Otobanlarda gözünüze çarpmıştır. Yol kenarlarında trafik levhası gibi duran tabelalarda "TRT FM 91.4" yazar. TRT radyosunun frekansı değiştikçe de sürücülere yeni levhalarla duyurulur bu.
Hep merak etmişimdir, neden yol kenarındaki tabelalarda "Show Radyo 89.9" ya da "Power Turk 99.7" yazmaz da "TRT FM 91.4" yazar?
Karayolları Genel Müdürlüğü ile TRT arasında yapılan protokole göre, TRT FM vericilerinin frekansları yol kenarlarına yerleştirilen bu tabelalarla duyuruluyor.
İyi de haksız rekabet değil mi bu?
Çünkü o kadar güzel bir reklam yöntemi ki her gün yüz binlerce sürücü görüyor.
Üstelik TRT FM tabelaları, trafik levhası formatıyla birebir aynı olduğundan "ne diyor acaba" diye ister istemez bakıyorsunuz.
Karayolları bu reklam mecrasını sadece TRT FM’e kullandırarak, özel radyolara haksızlık yapıyor.
Merak ediyorum, karayolları bu tabelalar için TRT’den para alıyor mu?
Bu tabelalar eskidiğinde, yenisi dikildiğinde parasını kim ödüyor, TRT mi, karayolları mı?
Madem böyle bir uygulama yapılabiliyor, karayolları neden özel radyolara da çağrıda bulunup, "Yol kenarlarına siz de frekanslarınızı yazabilirsiniz" demiyor?
Gerekirse bunun ihalesi açılır, TRT de özel radyolar da bu ihaleye girer, kazanan yol kenarlarına frekansını yazar.
Karayolları da para kazanmış olur.
Pazar 15.30 Bağdat Caddesi
Geçtiğimiz günlerde Bağdat Caddesi’nde yine bir ’cinayet’ yaşandı.
Geceyarısı Şaşkınbakkal Marks and Spencer’ın önündeki yaya geçidinde karşıdan karşıya geçen 35 yaşındaki Suat Ayöz’e bir otomobil çarptı.
Opel Vectra marka otomobilin sürücüsü kazadan sonra arabasından iniyor, Suat Ayöz’ün yaralı olduğunu görmesine rağmen yardım etmiyor ve tekrar arabasına atlayıp kaçıyor.
Deniz Harp Okulu mezunu olan, dalmayı, sörf yapmayı seven Suat Ayöz öldü.
Arkadaşları Marks and Spencer’ın güvenlik kamerasının kaza anını görüntülediğini iddia ediyor. Bağdat Caddesi’nde yaşanan trafik terörünü Suat Ayöz’ün arkadaşları bu pazar protesto edecek.
Pazar günü 15.30’da Ayöz’ün öldüğü Marks and Spencer’ın köşesinde buluşacaklar ve "İnsan hayatına saygı istiyoruz" diyecekler.
Karşının sakinleri Bağdat Caddesi’nde daha kaç can gittikten sonra sakinliklerini bozacaklar merak ediyorum.
Bakalım bu pazar kaç kişi olacak caddede...
Beylikdüzü polisi İstiklal polisi
Belediyelerin özel güvenlik birimleri kurması yasalara aykırı. Ancak Beylikdüzü Belediyesi’nin soygunlar ve cinayetler canına tak etmiş ve güvenlik timi oluşturmuş.
Beyoğlu’nu Güzelleştirme Derneği’nin de benzer bir talebi var.
Vali Muammer Güler ve Belediye Başkanı Kadir Topbaş da yasalara aykırı olmadan, Beyoğlu’na özel güvenlik kurmanın yollarını arıyorlar.
Beylikdüzü Belediyesi’nin açtığı yolda, diğer belediyeler de ilerleyecektir.
Daha dün sabah haberlerde, İstiklal’de dört kişi tarafından basılıp dağıtılan bir kafenin haberi vardı.
Beylikdüzü’ne özel polis...
İstiklal’e özel polis...
Kadıköy’e özel polis...
"Adım başı değil adam başı" polis.
Asayiş başka türlü berkemal olmayacak...
Kimse bilge olmak istemiyor
Önceki akşam Kadir Çöpdemir’e çok güldüm.
NTV’deki programında sokağa çıkmış, "Cengiz Semercioğlu, Ferrari’sini Satan Bilge’nin yanlış yaptığını söylüyor. Siz olsaydınız Ferrari’nizi satar mıydınız" diye soruyor.
Geçenlerde Ferrari’nin son modeli 612 Scaglietti’yi yazmış, "Bilge bunu görse satar mıydı acaba" demiştim ya, Kadir de bunun mavrasını yapıyor işte milletle...
Tabii satan çıkar mı?
Kadir de milletle birlikte bilgeye verip veriştiriyor.
Çok eğlenceliydi.
Hem çok güldüm hem de sokakta sohbet işini en iyi yapan ismin Kadir Çöpdemir olduğunu bir kez daha gördüm.