Seneye Reina, Sortie de olmayacak, Türkbükü de...

Üç-beş yıl öncesine kadar Türkbükü sadece Türkiye’nin değil, Akdeniz’in en cazip eğlence noktalarından biriydi.

Haberin Devamı

Sadece bizim değil koya demirleyen birbirinden lüks yabancı teknelerin, Bodrum’a akın eden turistlerin de gözbebeğiydi.
Şimdi gidin Türkbükü’nü görün, ölü bir kasabaya dönmüş durumda.
Yaklaşan Ramazan’ın etkisi değil bu, son bir aydır öyle.
Belediye önce iskelelerle başladı işe...
Sonra üzerine gürültü yasağı bindi...
Bir de buna işletmelerin fahiş fiyat politikaları eklenince Türkbükü öldü, ölüyor.
Düne kadar gürültüden şikayet eden esnafın hepsi kan ağlıyor şimdi.
Koyun en eğlenceli mekanı Ship A Hoy, geçen hafta gürültüden dolayı 15 gün kapatma cezası alınca sezonu kapadı.
24.00’te ses yasağı başladığı için diğer mekanlar da aynısı bizim başımıza gelir mi diye korkuyor.
Eskiden Gümbet’te İngilizler’in takıldığı barlar bile sinek avlıyor artık.
Seneye Ramazan daha da öne gelecek, sezon kısa; bir daha Türkbükü ayağa kalkar mı?
Çok zor...
İSTANBUL FARKLI DEĞİL
Aynısı İstanbul için de geçerli.
Gürültü yasağı falan bahane.
Türkiye’yi yönetenler Türkbükü’ndeki hayat tarzına da, Boğaz’daki eğlence anlayışına da itiraz ediyor.
Bunların göz önünde olmasını istemiyor.
Dubai’de olduğu gibi bunları otellerin altına kapatmak istiyorlar.
Gidin, göz önünde olmayın diyorlar.
Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara, aynı zamanda Boğaz’a kıyısı olan 5 belediyenin bir araya gelip oluşturduğu İstanbul Boğaz Belediyeler Birliği’nin de başkanı...
Kara açık açık söylüyor; “Boğaz’ın yeni bir düzenlemeye ihtiyacı var, eğitim nerede yapılır, eğlence nerede yapılır yeniden gözden geçirilmeli. Eğlenen insanlar manzara seyretmediklerine göre bunlar Boğaz’dan çıkarılmalıdır” diyor.
Çevre Bakanı zaten savaş açmış durumda...
Ses denetimleri, vergi denetimleri, para cezaları, kapatma cezaları derken İstanbul Boğazı da derin bir karanlığa gömülüyor.
Boğaz’daki işletmelerin geliri geçen yıla oranla yüzde 40 düştü...
Ortaköy, Bebek arasında yazın trafiği kilitleyen kalabalık yok artık.
Buna hangi işletme dayanabilir?
Türkbükü’ne gitmeyin, Boğaz’da eğlenmeyin, evinize kapanın diyen bir anlayış bu...
Şimdi önümüzde can alıcı bir soru duruyor:
Buna evet mi diyeceğiz, hayır mı?..

Apple neye kızıyor

Haberin Devamı

Apple yurtdışından iPad getirip sattığı için Migros’a dava açmaya hazırlanıyor.
“Peynirin, sucuğun yanında benim ürünümü satamazsın” diyor.
İlk bakışta haklı gibi gözükse de Apple’ın haksız olduğu bir nokta var.
Dünya bu kadar küçülmüşken bu satışların önünü alamazsın.
Migros’tan önce Sirkeci Doğubank’ta, Kadıköy Yazıcıoğlu’nda iPad satılıyordu zaten.
İsteyen buralardan alıyordu, isteyen yurtdışından getiriyordu.
Bakın hâlâ iPad, Türkiye’de resmi olarak satışa çıkmadı.
Ama 64GB olanı Migros’ta 2490, Doğubank’ta 1800 liraya satılıyor.
Ben İtalya’dan 590 Euro’ya almıştım.
Aynı ürünün ABD satış fiyatı 829 dolardı...
iPhone 4’lerde de durum aynı, henüz Türkiye’ye gelmedi ama Doğubank’ta şu an fiyatı 3 bin lira. Apple burnundan kıl aldırmadığı için, Türkiye’yi Avrupa’yla aynı bölgeye koymadığı için ürünler en son bizde satışa çıkıyor.
Sonra Dubai’den oradan buradan getirip satanlara da itiraz ediyor.
Sen ihtiyar Avusturya’yı, batmış Yunanistan’ı Türkiye’den daha öncelikli pazar görüyorsan problem sende...

Yazarın Tüm Yazıları