Paylaş
Şimdi de THY “talep yok” diyerek iç hatlarda altı güzergâh dışında içki sevisini kaldırdı.
Doğru işletmecilik nedir?
Hiç talep olmayan hatta bile günün birinde tek bir yolcu talep eder diyerek içki bulundurmaktır.
Diyelim domates suyuna ya da sodaya da çok az talep var.
THY bunları uçağa yüklemekten vazgeçer mi?
Aslında böyle saçma bir uygulamaya kalkışmak yerine THY iç hatların hepsinde alkolü parayla satmayı tercih etse olay çözülecek.
THY gibi dünya çapında bir şirkete içkiyi yasaklamak yakışmaz.
Ama parayla satmak yakışır.
Çünkü bir yanıyla THY bizi çok fena lükse alıştırdı.
Dünyanın bütün büyük havayolu şirketlerinde iç hatlarda bırakın alkolü bedava vermeyi su bile paralıdır.
Yiyecek tek bir şey servis etmezler.
Benzer uygulamalar bizdeki özel havayolu şirketlerinde de var.
THY yasakçı olmak yerine “İç hatlarda içki servisi artık paralı” dese kimse bir şey diyemezdi.
Parasını verene içki ikram ederdi.
Hiç değilse böylece tüm yolcularının tercihlerine saygı gösteren bir havayolu olarak anılırdı.
Bu kararından geri adım atmalı ve THY tüm iç hatlarda içki satışını paralı hale getirmelidir.
Kaynanalar da bitti!
Daha pazartesi günü “Bir kuşak giderken” diye yazdım...
Sinemadan tiyatroya, sanattan televizyona Türkiye’nin popüler kültür hayatının ilk kuşağıyla vedalaştığını söyledim...
Ölüm haberlerinin çok olduğu ocak ayına şaşırmayın, artık 10-15 yıl öncesine göre çok daha fazla toplumu üzen ölüm haberleri alacağız dedim.
Daha yazının üzerinden iki gün geçmeden Tekin Akmansoy’un ölüm haberi geldi işte...
Nuri Kantar’dı, televizyonun ilk büyük starıydı o...
Öyle böyle değil...
Bugünün “Yalan Dünya”sı neyse, ondan bile büyük etkisi vardı “Kaynanalar”ın toplum üzerinde.
Çok iyi hatırlıyorum, dizinin yayınlandığı gecenin sabahında herkes onları konuşurdu.
Herkes birbirine “Kaynanalar” esprisi yapardı.
Aralık ayında o dizinin kaynana Nuriye’si Leman Çıdamlı’yı kaybettik.
Şimdi de Nuri Kantar’ı; Tekin Akmansoy’u...
Mekanları cennet olsun...
TRT ikisinin anısına nostaljik bir “Kaynanalar” gösterimi yapsa bari...
Çünkü bu sefer “Kaynanalar” gerçekten bitti.
John Rabe
John Rabe’in hikâyesini ve Nanking Katliamı’nı bilmiyordum.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonlar’ın dönemin Çin başkenti Nanking’de giriştikleri katliamda ölü sayısı 200-300 binlere ulaşmış.
O dönem Nanking Siemens’in genel müdürü olan John Rabe tamamen kişisel çabalarıyla 200 binden fazla Çinlinin hayatını kurtarmış.
Moviemax Festival kanalında halen gösteriliyor bu etkileyici film.
Ne var ki film, John Rabe’in Almanya’ya dönüşüyle sona eriyor.
Oysa John Rabe’in hikâyesinin bundan sonrası daha da ilginç.
Nazi düşmanı Çinlilerle işbirliği yaptığı gerekçesiyle Almanya’da yargılanıyor, elindeki tüm belgelere ve günlüklerine el konuluyor.
Savaş sonrasında Ruslar ve İngilizler tarafından yargılanıyor. Çünkü Nazi Partisi üyesi...
Hatta Nanking’deyken Hitler’e masum Çinlilerin kurtarılması için yardım isteyen beyhude mektuplar yazıyor.
1946 yılında aklanıyor.
Bütün hayatı boyunca biriktirdiği 50 bin doları Nanking’de Çinliler için harcadığından 1950 yılında yoksulluk içinde ölüyor.
Bugün hâlâ Çin’de bir halk kahramanı John Rabe...
Digiturk’te filmi bulup izlemenizi tavsiye ederim.
Paylaş