Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?

Gazeteler haber yapıyor...
Köşe yazarları yazıyor; alkollü araç kullanmayın diye...
Gece dışarı çıkanlara yönelik ben de bin defa yazdım.
Alkol alacaksanız taksiyle dışarı çıkın... Yok aracınızla çıkıp da alkol aldıysanız, ya aracınızı bırakın ya da vale çağırın diye...
Üstelik Rüzgar Çetin daha yeni alkollü araç kullanmaktan ölüme neden olup, hapse düşmüşken...
Yok, dinlemiyorlar...
Bakın Los Angeles’ta araba kiraladım, gece dışarı yemeğe çıktım, tek bir kadeh içmedim...
Neden?
Alkollü polise yakalanırsam, hele bir de kazaya karışırsam, mahkemelik olup tutuklanacağım için...
Amerika’da bunu bilip korkumuzdan alkollü direksiyon başına geçmezken neden Türkiye’de geçelim?
Burada insan hayatı daha mı değersiz?
Her ne kadar terör, trafik, ihmal, kıskançlık yüzünden her gün ölsek de, tam da bunlara inat insan hayatını değerli kılmalıyız biz... Alkollü araç kullanmayın, bu kadar basit...
Hâlâ alkollü yakalanan şarkıcı “Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz” diyor trafik polislerine...
Bilmiyoruz kardeşim, bilmek de istemiyoruz...
Ehliyetine el konmuş, hâlâ bahane peşinde; yok alkolmetre yanlış çalışıyormuş, yok iki kadeh şarap içmişmiş...
Trafik polisleri, babası olsa affetmemeli alkollü yakaladığı sürücüyü...
Bu konuda kararlılar zaten, tebrik ediyorum...

Galatasaray yönetimi taksicileri de karşısına aldı

Galatasaray sadece sahada kötü olsa hiç önemli değil, o kısa sürede çözülür... Asıl problem kulübün kötü yönetilmesi...
Vizyon, bileklikten öteye geçemiyor...
Bulabildikleri en büyük formül bu işte; kulüpten çok, bilekliklerin sahtesini yapan işportacıların işine yarayacak bir dahiyane fikir!
Koskoca kulüp bilekliğe bel bağlamış, haftalardır şaka gibi promosyonunu yapıyor...
Mesela Lazio maçından önce kulübün resmi sosyal medya hesaplarından Uber paylaşımları yapıldı...
“Stada Uber’le gelen yeni kullanıcılar, ilk yolculuklarından 40 liraya kadar ücretsiz yararlanacak” diye...
Çünkü 27 Ekim’de Galatasaray’ın Uber’le yaptığı bir anlaşma var ve yukarıdaki promosyon bu sezon boyu sürecek...
Peki bu anlaşmadan Galatasaray kaç lira aldı?
Dünyanın parasını almasını lazım ama ben rakamı bulamadım...
Çünkü Uber, bütün dünyada çok yaygın kullanılmasına rağmen hâlâ korsanlığı tartışılan bir uygulama...
Bütün dünyada taksiciler tarafından protesto ediliyor...
Şimdi Galatasaray, Türkiye’de güçlenmeye çalışan Uber’e bu anlaşmayla büyük destek atarak tüm taksicileri karşısına aldı...
Bu anlaşma sayesinde Uber, Galatasaray taraftarına 5 milyon lira üzerinde ulaşım desteği sağlayacakmış...
Bunun kulübe katkısı ne?
Peki Uber’e katkısı kaç milyon olacak bu işin?
Madem koskoca Galatasaray kulübü, korsanlığı hâlâ tartışılan bir uygulamanın promosyonunu yapmaya bu kadar hevesli, karşılığını da misli misli almalı...
Bana sorarsanız bu işe hiç kalkışmamalıydı bile...
Ama dedim ya, vizyon bileklik vizyonu kadar...
Uber’e de evet der, bizim mahalledeki korsan taksiciye de...
Not: Bu arada başından beri yurtiçinde ve dışında Uber’i en çok kullanan ve yazan biriyim. Onlar açısından 10 numara bir anlaşma bu... Demek ki Uber, Galatasaray’dan daha iyi yönetiliyor...

İnternet keyfi...

Geçen gün THY ile Emirates’i kıyaslarken çok önemli bir noktayı atladım...
THY’de internet uygulaması şıkır şıkır çalışırken, Emirates’de çalışmıyordu...
Hoş THY’nin de bazı uzak uçuşlarında (mesela San Francisco’ya giderken yaşadım) sistem çalışmıyor ama son Los Angeles seyahatimde kesintisiz internet vardı...
Artık çok önemli bir hizmet bu...
13-14 saat uçuşlarda yolcular hayattan bu kadar kopmak istemiyor...
Mail’lere bakmak, sosyal medyaya takılmak, Whatsapp’tan yazışmak yolculuğu daha çekilir hale getiriyor...
O yüzden uçaklarda internet hizmeti çok önemli...
Not: THY’de internet hizmeti business yolcularına ücretsizken, ekonomi yolcularına 10 dolar...
İlk başta ekonomi yolcularına da ücretsizdi.
Ancak kapasite sınırlı olduğu için bütün yolcular aynı anda yüklenince kimse kullanamıyordu.
Şimdi bu fiyatlandırma çözümü bulundu...
Yaza yaza otellerde wi-fi hizmetini ücretsiz hale getirdik, uçaklarda da o günler uzak değil...

Üzülmek yetmez...

Uber demişken, dün Onur’un (Baştürk) yazdığı konuyla ilgili şaşırdığım noktayı söylemeliyim...
Onur’un arkadaşı Tünel’den Uber aracına binmiş, yolda iki sivil polisin sorgulamasına maruz kalmışlar.
“Yok kullandığınız araç yasal değil” falan diye...
Onur da bunu Uber’e sormuş, aldığı yanıt “Böyle bir olayla ilk kez karşılaşıyoruz, gerçekten çok üzücü”...
Peki üzüleceğinize şoförünüze sorsanıza nedir olayın aslı astarı diye... “Neden durumu bize rapor etmedin?” diye...
İşin detayını öğrenip gazeteciyi bilgilendirsenize...
Onur da biz de kafamızda sorularla kalmayalım...

Sigara tamamen biterken...

California sigara yasağını dünyada ilk uygulayan yerlerden, her gittiğimde de şaşırmaya devam ediyorum.
Açık havada bile sigara içilecek yer bulmak neredeyse imkansız... Sigara satan yer bile bulmak zor...
Marketlerde en köşeye atılmış durumda sigara reyonları...
Bulmak da, içmek de her geçen gün daha da zorlaşıyor...
Belki de yakın bir gelecekte tamamen yasaklanacak...
Bizdeki en büyük tiryakiyi 6 ay Los Angeles’a götürseniz, zorluklarından dolayı sigarayı bırakıp dönmezse dişimi kırarım...
Bizde sigara yasağının açık havaları da kapsaması gündemde ya, gerçekten uygulansa sigarayı bırakanların sayısı ciddi düşer...
Ama bizim California noktasına gelmemiz için en az bir 10 yılımız var...