Uzun yolda Müslüm Baba’yla

Hafta başında şehir dışında uzun bir yola çıktım Müslüm Gürses’le...

Şehirler arası yolda araba kullanmayı severim, hele bir de yetişilmesi gereken bir yer yoksa...
İstediğin yerde durursun, istediğini yaparsın, tadını çıkara çıkara yol alırsın.
Müslüm Baba’yla da öyle oldu.
O gün nasıl kasvetli bir hava var, hafiften yağmur çiseliyor:
“İnadına yenilmeden aşık olmadan gel, bu gidişin sonu kötü kalbi kaybetme gel” diyor Müslüm Gürses.
Kenan Doğulu’nun en güzel parçası.
Kendine özgü üslubuyla okuyor Müslüm Baba...
Sandık’tan ilk çıkan bu olmuş, ilk klibi de buna çekmişler.
Kenan Doğulu’nun bu yorumu ilk duyduğunda çok sevdiğini duymuştum, haklıymış, dinleyince siz de seveceksiniz.
Sonra damardan bir “İtirazım Var” geliyor...
Aynı şarkının Ceza’yla düet yaptığı versiyonu var ki bu uzun yolu çok daha eğlenceli hale getiriyor.
“Bir mazeretim yok benim yolun sonun zaten ölüm
İstediğin kadar da bağır kimse duymaz son sözün
Adaletiyse bu dünyanın itirazım var gülüm” diye çok iyi sözler yazmış bu klasik şarkıya Ceza...
Gönül’le birlikte yağmur da şiddetini artırıyor, Fikret Kızılok’a saygı gibi.
Müslüm Gürses’le ikinci kez efsane olacak bu şarkı.
“Hadi inat etme, bana olmaz deme” diyen Sezen Aksu şarkısında bu kez Öykü’yle Berk’in Öykü’sü eşlik ediyor yolculuğumuza...
Son yılların en iyi kadın vokalisti Öykü’yle Müslüm Baba çok iyi yakışmışlar birbirine.
Müslüm Gürses Sandık’tan eski şarkıları çıkaracak da klasik Müslüm şarkıları olmayacak ha?
Benim Meselem, Senden Vazgeçmem ve Bu Şehirde Yaşanmaz peşpeşe geliyor...
Yol akıp gidiyor, tam damardan söylüyor Müslüm.
“Müslüm Baba’cı” arkadaşların Müslüm Gürses’le kurduğu saygı ilişkisini daha iyi anlıyorum şimdi...
Tüm bunların üstüne Sezen Aksu’dan Vazgeçtim ve Sorma’yı da patlatıyor Baba...
Nasıl bitiyor yol anlamıyorum...
Ben Müslüm Gürses’in bu kadar iyi yol arkadaşı olduğunu bilmezdim.

Baba’nın Sandığı

O uzun yolda tekrar tekrar dinledim Müslüm Gürses’in Sandık albümünü.
Müzik sektöründe birbirinin nerdeyse aynı prodüksiyonlar, şarkılar, videoların döndüğü ortamda, Müslüm Gürses’in bu albümü daha ilk şarkıdan farklı yerde duruyor.
Hepimizin içini ısıtacak, neşeli hüzünlü şarkılardan oluşan bir seçki...
Pasaj Müzik daha önce Aşk Tesadüfleri Sever albümüyle Müslüm Gürses’i çok farklı bir yere taşımıştı.
“Sandık” bunun bir devam albümü olmuş.
Bu albüm kriz mriz dinlemez, diğerinin başarısını geçecek kadar iyi.
İyi düşünülmüş, titiz hazırlanmış işlerin her zaman müşterisi olduğunu kanıtlayacak bir prodüksiyon.

Sınıfta kalan iki gazete reklamı

Şu sıralar iki gazetenin birden reklam kampanyası başladı, biri Sabah’ın diğeri yeni çıkacak olan Habertürk’ün.
Sabah sadece kelimeleri kullanarak bir imaj kampanyası yapmış.
Gazeteye yönelik ‘yandaş medya’ eleştirilerine de yanıt veriyor bir anlamda.
Ama görsel yönden o kadar zayıf ki, bir izleyenin ikinci kez izlemesi için hiçbir neden yok.
Etrafta sadece uçuşan kelimeler var, bu sadece radyo reklamı olarak iyi olabilir.
Televizyon görsellik ve prodüksiyon demek.
Bu kadar sıfıra yakın bir prodüksiyon benim aklıma tek bir şey getiriyor. İş aceleye gelmiş, Sabah para harcamak istememiş.
Gelelim Habertürk’e...
Farklı olacak farklı olacak denilen gazete bu mu?
Farklı olacak denilen gazete daha ilk imaj reklamında Hürriyet’e, Sabah’a, Milliyet’e, Vatan’a laf atarak işe başlıyor.
Peki gazeteyi okuyan şapkalı abi kim orada?
Bakın o gerçekten farklı; Türk’ten çok İngiliz’i andırıyor...
Hem imajı hem sloganlarıyla okurla ilk buluşma için çok soğuk bir kampanya.
Onu bilir onu söylerim, Türkiye’de burnundan kıl aldırmayan reklamcılar iş yaratıcılığa geldiğinde hem Sabah’ta hem Habertürk sloganlarında olduğu gibi “kelime oyunundan” başka bir şey bulamıyorlar.
Akılda kalacak “vaay ne güzel düşünmüşler” dedirtecek tek bir şaşırtıcı iş çıkmıyor.
Yazarın Tüm Yazıları