demeyi ‘ayıp’ sanıyoruz. Hemen bir sürü şey yazıldı çizildi konuyla ilgili.

Neymiş efendim, hayranlara menajerler, basın danışmanları haber uçurmuş, hayranları oraya toplamış falan filan.

Eh bu işler böyle yapılıyor zaten. O bayıldığımız Hollywood yıldızlarının danışmanları kimselere haber uçurmuyor mu sanıyorsunuz?

Ne uçurursan uçur, oraya o kadar kişi toplamak her babayiğidin harcı değil.

Ayrıca Can’ın otelden çektiği bir fotoğrafı paylaşması bile hayranlarını toplamaya yeter muhtemelen.

Bu haberler taptazeyken E News’un yaptığı ankette “Televizyon Dünyasının En İyi Başrol Oyuncusu” seçildi Can.

Muhtemelen Türkiye ve dünyadaki hayranlarının oylarıyla bu titri kapıverdi.

Tabii hemen bunu da kötülemeye çalışanlar oldu. O kadar dünyaca ünlü oyuncu arasında nasıl seçilirmiş...

Sonuçta bu halka açık bir anket. Kimse Can’ın oyunculuğunu Robert De Niro’yla, Daniel Day-Lewis’le falan karşılaştırmıyor.

Ancak görünen o ki gerek yurtiçinde gerekse de yurtdışında son derece sağlam ve sadık bir hayran kitlesi var.

Vallahi ne yalan söyleyeyim kendisini tebrik ettim.

Orta Doğu, Amerika derken Avrupa’yı da kendine hayran bırakan Türk oyuncularımızı görünce gururlanıyorum.

Diğer yandan birçok oyuncumuzla yemek için ülkelerine davet eden ve bu uğurda milyon dolarları gözden çıkaran insanlar varken, neden biz kendi oyuncularımızın kıymetini bilmiyoruz diye de düşünmüyor değilim...

Potpuri Berkay konseri

Bu yaz İstanbul’da olmamam sebebiyle aklımda kalan hiçbir Açıkhava konserine gidememiştim.

O sebepten konser takvimine bakıp kendimi geçenlerde Berkay konserine atıverdim. 4 bin kişi “Berkay” diye bağırıp şarkılarını dinlemeyi bekliyordu.

Sessiz sedasız öndeki yerime oturuverdim ve hemen akabinde perde açıldı.

Şovlar eşliğinde Berkay sahneye çıktı.

Tam şarkıya girdi, kendisini ilk kez izlemeye gelen kızı Arya’nın ağladığını fark etti. Berkay kızını sahneye aldı, alkış tufanı eşliğinde onunla dans edip şarkı söyledi.

Çok tatlı görünüyorlardı. Amma velakin Berkay’ın ikinci bölümde giydiği kıyafet ve repertuvarı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Konserin ikinci bölümünde giydiği Fendi FF desenli sarımtırak gömlek ve mavi pantolon, sahnede alıştığım Berkay çizgisi dışındaydı.

Ha yakışmamış mı, yakışmış. Bir fötr şapka eksikti kafasında.

Ama benim için Berkay, siyah cool deri ceketi, tiril tiril tişörtleri ve simsiyah dar pantolonuyla daha iyi oluyor.

Repertuvara gelince... Potpuri şeklinde bir repertuvar vardı konserde. Her telden dedikleri cinsten. “Urfa’nın Etrafı” mı dersin, rap şarkı mı dersin, arabesk mi dersin...

İzleyici için çok güzel bir şey karma bir repertuvar ama benim niyetim “Unutmam o kokunu burcu burcu” şarkısının çıktığı zamana kadar gidip doya doya Berkay şarkıları dinlemekti.

Bir dahaki konserinde repertuvarına el atacağım Berkay, şimdiden söyleyeyim.

Ajda Pekkan gerçeği 

Geçen hafta sonu katıldığım düğünde sahneye Ajda Pekkan’ın çıkmasıyla benim için zaman adeta durdu.
Süperstar fiziği, duruşu, şarkıları ve kostümüyle hipnotize etti tüm davetlileri.
Artık klişeleşmiş “Ajda Pekkan ve yaş” konusuna girmeye bile gerek yok sevgili okurlar. Çünkü Ajda, ışığı ve enerjisi gün geçtikçe daha da artan gerçek anlamda bir star.
Üç gün konser verip “yorgunum” diyen yeni nesil şarkıcılara tavsiyem, Ajda’nın bir konserini mutlaka izlesinler.
Bir daha yorulmazlar eminim...