Pilotlara alkol testi

Çok etkileyici bir film.

Denzel Washington (Kaptan Whip) uyuşturucu ve alkol bağımlısı bir pilotu oynuyor filmde...

Üretici firma hatası nedeniyle günün birinde kullandığı uçak düşüşe geçiyor, ancak Whip çok deneyimli bir pilot olduğu için uçağı boş bir araziye indirmeyi başarıyor ve uçaktaki 100 kişinin hayatını kurtarıyor.

Ne var ki ikisi kabin memuru altı kişi ölüyor.

Pilotun hiçbir hatası yok, aksine kahraman...

Çünkü daha sonra yapılan uçağın düşüş simülasyonunda başka pilotlar yolcuların tamamını öldürüyor.

Gelgelelim yapılan testlerde bu kahraman pilotun uçuştan saatler önce kokain ve alkol kullandığı ortaya çıkıyor.

Pilot 100 kişiyi kurtardığı için kahraman mı, alkol ve uyuşturucu kullanıp kokpite geçtiği için suçlu mu...

Merak eden, filmi bulup izlesin.

Filmi izleyince, bizde pilotlara alkol testi yapılıp yapılmadığının ne kadar ciddiye alındığını merak ettim.

Havacılık sitelerindeki yazılarda yapılmadığı ve yapılması gerektiği söyleniyor.

Amerika’da 1994-2005 yılları arasında yaşanan 3235 ölümcül uçak kazasında 74 pilotun marihuana, 24 pilotun kokain, 17 pilotun amfetamin kullandığı ortaya çıkmış.

Belli ki yapımcılar da buradan hareketle bu filmi çekmişler.

Bizde bir-iki örnek medyaya yansımış.

2010’da Almanya’da bir Türk pilot alkollü olduğu tespit edilip işten çıkarılmış. Daha önce Ankara-Tahran seferini yapan bir THY pilotunun alkollü olduğu rapor edilmiş, o da işten çıkarılmış.

Geçmişte Ege Üniversitesi kliniği, bir pilotun esrar bağımlılığı tedavisi gördüğünü açıklamış.

Peki bindiğimiz uçağın pilotunun Whip gibi uyuşturucu ve alkol bağımlısı olup olmadığını nereden bileceğiz?

Bizim adımıza bunu kontrol eden bir sistem var mı? Varsa ne kadar sağlıklı çalışıyor?

Son yıllarda THY de, sivil havacılık da hızla gelişiyor.

Trafikte bile alkol kontrolü bu kadar sıkılaştırılmışken pilotların alkol ve uyuşturucu testine aynı ciddiyetle eğiliyor muyuz?

Türkler belgesel izler

Yıllar önce Show TV yeni kurulduğunda genel müdür Faruk Bayhan kanala belgesel alınmasını söylemiş...

Belgeseller gelmiş, bakmış hepsi çiçek, böcek, hayvanların aile hayatını falan anlatıyor...

“Hayır kardeşim, aslanın ceylanı kaptığı, çitanın zebrayı kovaladığı belgeseller istiyorum” demiş.

Ne de olsa usta televizyoncu, belgeselde bile aksiyonun iş yapacağını daha o zamanlar çözmüş.

Bunu neden anlattım?

“Türk halkına sorsan belgesel izliyorum der ama TV’nin karşısına geçtiğinde magazin, evlendirme programı, diziden başka bir şey izlemez” diye bir genel kanı vardır ya...

Türk halkı belgesel izlemese yıllar önce Faruk Abi, aslanın ceylanı kaptığı belgeselleri toplatır mıydı?

Bu kanıya D-Smart’ın CEO’su Ali Güven de dün Hürriyet’e verdiği röportajda itiraz ediyor.

“Türkler’in belgesel izlemesi şehir efsanesi değil” diyor.

Neye dayanarak söylüyor bunu?

D-Smart’a en büyük şikayet belgesel kanallarında bir arıza çıktığında ya da bir belgesel kanalı eksildiğinde geliyormuş.

Geçen gün kuaförde gözlerimle şahit oldum.

Aslanların bir zürafayı yere devirme sahnesini beş kişi izliyordu.

Futbol maçı yorumlar gibi, “Şimdi zürafa o tekmeyi bir oturtursa sen o zaman gör” türü yorumlarla...

Bakıyorum, Kanal 7’deki, Samanyolu’ndaki belgeseller de reytinglerde ilk 100 listesine giriyor sürekli.

Demek ki Türkler’in belgesel izlediği yalan değilmiş arkadaşlar.