Serdar Ortaç’ın tanıttığı iç çamaşırını giyer misiniz?
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Erkeklere soruyorum; Serdar Ortaç’ın reklamında oynadığı bir iç çamaşırını alıp giyer misiniz?
İlk yanıtı ben vereyim: Asla giymem... Bu anketi çevremdeki erkeklere de yaptım; yüzde 99.9’u hayır dedi. Yüzde 00.1’lik kısmı ise “bilmiyorum” yanıtını verdi. “Evet” diyen yok yani... Erkek çamaşır markası nasıl bir araştırma yapıp reklam yüzü olarak Serdar Ortaç’ı seçmiş bilmiyorum. Ama Ortaç, reklam için beş yabancı mankenle kameralar karşısına geçti... Görmüşsünüzdür, fotoğraflar gazetelerde çıktı... Ben, bir kadının yanında bu iç çamaşırıyla kalmak istemem. “Aaa bu Serdar Ortaç’ın reklamını yaptığı don değil mi” sorusunun erkek adamı o dakikada bitireceğinden de eminim... Serdar Ortaç imaj olarak erkek iç çamaşırına oturan bir sanatçı değil... Böyle sert olmak, çok yakışıklı bulunmak, erkeksi görünmek gibi bir imajı yok Serdar’ın. Dolayısıyla iç çamaşırı reklamı için de en son düşünülecek isimlerden biri olmalıydı... Belli ki firma, ünlü ve sevilen bir isim olsun fikrinden yola çıkarak Serdar’la anlaşmış... Ama yanlış tercih. Sokağa çıkın, benim yaptığım anketi yapın... Serdar Ortaç’ın şarkılarını beğenir misiniz diye sorun... Yüzde 90 ‘evet’ der. Serdar Ortaç’ın reklamında oynadığı iç çamaşırını giyer misiniz deyin... Yüzde 90 ‘hayır’ der... Serdar’ın beğenilen şarkıcı olması, bir iç çamaşırı markasıyla örtüşeceği anlamına gelmez. Bırakın, biz onun sadece şarkılarını dinleyelim...
Cihangir Parkı korkunç oluyor...
Cihangir’de oturanları iki yıla yakın bir zamandır canından bezdiren otopark inşaatının sonuna gelindi. Bu süre içinde inşaat çamurları ve sabahlara kadar süren gürültünün yanı sıra, araba park edecek yer bile bulmak imkansızdı Üzerinde park bulunan eski otopark yıkılıp yerine aynı yükseklikte daha geniş ve modern bir otopark yapılacak, park ise aynen korunacaktı... Bu arsa Nuri Demirağ tarafından sadece çocuklara park yapılması koşuluyla devredilmişti... 80’lerin başında parkın altına otopark yapıldı... Bugün ise otopark yenileniyor... Ancak büyük bir problem var, çocuk parkı olarak kullanılan bölüm iyice küçüldü... Parkın ortasında yükselen bir bölüm var. Aşağıya inen merdivenler ve asansöre ayrılan bu bölüm parkın tam ortasında... Cihangir halkı ayağa kalkmış durumda... Çünkü eskiden parka giriş ve çıkış tek bir kapıdan olurdu, Cihangirliler bu parkın kapısını kendi kilitler, kendi açardı... Şimdi parkın asansör girişiyle birlikte hem oyun alanı daraldı hem de güvenliği zayıfladı. Çocuk kaçırma olaylarının arttığı bir dönemde parkta oynayan çocukların güvenlikte olmayacağını söylüyor aileler ve haklılar. Bir de eskiden parkın çevresi demir parmaklıkla çevriliydi, şimdi çirkin bir duvar olmuş. Kapısı Zincirlikuyu Mezarlığı girişi gibi, estetikten uzak... Durumumuz korkunç, giderek daha kötü yapılar yapmaya başladık... İSPARK yetkilileri şikayetlere kulak asmalı. Cihangirli asansörle aşağıya inmemeye razı, yeter ki çocukları güvende olsun...
Hoş geldin Melis Alphan
Gazetelerin ekleri son yıllarda giderek önem kazandı... Medyada Hürriyet efektidir bu. Diğer gazeteler her alanda olduğu gibi Hürriyet’in ekler politikasının da takipçisi oldu... Son olarak Habertürk’ün Magazin’i, Milliyet’in yenilenen Cadde’sinin de girmesiyle eklerdeki hareketlilik arttı. Eklerin bugün gazete satışlarına ciddi şekilde katkıda bulunduğunu biliyoruz. İtiraf edeyim, Kelebek olarak bu ekler içinde en beğendiğimiz isimlerin başında Melis Alphan geliyordu. Her gün hazırladığı Ayna, Milliyet Cafe’nin en dikkat çeken bölümüydü. Milliyet Cafe, Cadde’ye dönüşürken (Bu arada Çınar Oskay ve ekibi çok da iyi hazırlıyor), “Melis, Kelebek’te olsa” düşüncemizi dillendirmeye başladık. Meğer Melis’in de kafasında uzun zamandır varmış bu. “Olur” dedi... 1 Aralık’tan itibaren Melis Alphan, Ayna’yla Kelebek’te olacak. Rakiplerimiz bu kadar çoğalırken, gücümüze güç katacak... Not: Melis’in bize gelmesi, Cadde’nin Akşam’dan transfer ettiği yazarları, Habertürk Magazin’in dinamizmi, en eski rakibimiz Günaydın’ın istikrarı... Bunların hepsi gazete eklerinin medyada önemini ve ağırlığını daha da artırıyor. Ekler ana gazeteler kadar okunuyorsa bunu hep birlikte başarıyoruz...
Baro’nun ilanı bu sefer oldu
Eylül ayındaki adli yıl başlangıcında Baro’nun Hürriyet’e verdiği ve laiklik vurgusu yaptığı tam sayfa ilanı eleştirmiştim... Ufacık puntolu, silme yazı olan sayfa okunacak gibi değildi... Dün Hürriyet’te, yargıdaki son gelişmeler üzerine Baro’nun verdiği yeni bir tam sayfa ilan yayınlandı. Tam benim söylediğim gibi... Bol paragraflı, kısa cümlelerin kurulduğu, daha büyük puntolu, kolay okunabilir bir ilandı bu... Baro, derdini bu sefer net anlatmış yani...