Emre Altuğ’un sevgilisi Çağla Şıkel hakkında söyledikleri Ayşe Arman’la beni karşı karşıya getirdi. Bu ihtilafta kadın okurların hakem olmasını istiyorum.
Ben diyorum ki, Emre Altuğ "Tek gecelik bir ilişki olarak başladım" dediği için sevgilisi Çağla Şıkel’e ayıp etmiştir. Hem de çok... Hangi kadın olsa bu sözlere bozulur.
Ayşe Arman röportaj sahibi olmanın refleksiyle savunmaya geçti; "Emre’nin söylediği çok güzel aşk sözleri de var" diyor.
Fark etmez!
Bir kadına 99 iyi söz söyleyin, söyleyeceğiniz bir yanlış söz, sadece bir "yanlış söz" 99 iyi sözün hepsini alır götürür.
İşin kötüsü o dakikadan sonra da yıllarca sadece o bir kötü sözü hatırlar. Emre Altuğ da böyle yapmış, sevgilisini ilk başta "tek gecelik bir ilişki" olarak gördüğünü kamuyla paylaşarak bir çuval inciri berbat etmiştir.
Şimdi kadın okurlara soralım; Çağla Şıkel’in yerinde olmak ister misiniz? Ayşe’nin dediği gibi; röportajı okuduktan sonra Emre’nin söylediği aşk sözlerinden mutlu mu olursunuz...
Yoksa benim dediğim gibi; Emre’nin "tek gecelik ilişki" lafını okuyup gazeteyi bıraktığınızda, kalbinizde bir sızlama, ağzınızda kırık bir tat mı kalır?
Ayşe bile söylediğine inanmıyor!
Nereden mi belli? "Bir gecelik ilişki" lafını başlığa çıkarmasından... Emre’nin aşk sözlerini değil, daha iç gıcıklayıcı olan, bu tartışmaları yaratacağını bildiği asıl konuyu öne çıkarıyor; "Bir gecelik aşk diye başladım" sözünü manşet yapıyor.
Zaten Çağla’nın da Ayşe gibi değil benim gibi düşündüğünü öğrenmiş bulunuyoruz...
Bu sözler yüzünden Emre’yle tartışıp kavga ettiği söyleniyor.
Hatta dün Emre’nin kendini affettirmek için Amsterdam’a iki kişilik bilet aldığı, lüks bir otelde yer ayırttığı dedikodusu konuşuluyordu.
Anlaşılan o ki Ayşe röportajı yapan olarak Emre’yi savunma ihtiyacı hissediyor. Bu sözleri Emre’nin ağzından alması Ayşe’nin ne kadar iyi bir röportör olduğunu gösteriyor.
Röportajı çok iyiydi Ayşe’nin, yaptığı savunma ise kadınlar adına bir o kadar kötü!
Şimdi size soruyorum; Çağla’nın yerinde olsaydınız bu sözlerden dolayı Emre’yi haşlar mıydınız (Çağla’nın yaptığı gibi), yoksa Ayşe’nin savunduğu gibi "Evet aşkım, ben de seni seviyorum" mu derdiniz?
Atatürk kolyeleri
Kadınların isimlerinin boynunda taşıdığı kolyelere hiç ısınamadım.
"Cep telefonunuzu da yazın bari" diye bir yazı da yazmıştım geçmişte.
Şimdi yeni bir moda var, K. Atatürk imzalı altın kolyeleri boyunlarına takıyor kadınlar.
Bence hiçbir mahsuru yok.
Ancak Atatürk’ün giderek ticari bir malzeme yapıldığını düşünmeye başladım. Yani önüne gelen kuyumcu, K. Atatürk imzasını kolye yapıyor satıyor.
Che Guevara ismi son 20 yılda çakmaktan tişörte, şapkadan fincana, plaj havlusuna kadar inanılmaz bir ticari meta haline dönüştürüldü.
Genç kuşak neredeyse hediyelik eşya markası zannedecek Che’yi...
Bu gidişle Atatürk ismi de ticari malzeme olarak hoyratça kullanılacak ondan korkuyorum...