Paylaş
BDP’nin İstanbul Büyükşehir adayı Sırrı Süreyya Önder olursa...
CHP’nin adayı da Mustafa Sarıgül olursa...
Deniyor ki;
Sırrı Süreyya Önder oyları bölecek, CHP’ye gidecek oyların bir kısmını çalacak...
Böylece aradan yine Kadir Topbaş ya da Ak Parti’nin göstereceği aday kimse o sıyrılacak...
Sırf bu korku yüzünden utanmasalar bazı sosyal demokratlar Önder’e ‘aday olma’ diyecekler.
Sırrı Süreyya, genel seçimlerde sadece ikinci bölgeden 120 bin oy aldı...
Çevremden biliyorum; “Nasıl olsa Meclis’e girmesi garanti, oyumuz çöpe gitmesin” diyerek pek çok kişi de oy vermedi.
Şimdi büyük puan topladığı Gezi Parkı ve barış sürecinin ardından Büyükşehir’e aday olursa, Sırrı Süreyya Önder’in İstanbul’da 600 bin oyu çantada keklik...
(2009 yerel seçimlerinde DTP’nin İstanbul adayı Akın Birdal 324 bin oy aldı...)
Önder, doğru bir kampanyayla 1 milyon barajını da geçebilir.
Ama 1 milyon oy, İstanbul’a belediye başkanı olmaya yetmez.
Son seçimde Kadir Topbaş, 8.800.000 seçmenden 3.092.000’inin oyunu alarak seçildi.
Bu sefer de 10 milyon civarı olacak seçmenden diyelim ki Ak Parti adayı 3.300.000, Mustafa Sarıgül 3.000.000, Sırrı Süreyya Önder de 1.000.000 oy aldı...
CHP çok küçük bir farkla, kıl payı İstanbul’u kaybettiği için Sırrı Süreyya Önder’i mi suçlayacak?
Solcular, Önder’i hain mi ilan edecek?
Siyaset tam da bu değil mi?
Birbirinin oyunu çalmak...
CHP kaybedecek diye, BDP hayatı boyunca İstanbul’da kazanacağı en fazla oyu çöpe mi atsın?
Hangi siyasi parti yapar bunu?
CHP’liler Önder’in adaylığının oyları bölmesinden bu kadar korkuyorsa, Ak Parti’yi İstanbul’da devirmeyi bu kadar istiyorsa seçimde CHP olarak Önder’i desteklemeyi neden düşünmüyor?
Şakaydı canım, böyle bir şeyin CHP’yi orta yerinden ikiye böleceğini hepimiz biliyoruz...
Peki ben kişisel olarak böyle bir durumda ne yaparım?
Sarıgül’e mi, Önder’e mi veririm oyumu?
Demirel’in deyişiyle “Siyasette 24 saatte çok şey değişir”, yerel seçimlere daha çoook var...
Karaköy’ün en yenisi: Ferahfeza
Karaköy, daha Galataport’un temeli atılmadan aldı başını gitti...
Restoranları, barları, kafeleriyle eğlence hayatı Beyoğlu’ndan koşar adım deniz kenarına iniyor.
Geçtiğimiz hafta yeni bir restoran daha açıldı Karaköy’de, katlı otoparkın hemen yanında, girişinde Garanti Bankası ve Mimarlar Odası’nın bulunduğu yeni binanın teras katında... Adı Ferahfeza...
Bir mekân yüksek tavanlıysa benim için daha kafadan sınavı geçmiştir. İç mekânı ferahsa, tasarımı ince bir zevk ürünüyse, bir de terası varsa, üzerine yemekleri de güzelse daha ne olsun...
Ferahfeza’da hepsi var...
Bir değil, iki terası var; geniş olan deniz tarafına bakıyor, barın arkasında bulunan Galata Kulesi manzaralı...
Geniş bir barı, açık mutfağı var...
Çok şık dizayn edilmiş bir mekân.
Fotoğraflarını görüp o kadar beğendim ki, açılıştan sonra 4’üncü akşamı damladım.
Daha tanıtım bile yapmamışlar.
Bayramdan sonraya hazırlanıyorlar.
Leb-i Derya’nın sahibi Handan Özbek ve ortaklarının açtığı bir mekân Ferahfeza...
İsim ‘anası’ Ece Temelkuran.
Ekip ne ad koyalım diye düşünürken “Ferahfeza olsun” demiş...
Hem bar olarak, hem restoran olarak güzel... Başlangıçlar 15-20, ana yemekler 32-50 lira arası.
Kuzu Karski denedim, çok lezzetliydi.
Mönüdeki ‘organik bebek piliç’e adından dolayı itiraz ettim, bebeği olanların kulağına hiç hoş gelmeyeceği için.
Tamam kuzu da bebek, süt danası da bebek ama en azından ‘bebek’ diye gözümüze sokulmuyor.
Bayram sonrasında adını kısa sürede çok duyacağımız yerlerden olacak Ferahfeza...
Gözü kapalı tavsiye ederim.
Alın sevgilinizi/eşinizi gidin, keyifli bir akşam geçireceğiniz garanti...
Bayramda Bodrum
Uçak biletleri almış başını gitmiş...
Otellerde yer bulmak mümkün değil...
Oruçtan çıkılmış, millet yeme-içmeye hasret...
Restoranlarda nasıl yer bulunacak...
Bulunsa nasıl hizmet alınacak...
Her şey her zamankinden pahalı...
Bayram kalabalığında Bodrum’a gitmek akıl kârı değil...
Açıkçası delilik!
Ben yine de binlerce insan gibi o deliliği yapıp bayramda Bodrum’a gidiyorum.
Gözüm arkada kalarak...
Bayramda İstanbul’da kalanları kıskanarak...
Paylaş