Paylaş
Haberi okuyunca bu kadarı da abartı artık dedim.
Artık filmlerin konularını geçtik, sahnelerden yola çıkarak mı benzerliklerini tartışmaya başladık...
Cem Yılmaz’ın sandıkta Özlem Tekin’i kaybettiği sahneyle, New York Üçlemesi’nde Woody Allen’in müstakbel kayınvalidesini kaybettiği sahne aynıymış!
Ben de diyorum ki o zaman, Hokkabaz’da sihirbazlık gösterisini izleyen seyircilerle, Vizontele de açıkhava sinemasında film seyreden izleyici sahnesi aynı!
Yani Hokkabaz, Vizontele’ye benziyor!
Bu ne kadar saçmaysa, Woody Allen iddiası da o kadar saçma işte!
Sandıkta insan kaybetme bin yılın sihirbazlık numarası.
Bu sahne sadece New York Üçlemesi ve Hokkabaz’da değil, bugüne kadar onlarca filmde kullanılmıştır...
Yani sahne benzerliklerinden yola çıkarak filmlerin çalıntı olduğunu iddia edeceksek, sadece Türkiye’de değil Hollywood’da da orijinal tek bir filmden bahsedemeyiz.
New York Üçlemesi’ni de seyrettim, Hokkabaz’ı da...
Gencin sabah kalkıp gökyüzünde annesini gördüğü Olips reklamı New York Üçlemesi’nden çalıntıdır ama Hokkabaz’ın hiçbir ilgisi yoktur...
* * *
Kaldı ki Hokkabaz, New York Üçlemesi’ne benziyorsa şimdi vereceğim örneğe ne denir bilemiyorum.
Hokkabaz’la aynı gün vizyona giren, Cem Yılmaz’la Ömer Faruk Sorak gerginliği yüzünden Hokkabaz’a rakip olarak gösterilen Sınav’la ilgili bir benzerlik olayı bu da...
Sınav, ÖSS sorularını çalmaya çalışan 5 gencin hikáyesini anlatıyor.
2004 yapımı Amerika-Almanya ortak yapımı The Perfect Score diye bir film var.
Peki bu filmdeki 6 genç ne yapıyor dersiniz?..
Amerika’nın ÖSS’i sayılabilecek SAT sınavının sorularını çalmaya çalışıyorlar.
Tıpkı Sınav’daki gibi, bu sınavı gelecekleri açısından çok önemli görüyorlar, planlar yapıyorlar...
Bir yandan da hayatlarındaki diğer problemlerle, aileleriyle uğraşıyorlar, sınavın gerçekten önemli olup olmadığını sorgulamaya başlıyorlar.
Ömer Faruk Sorak, The Perfect Score’dan mı esinlendi, bu filmi izledi mi, yoksa benzerlik sadece kötü bir tesadüften mi ibaret bilemiyorum.
Ama bir benzerlik tartışması yapılacaksa, Sınav’ın Hokkabaz’dan daha çok konuşulması gerektiğine eminim.
Erkekler 150 bin değil, 1.5 milyon dolar bile verir
Binbir Gece dizisi çok akıllıca bir açılış yaptı.
İlginç bir tartışmayla gündeme gelip iki haftada fenomen oldu.
Önce, "Oğlunuzu kurtarmak için patronunuzla bir gece beraber olur musunuz", sonra "Bir gecelik ilişki için 150 bin dolar verilir mi" tartışmasını başlattı.
İlk sorunun muhatabı kadınlar, ikincisinin erkekler.
Erkekler ne derlerse desin, gerçek hayatta bu sorunun yanıtı var zaten.
Daha geçen hafta bir butik açılışı için Moskova’ya giden Sharon Stone’u bir Rus milyarder evine çağırdı ve karşılığında 1.5 milyon dolar teklif etti.
10 gün önce Azeri asıllı işadamı İzmailov, seks değil ama 50 dakikalık özel bir konser için Jennifer Lopez’e 2.1 milyon dolar ödedi.
Üstüne bir de pırlantalarla süslü mikrofon hediye etti.
Yine geçenlerde Adnan Kaşıkçı, Paul MacCartney’in eşi Heather Mills’e yıllar önce bir gecelik beraberlik için 2 bin sterlin (diğerlerinin yanında çok ucuz kaldı bu) ödediğini açıkladı.
Zamanında Britney Spears da bakireliği karşılığında ufak bir servet teklifi almıştı.
Demek ki serveti olan erkekler kafalarına taktıkları kadın için 150 bin değil, milyon dolarlar bile ödeyebiliyorlar.
Erkeklerin bu aptallığı olmasa kadınlar onları nasıl yönetirdi ki...
Paylaş