Paylaş
Paris Kitap Fuarı’nın önümüzdeki yıl onur konuğu da Türkiye olacaktı...
Olacaktı diyorum çünkü bizimkilerin haberi var mı bilmem ama Fransızlar bunu iptal ettiler.
Kitap fuarının bu yılki onur konuğu Meksika...
Versailles’deki birinci holde yapılan kitap fuarını ziyaret edenler kapıda koskocaman “Bu fuarın onur konuğu Meksika’dır” yazısını gördüler.
Gidenlerin gördüğü bir başka şey de, Türkiye’nin fuarda üç ayrı kurum tarafından üç ayrı şekilde temsil edilmeseydi.
Nedenini sorsanız kimse bilmez?..
Bir yanda Kültür Bakanlığı’nın standı...
Diğer yanda ıstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin standı...
Yetmedi bir de ıstanbul Ticaret Odası’nın standı...
Birbirinden bağımsız hareket eden bu üç kurum da kendi bastırdıkları kitapları sergilemiş fuarda...
Hoş gidenler kitaplardan çok belediye standındaki bir ebru sanatçısının yaptığı ebruların daha çok ilgi çektiğini anlattı ama bu bile kurtarmamış durumu...
İTO’nun standındaki görevliler can sıkıntısından patlamış.
Paris Kitap Fuarı’nı ziyaret eden Türkler’in çoğu aynı şeyi söylüyor:
Neden biri anyada bir Konya’da üç stand kurmak yerine, üç kurumun da yer alacağı büyük tek bir stand kurulmadı Türkiye adına...
Böylesi çok daha iyi olmaz mıydı?
Sonuçta üç kurum da Türkiye adına Türk edebiyatı-kültürü adına orada değil mi?
Neden birbirleriyle rekabet etmek yerine ortak hareket etmiyorlar.
Fransa’daki Türk yılına böyle gidiyoruz işte...
Festivaldeki doluluğun nedeni
Pazartesi günü ıstanbul Film Festivali’nde 13.30 ve 16.00 seanslarında iki film peş peşe izledim...
İlki Emek Sineması’nda Tommy Lee Jones’un oynadığı Sislerin ıçinden, diğeri Yeni Rüya Sineması’nda (çok güzel bir salon olmuş) Ursula Meier’ın yönettiği Yuva.
Hafta başı mesai saati olmasına rağmen her iki seans da iğne atsan yere düşmeyecek şekilde ağzına kadar doluydu.
Üstelik filmler festivalin en iyi filmleri değildi...
Sinema ve festival adına çok sevindirici ama bu doluluğun nedeni ne olabilir?
a) İnsanların sinema ve festivale ilgisi arttı
b) İşsiz insan sayısı çoğaldı
c) Hafta içi seanslarda bilet fiyatları 3,5 lira
d) Hepsi
Hangi şıkkın ağırlık kazanacağını festival sonunda göreceğiz.
Geçen yıl da bilet fiyatları aynıydı ve toplam 170 bin kişi izledi filmleri.
Bu yıl 170 binin üzerine çıkarsa b, belki biraz da a şıkkının etkisinden söz edeceğiz demektir.
(Bir de ıKSV’ye not: Eskiden festival zamanı bayram yerine dönerdi ıstiklal Caddesi, şimdi sadece 3-5 afiş var. Eskiden festival zamanı caddenin sahibi sinemaseverler olurdu şimdi bir köşeye sıkışmış gibiler. Her tarafı afişlerle donatsanız, dükkanlar küçük bayraklar assa, festivalin geldiğini anlasak ıstiklal’e, caddenin sahibi yeniden sinemaseverler olsa... 28 yıllık bir festivale bu cılızlık yakışmıyor.)
Ojeli halterci
Avrupa Halter şampiyonası’nda altın madalya kazanan Nurcan Taylan’ın kırmızı renk ojeleri dikkatinizi çekti mi... Dikkatli bakınca saçı ve makyajı, rujuyla da halter için değil moda için podyuma çıkmış gibi hazırlanmış olduğunu gördüm.
Sanki 88 kilo kaldırmaya değil de, bir akşam yemeğine gider gibiydi Nurcan Taylan...
Bakımlı kadın halter gibi ‘ağır’ bir spora bile yakışıyor.
Obama sempatisi
İnanılmaz sempati toplamayı başardığını kim inkar edebilir.
Aya Sofya, Sultanahmet gezisinden sonra gençlerle buluştuğu toplantıda gördük.
Vücut dili, hitap şekli, sıcakkanlı olması ve esprileriyle “Bush’tan sonra bu adam boşuna seçilmemiş” dedirtmeyi başardı.
Türkiye’de Erkan Bebek’in burnunu sıktığı Bill Clinton’dan bile fazla puan toplamayı başardığı kesin Obama’nın...
Paylaş