Paylaş
◊ 2 yıl önce buluştuğumuzda “Altın çağımı yaşıyorum” demiştin... Şimdi evlendin, yakında anne olacaksın... Şu an hayatının hangi dönemindesin?
- Bu dönemime pırlanta mı diyeyim, ne diyeyim? Altın çağın bile altını... O zaman üst üste bu kadar güzel şeyler yaşayacağımı bilmiyordum. Seninle röportaj yaptığımız zaman eşimle yeni tanışmıştık... Hatta insan ilk başlarda ilişkisini anlatmaktan çekinir ya, ben bütün kalbimle onu anlattım. Her şey o kadar güzel ilerledi ki... Hem evlendim, hem de üç ay sonra hamile kaldım...
◊ Belki de gerçek altın çağını şimdi yaşıyorsun...
- Evet... Kendimi tamamlanmış hissediyorum...
◊ Hamilelik nasıl gidiyor, kaçıncı ayındasın?
- 30’uncu haftadayım... Doğuma 2 ay kaldı.
◊ Doğumun ne zaman olması bekleniyor?
- Temmuz sonu, en geç 3 Ağustos gibi görünüyor.
◊ Burcu ne olacak?
- Aslan...
◊ Benim kızım da Aslan burcu...
- Öyle mi? Ben Koç’um, baba Kova... Koç da lider burçtur... Bildiğim kadarıyla Aslan da kendinden emin, dediklerini yaptıran, güçlü bir karakter oluyormuş. Benim kızım da inşallah öyle olur...
Hamileliğimde 1 tane baklava bile yemedim
◊ Eşine ilk hamilelik haberini nasıl verdin?
- Açıkçası biz bebek haberini bu kadar çabuk beklemiyorduk. Reglim 1-2 gün gecikince “acaba mı” dedim. Ama Selim’e çaktırmadım. Ya değilse diye düşündüm. Bir firmanın gecesinde sahneye çıkacaktım. Ama kendimi tuhaf hissediyordum. Tanıdık bir eczaneye gidip gebelik testi aldım. Bir baktım pozitif... Emin olmak için evdeki yardımcıma “Bir test daha alalım” dedim. Baktım yine pozitif, hemen Selim’i aradım.
◊ Selim haberi aldığında neredeydi?
- Selim iş için araçla Yalova’dan Bursa’ya geçiyormuş. Aracın içinde 4-5 kişilermiş... Aracı sağ çektirip aşağıya inmiş. (Gülüyor) Onunla çığlık çığlığa konuştuk. O da inanamadı. Demek ki kızımız bu zamanda gelmek istemiş...
◊ Nasıl bir hamilelik geçirdin?
- Şükürler olsun ki, kolay bir hamilelik geçirdim... Zorlukları biraz da annelerin kendileri yaratıyor diye düşünüyorum. Ben başından beri bunun bir hastalık olmadığını biliyordum. Bu süreci hissederek yaşamaya gayret ettim.
◊ Kaç kilo aldın?
- Şimdiye kadar 10 kilo aldım. Sağlıklı besleniyorum. Hamileliğim boyunca bir tane baklava bile yemedim. Çünkü yararı yok. Şimdi iki ayım kaldı, haftada 500 gramla gidersem, 13-14 kilo ile bitireceğim inşallah.
◊ Bulantı yaşadın mı?
- Hayır...
◊ Ne güzel, maşallah...
- İlk üç ay yaşanan bulantılar, anne adaylarının hayatını engelliyor... Ama benim midem hiç bulanmadı. Sadece yorgunluk ve uyku halim oldu. O halsizlik de biraz beni zorladı. Çünkü haftada 3-4 gün spor yapan, çok fazla aktif çalışan biriyim. Hamileliğin ilk aylarında çok çabuk yoruluyordum. Ama ilk üç aydan sonra o ikinci trimester dedikleri bölümde bu sefer tam tersi aşırı bir enerji geliyor. Müthiş mutluluk hormonu salgılıyorsunuz. İkinci bölümü çok güzel geçirdim...
◊ Hiç aşerdin mi? Gecenin bir vakti eşine “Canım karpuz çekiyor” dediğin oldu mu?
- Valla öyle bir şey yapmadım. (Gülüyor) Ocak ayında “bir karpuz olsaydı da yeseydik” demedim. Daha çok ekşi şeyler yedim. Selim’le her akşam oturup ayva yiyorduk. Benim göbek hafif hafif şiştikçe, o da göbeklenmeye başladı. Şimdi frenledi. Epey kilo da verdi.
Normal doğum yapmak istiyorum
◊ Evlilik yıldönümünüz ne zaman?
- 29 Ağustos... Ağustos ayında hem evlilik yıldönümümüzü, hem de bebeğimizin gelişini kutlayacağız. Şu an en büyük duam; kızımın sağlıkla gelmesi...
◊ Spor yapıyor musun?
- Hamileliğimin ilk başlarında pilates yapıyordum ama şimdi ara verdim. Artık yoga yapıyorum.
◊ Normal doğum mu yapacaksın?
- Şartlar yolunda giderse normal doğum istiyorum. Bu süreci kızımla birlikte yaşamayı çok istiyorum... Çünkü doğum; anne ile bebeğin birbirine destek olduğu bir süreç. Ben ona yol açacağım, o da bana yardım edecek. Bununla ilgili konuşurken bile tüylerim diken diken oluyor. Şu an için normal doğuma engel olacak bir durum yok... Ama bu işler kısmet tabii, sezaryen de olabilir...
◊ Normal doğuma nasıl hazırlanıyorsun?
- Doğum koçum var, şimdiden onunla haftada bir buluşuyorum. Konuyla ilgili çok okuyorum. Arkadaşlarım ve ailem “çok didikliyorsun” diyor ama yok çok meraklıyım, ne yapayım?
Doktorum izin verirse son ana kadar sahnedeyim
◊ Kızının adı ne olacak?
- Zeynep...
◊ Zeynep’i sen mi istedin?
- Beraber karar verdik. Birkaç alternatif daha vardı ama Zeynep daha çok içimize sindi.
◊ Şimdiden 20 bakıcıyı testten geçirdiğin doğru mu?
- Yok... Ama her çalışan anne gibi yardımcım olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sağlığım düzeldikten sonra tekrar konserlerime dönmek istiyorum. Sahnede olmak beni mutlu ediyor. Ben mutlu olursam, kızımın da mutlu olacağını düşünüyorum. Ama 20 dadı çağırdı da beğenmedi diye bir şey yok. Birkaç arkadaşımdan referans aldım, onların daha önce bebeklerini büyüten hanımlarla görüştüm. Birkaç kişiyle daha görüşeceğim ve karar vereceğim.
◊ Konserlerin devam ediyor mu?
- Evet...
◊ Gülşen karnı burnundayken sahneye çıkıyordu, sen de onun gibi son ana kadar devam edecek misin?
- Doktor izin verirse son ana kadar sahnede olmak istiyorum. Tabii çok uzak sahne programlarını kabul etmiyorum. Mesela 8 Haziran’da Tekirdağ’da halk konseri vardı, onu aldık.
Marka kıyafet yerine Denizli şile bezini tercih ederim
◊ Zeynep’in odası için 40 bin lira harcadığın doğru mu?
- Ben anne olmadan önce de çok fazla ortalarda dolaşıp “şu markaya, şu kadar para verdim” diyen birisi değildim. Hep işimle var oldum... Hamilelik döneminde böyle renkli haberler çıkıyor. Hatta o haberler çıktığında biz henüz odasını bile hazırlamamıştık. Hiçbir zaman “40 bin lira harcadık” da demedim.
◊ Hâlâ oda hazır değil mi?
- Haziran ortasında bitmiş olacak. En keyifli zamanlar... Ben de her anne gibi kendi bütçeme göre bebeğim için harcamalar yapıyorum. Hatta bebekten sonra daha tutumlu davranmaya başladım.
◊ Kızına marka kıyafet alır mısın?
- Hayır... Üstü yazılı şeyleri sevmiyorum. Marka bir kıyafettense Denizli şile bezi giydirmek daha çok hoşuma gider. Herkesin kendi zevki tabii ama ben üstü yazılı kıyafetleri çocukluğumda da sevmezdim.
Zeynep gelenek göreneklerimizi bilsin
◊ Bu, anne olmadan önceki son bayramın değil mi?
- Evet... Bir sonraki bayramda inşallah çocuğumla olacağım.
◊ Bayramlar sana ifade ediyor?
- Beni 2-3 yaşıma kadar rahmetli anneannem ve dedem büyüttü. Biz her bayram toplanıp onlara giderdik. Bayram denilince de mendillerin ütülenmesi, mendillerin arasına şeker konulması, yeni ayakkabılarımız, yeni kıyafetlerimiz, el öpmesi gibi adetler aklıma geliyor.
◊ Zeynep’i de o adetlerle mi yetiştireceksin?
- Artık ne yazık ki bayramlar eskisi gibi coşkulu yaşanmıyor. Ama ben yine de mümkün olduğu kadar Zeynep’in geleneğimiz göreneğimizi küçüklükten bilmesini isterim.
Küçücük bebeği niye meşhur edeyim
◊ Kızına doğar doğmaz sosyal medya hesabı açacak mısın?
- Hayır, hiçbir zaman açmayacağım. Büyüdüğü zaman isterse açar. Küçücük bebeği niye meşhur edeyim? (Gülüyor) El kadar bebeğe hesap açmak, bilemiyorum... Tabii açanlara saygı duymak lazım. Ama ben yok düşünmüyorum. Çok komik değil mi? Ben açmam...
◊ Sosyal medyada kızının fotoğrafını paylaşacak mısın?
- Paylaşacağım ama onun da bir kararı var. Her dakikasını paylaşmam. Sürekli paylaşım yaparak özgürlüklerini elinden alıyormuşuz gibi geliyor. Belki de o bebek, onu istemiyor. 0-3 yaş bilinçaltı oluşuyor. Elimizde telefonla sürekli çocuğu çekerek, ona ne veriyoruz? iPad’lerden uzak tutmak lazım...
◊ Burak Özçivit, Tarkan gibi bazı ünlüler bebeklerinin yüzlerini hâlâ göstermiyor. Sen onlar gibi nazara inanmıyor musun?
- Ben o kadar saklamam. İlk doğduğu zaman güzel bir aile fotoğrafı paylaşabiliriz...
Nazar, duayla değmez herhalde. Dua ederiz, değmez. (Gülüyor)
◊ Var mı şimdiden kuralların, sert bir anne mi olacaksın?
- Öyle eli maşalı bir anne olamam. Ama kendi hamileliğimde olduğu gibi bebeğimi de sağlık beslenmek istiyorum. Zararlı şeylerin tadını bilmesin istiyorum. Sosyal medya ile de çok haşır neşir etmem.
Kocama her gün daha çok âşık oluyorum
◊ Evlilik ve çocuk, aştaki heyecanı öldürüyor mu?
- Tam tersi, kocama her gün daha çok âşık oluyorum.
◊ Kocan için de aynı şey geçerli mi?
- Bence geçerli, çünkü öyle bakıyor bana...
◊ Hamilelikte kadının fiziği değişiyor, hormonları değişiyor... Hiç, “beni artık beğenmiyor mu” diye düşündüğün olmadı mı?
- Hayır... Mesela akşamları ayak bileklerim şişiyor. Selim de masajları öğrendi. Sırt ve ayak masajı yapıyor. Hatta Selim, “Yüzün eskisinden çok daha güzel oldu. Şimdi çok daha minnoş bebek gibisin” diyor. Belki de değilimdir ama beni mutlu ediyor. Şimdiye kadar hiç kendimi kötü hissettirecek bir şey demedi.
◊ Selim doğuma girecek mi?
- Evet, yanımda olacak. Zeynep’i ikimiz karşılaşacağız.
◊ Bütün doktor kontrollerine geldi mi?
- Hepsine geldi. Bu süreçte birbirimize daha çok bağlandık. Bebek bizi tam anlamıyla aile yaptı... Selim zaten aile hayatını seven bir adam. İşten çıkar çıkmaz hemen eve gelir.
◊ 7 ay boyunca “Arkadaşlarımla dışarı çıkayım, tatil yapayım” demedi mi?
- Yok, demedi. Selim iyi bir eş, iyi bir baba... Böyle de gitsin...
Paylaş