Sürahi Nine...

“Bir Demet Tiyatro”dan da önce, “İnce İnce Yasemince” döneminde...
Yılmaz Erdoğan’ın daha ‘tıfıl’ bir oyuncu-yazarken anneannesinden esinlenerek yarattığı Sürahi Nine karakterini Yasemin Yalçın müthiş oynamıştı.
İşte Sürahi Nine’ye ilham olan babaanne Süheyla Erdoğan dün vefat etti.
Eğer hayatınızda derin izler bırakmışsa, anneanne/babaanneyi kaybetmek çok daha ağır oluyor.
Yılmaz Erdoğan’ın üzüntüsünü en iyi anlayacaklardan biri de benim...
Başın sağ olsun Yılmaz...

Sahte içki, sahte yazı...

Geçen hafta sahte içki imalathanesine yapılan baskından sonra bir çağrıda bulunmuştum;
İstanbul’da sahte içki satan dokuz ünlü gece kulübünün ve güneydeki 17 otelin adı açıklansın diye...
Bunun üzerine Habertürk’ün mekan yazarı Tayfun Topal, “Sahte içkiyi hangi ünlü mekanlar kullanıyor” diye bir yazı yazdı.
Tayfun mekanları ve restoranları iyi bildiği için merakla okudum yazısını...
Bakalım kimlermiş diye...
Ama o da ne? Tam bir hayal kırıklığı!
Tayfun, “Sahte içkiyi hangi ünlü mekanlar kullanıyor” başlığıyla yazdığı yazıda tek bir mekan adı vermemiş, verememiş.
Bir de dalga geçer gibi yazının sonuna not düşmüş; “Yarın, sahte puro satan mekanlar nereler” diye...
Sahte içki yazısından bir şey çıkmayınca puro yazısından ümidim hiç yoktu zaten.
Yanılmadım, ikinci yazısında da sahte puro satanı değil, satmayan tek bir mekanı yazmış Tayfun...
Okur olarak attığı başlıklarla beni kandırması bir yana, anladım ki mekan yazarları bu sahte içki/puro olayında hiçbir mekanın ismini veremeyecek.
Zaten ben de bu isimleri emniyetin ya da maliyenin açıklamasını istemiştim.

Tadı kaçtı...

Cansu Dere’ye daha ne kadar eski sevgili sorusu sorulacak merak ediyorum.
Cem Yılmaz evlenmiş, baba olmaya hazırlanıyor...
Cansu Dere yeni bir ilişkiye başlamış...
Elbette 7 yıllık beraberlikten sonra gazeteciler Cansu’ya “Bu evlilik hakkında ne düşünüyorsun?” diye soracak.
Ama bir sorulur, iki sorulur...
Temcit pilavına dönüştürülmez ki olay...
İşin tadı kaçarsa tarafların hepsine ayıp olmaya başlar.
İşin tadı kaçtı da...

Zafer Algöz başkan...

Zafer Algöz’ün Beşiktaş’a başkan olması bir sosyal medya geyiği olarak başladı ama ciddi ciddi büyüdü olay...
İnşaatçı oluyor da...
Fabrikatör oluyor da...
Bir oyuncu neden olmasın kulüp başkanı?
Biliyorum bir ütopyadan öteye geçemez Zafer Algöz’ün Beşiktaş başkanlığı... Metin Uca’nın Cumhurbaşkanlığı’na aday olması gibi hatırlayacağımız bir olay olarak kalır...
Ama Beşiktaş başkanlığı için benim bir oyum olsa Zafer Algöz’e gözüm kapalı veririm.
Yıllardır kulüplere başkan olan isimlerden daha kötü başkanlık yapması imkansız çünkü...

Röntgencilik mi?..

Gülben Ergen, gazetecilerin içinde, kameraların önünde, herkesin ortasında sevgilisiyle mesajlaşacak...
O mesajları görüntüleyen gazeteciler de röntgencilik yapmış olacak, öyle mi?..
Bunu iddia eden de Günaydın’ın yazarı Öncel Öziçer.
“Gülben’in mesajlarının görüntülenmesi, insanın yatak odasına dalmak kadar özel hayata müdahale bence” diyor Öncel...
- Bunu söyleyenin bir magazin ekinde yazıyor olmasına mı şaşayım...
- “Bir ünlü herkesin ortasında mesajlaşıyorsa, gazeteci de bunu bal gibi çeker” kuralını bilmemesine mi...
- Yoksa, “Ne zamandır bir konuşma salonu, yatak odası gibi özel bir yer oldu” karmaşasına mı...