Peki Aliye 58 bölümdür niye ’karalanmıyordu’?

Türkiye’nin şu an en çok izlenen dizisinin (Kurtlar Vadisi’nin tekrarlarını saymazsak), başrol oyuncusu ve evli yönetmeni arasındaki öpüşme görüntüleri iyi bir magazin haberi sayılmak yerine, gruplar arası medya çekişmesinin kurbanı gibi gösteriliyor.

Dünkü Sabah’ta, Kudret Sabancı’nın ağzından "Aliye’nin başarısını çekemiyorlar" başlığı vardı.

Adım gibi emindim böyle bir savunmayla karşılaşacağımızdan...

* * *

Üstelik bu haberi yapan Show TV’nin magazin programı Pazar Keyfi.

Bir de düşünsenize bu haberin ilk olarak Kanal D’nin magazin programı Canlı Canlı’da ya da Hürriyet’te yayınlandığını...

"Aliye’yi bitirmek için yapıyorlar" iddiası bugünkünden 10 kat daha güçlü dillendirilecekti.

Allah aşkına Aliye bugün mü Aliye oldu...

Madem Aliye bitirilmek isteniyor, neden 2 sezondur bekleniyor?..

Aliye dizisi 2004 Eylül ayından beri ekranda, üstelik daha ilk bölümüyle ratinglerde birinci olmuş bir yapım...

Bu akşam yayınlanacak 59’uncu bölüme kadar da neredeyse tamamı aynı sonucu almış.

İki sezondur dizinin başarısı karşısında tek bir şey söylemeyenler, dizinin önümüzdeki sezon devam edip etmeyeceğinin bile belli olmadığı bir dönemde böyle bir şeyi neden yapsınlar?

* * *

Kudret Sabancı diyor ki;

"Dizinin başarısını çekemeyenler yönetmeni ve baş kadın oyuncusu üzerinden bel altı vuruş yapıyorlar."

Ne yapsaydı Pazar Keyfi?

"Aliye rakip kanalda yayınlanıyor, şimdi yanlış anlaşılır" diyerek haberi yayınlamasa mıydı?

Ya biz? "Bel altına vurmuş oluruz" diyerek dünkü Hürriyet’te haberi koymasa mıydık?

Dünyanın her yerinde bu kadar popüler bir televizyon dizisinde yaşanan yasak aşk haberdir!

Hem de çok güzel bir magazin haberidir!

Sevgili Kudret, çay bahçesinde herkesin tanıdığı bir kadın oyuncuyla öpüşmenin hatasını, şimdi böyle bir savunmayla rakip gazete ve kanalların üzerine yıkmaya çalışıyor.

* * *

Hatırlarsanız aynı şey geçmişte de olmuştu.

Çocuklar Duymasın’da Pınar Altuğ’un yasak aşkını yazınca aynı koro aynı şarkıyı söylemişti;

"Diziyi baltalamaya çalışıyorlar."

Ne o gün Çocuklar Duymasın, ne de bugün Aliye için söylenen bu iddia doğrudur...

Çünkü her iki olayda da hedef diziyi karalamak değil, haberi vermektir.

Bu kural yarın öbür gün bir başka kanalın dizisi için de aynen geçerli olacaktır.

* * *

Sabah’ın grup dizisini koruma, Kudret Sabancı’nın durumu kurtarma psikolojisi bir nebze anlaşılır da ya 40 yılın magazincisi Aykut Işıklar’a ne demeli?

Bugün gazetesinde dün şunu yazdı;

"Show TV’nin magazin çocuğu Pazar Keyfi ile Kanal D’nin ağabeyi Hürriyet Gazetesi birlik olup, Sabah Gazetesi’nin kardeşi atv’nin Aliye’sini bitirdiler..."

Zannedersiniz ki, Hürriyet’le Show TV sabah akşam Aliye’yi nasıl bitirsek diye düşünüyor.

Bu komplo teorisini toy bir magazinci yazsa anlayacağım da yapan Aykut Işıklar olunca insan şaşırıyor.

Kaldı ki ortada bitmiş bir şey de yok!

Bu durumun dizinin ratinglerine nasıl yansıyacağını, Sanem Çelik’in gidip gitmeyeceğini, dizinin Haziran’da bitip bitmeyeceğini kimse bilmiyor...

Şimdi "Diziyi çekemiyorlar" diyenler, tam tersi olup dizinin ratingleri daha da yükselirse ne diyecekler?

İyi iş!

Bilenler bilir, Pazar Keyfi ekibiyle sevişmeyiz...

Can Tanrıyar sanrıları yüzünden geçmişte ilişkimiz koptu.

Şimdi Can Tanrıyar, arada bir Uçankuş internet sitesinden adamlarını üzerime saldırtmaya devam ediyor.

Hayır, yanıt vermeye değse vereceğim de, ipe sapa gelmez delilikler...

Bu yüzden dönüp bakmıyorum bile... Ne var ki bizim limoni oluşumuz, Pazar Keyfi’nin işini iyi yaptığı gerçeğini değiştirmiyor.

Kendilerinin de söylediği gibi, Kaya Çilingiroğlu-Feraye Tanyolaç haberiyle geçen yılın en konuşulan işine imza attılar.

Bu yıl da Sanem Çelik haberini patlatarak alkışlanacak bir iş çıkardılar.

Pazar Keyfi’ni sevmesem de, magazin gazetecilerinin gücünü bu tür haberlerle gösterdikleri için tebrik etmem gerekiyor...

İki aydır Fransa'da yaşayanın hiç mi suçu yok?

Deniyor ki, Aliye ayrı, Sanem Çelik ayrı!Sanem Çelik eşittir Aliye değil.

Aliye’nin erdemiyle, Sanem Çelik’in zaaflarını karıştırmamak lazım.

Buna kim itiraz edebilir ki...

Geçmişte Pınar Altuğ’un diziden ayrılmasına da buradan hareketle karşı durduk, rolle hayat birbirine benzemez diyerek...

Bugün de Sanem Çelik için aynı şey geçerli.

"Neden Aliye gibi davranmadı" diyerek, diziden kovulmasını savunacak değiliz.

Kaldı ki Sanem Çelik kadar olayın üçüncü kahramanı Esra Akkaya da konuşulmalı...

Kocasını bırakıp iki aydır Fransa’da yaşayan kadının, aldatılma olayında hiç mi suçu yok?..