Son ’eğlenceliğimiz’, Seray Sever’in çıplak sesle stüdyoda söylediği şarkı.
Pazar Keyfi bir ay önce çektiği görüntüleri yayınlayıp duruyor, geçen akşam da Pişti’de çok gülündü aynı görüntülere...
Ama ortada büyük bir haksızlık var.
Daha doğrusu Pazar Keyfi’nin art niyeti... Pişti ekibi de gaza gelip Seray’ın ’çıplak ses’ini ti’ye aldı.
Oysa aynı gece Seray Sever, Show Haber’deydi ve canlı yayında aynı şarkıyı çıplak sesle gayet iyi okudu.
Yani Show Haber, Pazar Keyfi’ni tekzip etti.
Belli ki Pazar Keyfi’nin Seray’la bir husumeti var.
Bu nedenle stüdyoya girip, avaz avaz bağıran Seray’ı çekmişler.
Seray da kulağında yüksek volüm şarkı olduğundan, kendi sesini duymadığından garip sesler çıkarıyor söz konusu görüntüde.
Pazar Keyfi, sadece görüntü almak için girdiği stüdyoda bu sesi de kaydedince komik görüntüler oluşuyor.
Aslında konuyla ilgili en güzel sözü Beyaz söyledi;
"Ülkede çıplak sesle söyleyecek kaç sanatçı var" dedi.
Seray Sever, Show Haber’de çıplak sesle şarkıyı söyleyerek en iyi yanıtı verdi zaten.
Gökhan’dan Hıncal Uluç savunması
Gökhan Demirkol, mahkemeye verdiği ilk ifadesinde "Fantezi yaptık" dedi.
Gamze Özçelik’le esrar içtiğini ve cep telefonlarıyla sevişirken birbirlerini çektiklerini iddia etti.
Ama nedense Demirkol’un görüntüleri ortada yok!
Hatırlarsanız aynı iddiayı görüntüler ilk ortaya çıktığında Hıncal Uluç dile getirmişti.
Herkes Demirkol’u eleştirirken, Uluç "Ya Gökhan çıkıp fantezi yaptık derse ne olacak" diye yazmıştı.
Anlaşılan Gökhan Demirkol, Hıncal Uluç’un gösterdiği yoldan gidiyor...
Neo-con oldum!
Ülkede güçlü bir Kurtlar Vadisi lobisi var.En ufak eleştiriye sayısız mail ve eleştiri geliyor.
Geçen gün bir kızın filmdeki işkence sahnelerini izlerken sinemada sinir krizi geçirmesini yazınca yine aynı şey oldu.
Oray Eğin de bu lobide, beni neo-con (yeni muhafazakar) olmakla eleştiriyor.
Ben Kurtlar’ın yasaklanmasından yana olmadım, sansür uygulanmasını hiç savunmadım.
Sadece filmin üstlendiği misyonu ve kaba anlatımı sevmedim, dizinin filmden çok daha iyi olduğunu söyledim.
Ben de Latif Demirci gibi, devam filminin Kurtlar Vadisi Danimarka adıyla çekilmesini ve Polat’ın karikatür krizine el koymasını bekliyorum.
Kızın kriz geçirmesini de, filmin izleyici üzerindeki etkisini göstermek için aktardım.
Yoksa neo-con olduğum için değil...
(Bu arada Seray Sever konusunda Pazar Keyfi’nin gazına gelen sadece Pişti’ciler değil...
Dün Oray Eğin de, "Sırf Türkiye’de yaşıyoruz ve Türkçe konuşuyoruz diye gördüğümüz bu muamele bize reva mı" diyerek Seray’ın şarkı söylemesini eleştiriyordu.
Oray’a yandaki yazıya da göz atmasını tavsiye ederim).
Gayuk ve Luge
Torino Kış Olimpiyatları’-nda kızak yarışlarını izlerken, Kastamonu’da yapılan geleneksel kızak yarışlarının haberini gördüm geçen gün Hürriyet’te...
Yıllar önce TRT’de Nuray Yılmaz, Gezelim Görelim programında haber yapmıştı bu yarışları, ilk kez görmüş ve şaşkınlıkla izlemiştim.
1964’te olimpik spor olarak kış oyunlarına dahil olan Luge’un (’luj’ okunur) atası olarak gösteriliyor Kastamonu’daki kızak yarışları.
500 yıldır geleneksel olarak yapılıyor...
Köylüler önce ip çekerek belirledikleri iki ayak genişliğindeki pisti çarıklarla eziyorlar.
Sonra da sertleştirdikleri karın üzerine su dökerek pisti cam gibi yapıyorlar.
Küreliler’in ’gayuk’ adını verdiği kızaklar sarı erik ağacı özünden imal ediliyor.
Tek bir çivi ve metal parçası kullanılmadan...
76 yaşındaki Niyazi Türk, son kızak ustası. Her yarışçı, onun yaptığı kızaklara binmek istiyor...
Yarışçılar ortalama 65 kilometre hıza ulaşıyorlar. Nuray Yılmaz’ın görüntülerini bugün gibi hatırlıyorum. Çünkü o zaman da bu kızak yarışları üzerine yazmıştım.
Bu ülke topraklarında 500 yıldır bu gelenek sürüyor.
Dünya Luge’u bilmezken, bizim gayuk’çular buz üzerinde uçuyordu.
Şimdi bizimki, 500 yıldır tek bir sporcu çıkaramadığı için turistik eğlence oldu.