Testi kırılmadan...

Antalya Belediyesi, sinemayı ödüllendirdiği Altın Portakal’dan sonra, televizyon yapımlarını ödüllendireceği İsmail Cem Televizyon Ödülleri düzenlemeye hazırlanıyor.

Bu yıl 24 Nisan’da Antalya Mardan Otel’de yapılacak ilk tören, Turkmax’ten de canlı yayınlanacak.

Jürisinde yer almadım bu törenin, hem iyi bir dizi izleyicisi olmadığım, hem de bu tür ödül törenlerinin sürekliliğine inanmadığım için...

3,5 yıl sonra CHP’nin Antalya’yı kaptırması halinde, gelen yeni yönetimin “Neden İsmail Cem adına ödül veriyoruz” diyerek töreni iptal etme olasılığı muhtemel...

CHP yönetimi de, önceki AK Partili belediyenin Altın Portakal’daki uygulamalarını değiştirmişti.

Bu yüzden törenler belediyelerin hegomanyasında olmamalı.

Umarım İsmail Cem Televizyon Ödülleri beni yanıltır ve uzun soluklu olur.

Ancak şimdiden bir eleştiri yapayım; 41 dalda ödül verilmez... Verilirse o ödül töreni bitmez.

Bu kadar çok ödül verilmesi ve herkesin ödül alması, o ödülün değerini düşürür.

Bir de hazır zaman varken kategoriler tekrar gözden geçirilmeli.

En İyi Müzik Eğlence Programı’nda Volkan Konak’ın programıyla “Çok Güzel Hareketler Bunlar” yarışıyor...

Bu iki programı aynı kategoride yarıştıran ödül töreninin inandırıcılığı olmaz. Testi kırılmadan uyarayım dedim.

Başkan Akaydın, İsmailov’la barıştı

Aslında bu yazının içinde ilginç bir haber var; Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği İsmail Cem Televizyon Ödülleri töreninin Telman İsmailov’a ait Mardan Otel’de yapılacak olması.

CHP’li Başkan Mustafa Akaydın, AK Partili Menderes Türel zamanında yapılan bu oteli uzun süre protesto etmiş, dünya ünlülerinin geldiği açılışına bile katılmamıştı.

“Göz zevkimi bozuyor, o yüzden açılışına gitmedim” dediği Mardan Otel hakkında inceleme başlatmıştı.

Benim bildiğim kadarıyla açılıştan bugüne Mardan’ın mimarisi değişmedi, anlaşılan bir yıl içinde Başkan Akaydın’ın göz zevki değişmiş.

Şimdi çıkıp 24 Nisan’da Mardan’da ödül verecek Başkan...

Yine de bölgenin en pahalı yatırımıyla Büyükşehir arasındaki sorunların giderilmesi sevindirici.

En güzel: Tuğçe Kazaz

Bizim hafta sonu eklerinden Hakan Gence aradı, “Bu hafta jürimiz en güzel kadını seçecek, senin de jüride olmanı istiyoruz” dedi. Yedi aday belirlemişler, 1’den 7’ye kadar puan vereceğiz...

Adaylar arasında Beren Saat, Tuba Büyüküstün gibi isimler var.

“Benim en yüksek puanım Tuğçe Kazaz’a” dedim, 7 puan verdim...

“Emin misin” dedi Hakan. Şaşırmasından anladım ki Tuğçe’yi birinci sıraya yerleştiren pek çıkmıyor...

Önceden oyumu açıklayarak jüriyi etkilemek istemem ama Tuğçe Kazaz sadece güzelliğiyle değil, Türkiye’nin tek Avrupai modeli olarak da bence birinci sırayı hak ediyor. Bu hafta sonu Hürriyet’te nasıl bir sıralama çıkacak, merak ediyorum.

Not 1: Tuğçe Kazaz’ı birinci sıraya yerleştirmemin geçen gün Kelebek’in birinci sayfasında yer alan fotoğrafla ilgisi yoktur.

O fotoğrafın etkisi altında kalmış değilim yani...

Not 2: Söz Hürriyet hafta sonu eklerinden açılmışken, İsken der Baydar’a hoş geldin dememek olmaz.

Sabah’tan, Star’dan, Takvim’den beri yakından takip ettiğim arkadaşımla artık omuz omuza çalışmak keyifli olacak.

Baştan çıkarmanın kitabını yazacak

e-Kolay’ın şehir rehberi için ünlülerle sevdikleri mekanlara gitmeye başladık.

Bir yandan yemek yiyoruz, bir yandan da laflıyoruz; hem mekan hem de işler üzerine...

Başak Sayan’la Bebek’in gözde mekanı Happily Ever After’daydık geçenlerde.

Yeni bir kitap yazdığını öğrendim Başak’ın; baştan çıkarmak üzerine...

Ben işi hemen kadın-erkek ilişkisi olarak aldım ama Başak itiraz etti.

“Kadının erkeği, erkeğin kadını, politikacının kitleleri, reklamcının tüketiciyi baştan çıkarması arasında fark yoktur. Tüm bunlar aynı psikolojik etkenlere bağlıdır” dedi. Haziranda çıkacak kitabında bunları anlatacakmış. Başak’la Happily Ever After sohbetimizin tamamı e-Kolay’da...
Yazarın Tüm Yazıları