Sevgilinizin ismi bir zencinin kalçasında

Uluslararası Reklamcılık Derneği (IAA) Türkiye Bölümü Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, 2007 sonunda Türkiye’de reklama harcanan paranın 3.3 milyar lira olacağını açıkladı.

Bir önceki yıla göre yüzde 20’lik bir büyüme demek bu. 2008’de de yüzde 18-20’lik bir büyüme bekleniyor ve reklam pastasının 4 milyar liraya dayanması bekleniyor.

Tüm mecralarda artış gözlenmiş ama internetin yükselişi ilginç, tüm reklam pastasından aldığı pay yüzde 4’e yükselmiş.

En çok artışı sağlayan da internet mecrası; 140 milyon lirayla dergi ve radyoyu geride bırakmış.

3.3 milyarlık pastanın dağılımı şöyle;

Televizyon 1.7 milyar...

Gazete 1 milyar...

Sinema 215 milyon...

İnternet 140 milyon...

Dergi 130 milyon...

Radyo 110 milyon...

İnternet reklamcılığı dünyada olduğu gibi bizde de daha çok yükselecek...

En büyük avantajı da sınırsız yaratıcılığa açık olması.

İnternete hazırlanan reklamlar, televizyon reklamlarından çok daha başarılı.

Geçen gün Boa adlı bir Brezilya birasının internet için hazırlanan reklamını izledim...

Reklamı izlemeden önce ilk kutuya kendinizin, ikinci kutuya sevgilinizin adınızı yazıyorsunuz sonra reklam başlıyor...

Reklamda muhteşem bir latin güzeli barda işveli işveli bira içiyor, sonra askılı elbisesini indirip omzundaki dövmeyi gösteriyor.

Kırmızı bir gül dövmesinin yanında sizin isminiz yazıyor...

"Vaaay" demeye kalmadan, latin güzeli zenci garsonu yanına çağırıyor.

Garsonun yüzünde müstehzi bir gülümseme, hafifçe pantolonunu indiriyor...

Kalçasının üzerinde bir yunus dövmesi var, yanında da sizin sevgilinizin ismi!

Bu yaratıcılığı ve interaktiviteyi televiyonda bulamazsınız.

İşte internet reklamcılığının payı bu yüzden artıyor.

Kuzguncuklu haklıdır

Sonunda Kuzguncuk ahalisi isyan etti, "Burası set değil, semt" diyerek ufak çaplı nümayişe kalktılar...

Yerden göğe kadar haklılar.

Damdan düşenin halinden damdan düşen anlarmış.

En iyi ben bilirim Kuzguncuklular’ın sıkıntısını çünkü aynı dertten biz de muzdaribiz, Cihangir semti sakinleri olarak...

Kuzguncuklular’dan bir yıl önce (26 Eylül 2006), "Sokaklar doğal plato mu" diyerek bu şikayetimi yazmıştım.

Kuzguncuk’ta şu anda 5 ayrı dizi çekiliyormuş. Cihangir’de de bir o kadar vardır.

Bizim mahalleye klip çekenler, reklam çekenler de bayılır... Bu yüzden mahalle çocuklarının her biri büyüyünce Fellini olmazsa şaşarım.

Şaryoların, jimmy jiblerin, kameraların arasında top koşturuyorlar.

Büyükler bu kadar eğlenmiyor tabii..

Kaldırımlar işgal ediliyor, sokaklar saatlerce trafiğe kapatılıyor, gece çekimlerinde jenaratörün sesi sabaha kadar uyutmuyor...

Kuzguncuk sakinlerinin tepkisini çok iyi anlıyorum.

Valilik ve belediye bu işi çok daha sıkı denetlemeli.

Önüne gelen, istediği yeri platoya çevirmemeli...

Herkes Melek Yüzlüm

Mustafa Sandal, Melek Yüzlüm’ü kime yazdı?..

Tuba Ünsal dendi önce...

Sonra Azra Akın...

Bir ara Sortie’nin sigaracı kızı ortaya atıldı...

Musti’nin anneannesi olduğu söylendi ki, beni en çok etkileyen buydu...

Tabii ki sevgilisi Emina da unutulmadı.

Son olarak eski solisti Beyza çıktı ortaya...

"Melek Yüzlüm bana yazıldı" dedi...

Vay vay vay, ne şarkıymış bu ya...

Bir bizim komşunun kızı kaldı, "Bana yazıldı" demeyen!

Şu Melek Yüzlüm haberleri, bir şarkı nasıl pazarlanır diye İletişim Fakültesi’nde ders olarak okutulmalı...

Hangi besteci ne kadar kazanıyor

"Müzik piyasası öldü bitti, albüm satışları yerde, sanatçılar kan ağlıyor" yakınmaları sürerken bir yandan da sektörün çarkları dönüyor.

Peki bu krizden besteciler ne kadar etkilendi?

Merak ettim, bir beste için hangi sanatçının ne kadar ücret aldığını araştırdım.

Bu yakınmalardan çok etkilenmişe benzemiyorlar...

Sezen Aksu25 bin dolar

Nazan Öncel 20 bin dolar

Şehrazat 15 bin lira

Altan Çetin 8 bin lira

Sinan Akçil 7 bin 500 lira

Ersan Öner 7 bin 500 lira

Aşkın Tuna 5 bin lira

Feyyaz Kuruş 7-10 bin lira

Metin Özülkü 5-8 bin lira
Yazarın Tüm Yazıları