Paylaş
Fazladan en az 300 bin seyirci daha kazandı “Fetih 1453” filmi. Fragmanın bile Yunanlar’ı rahatsız ettiğini yazıyordu dünkü gazeteler.
Manşetlere çıkmıştı haber...
Türk dizileriyle yatıp kalkan Yunanlar, “Bu film bizde gösterilmesin, Yunan karşıtı” diye ayağa kalkmışlar.
“Bu gidişle Türkler bize Kıbrıs çıkarmasını da, İzmir felaketini de izletirler” demişler.
Tüm bu tartışmalar filme olan merakı artırıyor.
Zaten görsel olarak çok zengin, konu olarak herkesin ilgisini çekebilecek bir film...
Bir de böyle tartışmalar eklenince, “Fetih 1453”ün tüm zamanların en çok izlenen Türk filmi olması kesinleşmiştir!
Not: Yunan sağcıların yangın yapmasına da kulak asmamak lazım. “Fetih 1453”ün amacı Yunan düşmanlığı yapmak değil, Türk tarihinin çok önemli bir sayfasını layıkıyla beyazperdeye aktarmak.
Ayıyla yatağa girmek
Karolin Fişekçi diyor ki;
“Beni televizyona canlı yayına çıkarmak istiyorlar. Çıkmayınca da hakkımda ayrıldı haberleri yapıyorlar...”
Kusura bakma da Karolin;
Sen bu kadar malzemeyi verirsen...
Bu kadar ortalığa çıkıp konuşursan...
Bu kadar magazinel olursan...
Seni canlı yayına da çıkarmak isterler, hakkında hoşuna gitmeyen haberleri de yaparlar...
Medyayla ilişki ayıyla yatağa girmek gibidir.
Her şey senin istediğin kadar, senin istediğin yere kadar olmaz...
Nasıl ki sen medyayı kullandıysan, medya da seni kullanmak isteyecektir.
FB amblemli tostlar
Fenerium mağazalarında yeni bir tost makinesi satışa sunulacak.
Ekmeği tost makinesine atıyorsun, üzeri FB amblemli olarak çıkıyor.
Asbaşkan Abdullah Kiğılı’nın aksine ben satış rekorları kıracağını zannetmiyorum böyle bir tost makinesinin.
Bazı fanatiklerden başka kim, niye alsın ki?
Ama yine de Fenerium’un ne kadar iyi çalıştığının göstergesi bu tost makinesi. Sürekli yeni ürün çıkarıyorlar, sürekli yenilik peşindeler.
Satar, satmaz...
FB amblemli tost makinesini bile vitrine koyuyorlar işte. Yakında Fenerium modeli bir otomobil çıkarırlarsa şaşırmam.
Vur ve sus!
Ünlüler ve zenginlere av anılarını anlatmamalarını tavsiye etmiştim.
Yıllar önce Ufuk Güldemir ve son olarak Cem Boyner’in av anıları aynı tepkiyi gördü çünkü.
Cem Boyner de, Melis Alphan’a yaptığı açıklamada “Diğer uğraşlarımın yerine av anektodu seçmemin belalı bir tercih olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum” demiş.
Tüm bunlardan sonra şu karara vardım:
Av anıları avcıdan başkasının ilgisini çekmez.
Hele ki bufalo, beyaz ayı gibi büyük av macerasıysa...
Doğa ve hayvansever tepki gösterir, katliam olarak gördüğü için...
Normal vatandaş tepki gösterir, zengin eğlencesi olarak gördüğü için...
Öyleyse avcıların yeni mottosu şu olmalı: Vur ve sus!
Paylaş