Atlas Tarih’in yeni sayısında opera sanatçısı Ruhi Su’yla ilgili özel bir yazı dosyası var.
Sanatının zirvesindeyken tutuklanan, aylarca işkence gördükten sonra komünistlikten suçlu bulunan ve sürgüne gönderilen Su’nun hayatından dikkat çekici detaylar var yazıda. Bunlardan biri de, usta sanatçının 1959 yapımı bir film için kamera karşısına geçtiği... Ruhi Su, Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Karacaoğlan’ın Kara Sevdası” filminde oynamış. Yukarıdaki kare de işte o filmden... Atlas Tarih’in ekim-kasım sayısında yer alan Ahmet Uçar imzalı yazıyı mutlaka okuyun. Gazeteler ve eleştirmenlerin göklere çıkardığı, övgüler dizmekte birbiriyle yarıştığı bir sanatçının hayatının bir anda nasıl tepetaklak olabileceğini anlamak için...
Bir yuva da Gülben’den...
Gülben Ergen, Çocuklar Gülsün Diye kampanyasını sürdürmeye devam edecek. Önemli bir işe imza atıyor, çocuklara çok güzel kreşler yapılmasına ön ayak oluyor. Geçen yıl Samsun’daki yuvanın açılışına gitmiştim, gözlerimle gördüm işin önemini... Bu yıl devam edecek bu kampanyaya. Ancak bu işte daha fazla inandırıcı olmak için mutlaka bu sene kendi de bu yuvalardan bir tane yaptırmalı. Yoksa yine “reklam için yapıyor” eleştirilerine maruz kalacaktır.
Zorlamasak artık
Altın Portakal’da ödül alanlar yine bir kot bir mont sahneye çıktı. Ata Demirer, Twitter’ına “Beni çağırmadılar oysa eşofmanım da var” diye yazınca bitmeyen tartışmamız yine alevlendi. Bin defa yazdık, bin defa söyledik. Yaptığınız işe, ödül aldığınız festivale saygınız olsun diye... Yok, demek ki olmuyor! Fazla zorlamanın anlamı yok. Ben bu konuda oyuncuları ve film ekiplerini eleştirmem artık. İsteyen istediği gibi çıksın ödül almaya. O kadar yazdık çizdik bir şey olmuyor, belki görmezden gelirsek kendi kendilerine düzelirler!
Arena tarlası!
Daha yeni yapılmış stat, her yeri pırıl pırıl. Toplasan 30 maç oynanmamıştır daha... Ama gel gör ki sahanın zemini patates tarlasına dönmüş, 80’lerin çamur deryası sahalarını andırıyor. Galatasaray Arena Stadı’ndan söz ediyorum. Şimdi diyecekler ki “Yoğun yağış yüzünden böyle oldu”. Haftanın beş günü yağmur yağan İngiltere’de saha zeminleri jilet gibi, bizde yeni yapılan statta bile iki gün yağmur yağdı diye top oynamak mümkün değil. Galatasaray bu sahada top oynadığı için utanmalı.
RTÜK, sosyal sorumluluk yapan markayı desteklemeli
RTÜK, sosyal sorumluluk kampanyalarında marka isimlerinin radyo ve televizyonlarda serbestçe kullanılmasına izin vermeli. Reklamdan saymamalı bunu. Çünkü markalar sosyal sorumluluk kampanyalarıyla ne kadar bilinirliklerini artırırlarsa, bu işe o kadar fazla bütçe ayıracaklar. Bilinirliğini artırmanın yolu da markanın adını medyada kullanabilmek. Oysa RTÜK reklama giriyor diye buna izin vermiyor. RTÜK izin verse eğitim, kadına şiddet, çevre gibi pek çok konuda markalar daha fazla kampanyaya soyunmak isteyecek. RTÜK bu konuda markaları teşvik edici olmalı...