Ünlüler ’savaşa hayır’ demek zorunda mı?

Ünlü isimler her toplumsal kampanyaya karşılıksız katılmak zorunda mıdır?

Bu soru zaman zaman bu tür kampanyalarla birlikte tartışmaya açılıyor.

Son olarak da SkyTürk, İsrail saldırılarına karşı ’Savaşa Hayır-Çocuklar Ölmesin’ diye bir kampanya başlattı.

Kanal birçok sanatçıya çağrıda bulunarak iki dakikalık konuşma yapmalarını teklif etti.

İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay, Mahsun Kırmızıgül, Mehmet Ali Alabora, Kerem Alışık, Ali Poyrazoğlu, MFÖ teklife evet demiş.

Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Cem Yılmaz, Tarık Akan ve Kıraç ise kabul etmemiş.

Bunun üzerine kanalın Yayın Yönetmeni Serdar Akinan ortalığı birbirine kattı.

"Eğer bin dolar verseydik kabul ederlerdi. Bunların vicdanları parayla ölçülüyor" diyerek olaya tepki gösterdi.

Ne hakla?

Her sanatçı gelip senin kampanyana katılmak zorunda mı?

Kabul edenlerle neden yetinmeyi bilmiyorsun da, işi kabul etmeyenlerin vicdanını sorgulamaya kadar götürüyorsun?

Ne yazık ki Serdar da, toplumsal kampanya dendiğinde akan suların durması gerektiğini düşünenlerden.

Ne biliyorsun, belki Kıraç ’savaşa hayır’ demek istemiyor, belki Ajda Pekkan politik bir duruş sergilemek istemiyor, belki de gerçekten işleri oldukları için zaman ayıramadılar.

Sırf SkyTürk gibi izlenmeyen bir kanal yaptığı için bu işi kabul etmemeleri bile benim için yeterli gerekçe sayılabilir...

SkyTürk’ün ’Savaşa Hayır’ kampanyası gibi, yarın BTV çıkıp sokak çocukları yararına kampanya yapsa, XTV çıkıp ’Kadına şiddete hayır’ dese, yine ünlüler çıkıp iki dakika konuşma yapmak zorunda mı kalacak?..

Ünlüler çıkmadığı için ZTV’nin de ’bunların vicdanı para’ deme hakkı var mı?..

Yok! Olamaz! Olmamalı!

Serdar iyi bir kampanya düşünmüş, konuşmak isteyen konuşur konuşmak istemeyen konuşmaz.

Kimsenin savaşa hayır demediği için ünlülere savaş açmaya hakkı yok.

Türkü barlar da gürültü yapıyor

İstanbul’da gürültü yasağı sadece Boğaz’da mı uygulanıyor?

Ali Eyüboğlu’ndan rica etsem, Çevre Bakanı Osman Pepe’yle birlikte Beyoğlu’nun arka sokaklarında da ses ölçümü yapar mı acaba...

Özellikle de Beyoğlu’nda son beş yılda sayısı hızla artan türkü barların çevresinde...

Eğer ses sınırında çifte standart bir uygulama yoksa bu türkü barların çoktan ceza yemiş olması gerekiyordu.

Neden türkü barlar diyorum?

Çünkü en çok sesi onlar açıyor, birbirleriyle yarışıyor.

İçeride davul zurna çalındığında dışarıya kolonlar koyup sokağa yayın yapıyorlar.

Boğaz’daki eğlenceyi susturanların, türkü barlara neden ses çıkarmadığını merak ediyorum...

Acaba iki ayrı eğlence kültürü olduğu için, birine göz mü yumuluyor?..

İyi ki yapımcı Uğur Yücel değil

Uğur Yücel’in Hayatımın Kadınısın filminde Türkan Şoray’la oynadığı haberlerini dünkü gazetelerde görünce ilk olarak, "Eyvah yine batacak" dedim.

Bir önceki filmi Yazı Tura’ya yönetim ve senaryo dışında, Hakkı Göçeoğlu, Defne Kayalar ve Haris Padouvas’la birlikte yapımcı olarak da imza atmıştı Uğur Yücel...

Film gişede başarılı olamayınca da zarar etmiş, hatta o dönem Yücel’in evini sattığı dedikoduları bile çıkmıştı...

Hayatımın Kadınısın da gişe yapacak bir film gibi durmuyor.

Neyse ki bu sefer yapımcı TMC’ymiş.

Yani film zarar ederse bu kez Yücel’in hanesine yazmayacak.

Televizyondan kazandığını sinemaya yatıran, oyunculuğu tartışılmayacak bir isim Uğur Yücel...

Sinemayı da hiçbir zaman gişeye yönelik düşünmüyor.

Türkan Şoray’ı partner olarak seçmesi de bunu gösteriyor zaten.

Umarım yanılan ben olurum.

Hem iyi bir film izleriz hem de Hayatımın Kadınısın gişede iyi iş yapar.

Umarım TMC de zarar etmez, Yücel de yönetmen olarak ilk büyük işine imza atar.

BİNLERCE...

Ben de batıya özeniyorum ama Hande Yener gibi değil, o ruhunu kaybetti" dedi, sonra çıkıp inkar etti.

Oysa bu sözleri hálá bizde kayıtlı!

Sonra Tarkan için, "O megastarsa ben de ultrastarım" dedi, peşinden bir-iki gazetede bunu da yalanladı.

Oysa bu sözleri de Star TV’nin arşivinde!

"Bodrum’un paşasıyım" lafını da aynı şekilde zora düşünce yalanladı.

Son konserinde de, protokolde kadın gazetciler otururken sahneden Frank Sinatra’nın bir anısını anlattı.

Sinatra’nın "Ben o kadın gazetecinin ta ...." dediği bir anı.

Bunun üzerine bazı kadın gazeteciler konseri terk etti.

Serdar Ortaç yine bir açıklama yaptı ve "Öyle demedim" diyerek olayı yuvarladı.

Serdar Ortaç bundan sonra iki kere düşünüp konuşsa fena olmayacak.

Çünkü bu kıvraklığı ünlü şarkısını çağrıştırır oldu artık...
Yazarın Tüm Yazıları