Sigara yasağının savunucusuyum, yürürlüğe girecek yaptırımların da çok yerinde olduğunu düşündüğümü daha önce yazdım...
Ama sigara karşıtı lobi de kantarın topuzunu kaçırıyor bazen.
Jean Paul Sartre’ın parmakları arasından düşürmediği sigarası, Charles de Gaulle’in, Churchill’in purosu tarihi fotoğraflar üzerinde oynanarak silindi ya, bizimkiler de onlara özendi.
Kültür Bakanlığı’nın hazırladığı albümde Atatürk’ün elindeki sigara silindi.
Le Figaro, sigara yasağını işlediği sayısında Che Guevara’ın ağzındaki meşhur Havana purosunun yerine sarı bir çiçek yerleştirerek konuya dikkat çekmişti.
Oldu olacak tarihi yeniden yazın bari...
Sartre’ın asla sigara içmediğini, Che’nin puroyla anılmadığını, Atatürk’ün sigaraya elini bile sürmediğini yazın...
Genç nesiller böylece sigaraya özenmez!
Madem tarihi belgelerle oynayacak kadar ileri gitti bu iş, gelin oldu olacak sözlerinde sigara olan şarkıları da yasaklayalım.
Tanju Okan;
"Benim en iyi dostum içkim sigaram
Onlar da terk ederdi olmasa param" demesin hiçbir zaman...
Fikret Kızılok’un;
"Sigaramın dumanında dudağıma konuyorsun
Her nefeste derin derin içime doluyorsun" dediği Zaman Zaman’ını dinlemeyelim bir daha...
Ya da şu sıralar Sezen Aksu’dan dinlediğimiz unutulmaz Ezginin Günlüğü şarkısını;
"Sigaramın dumanına sarsam saklasam seni
Gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri"...
"Sigaramın dumanı yoktur o yarin imanı" diyen türküleri de yasaklayalım...
Yeşim Salkım da söylemişti sigaralı şarkı;
"Son bir sigara içelim, öyle git gideceksen
Ne olur yavaş iç yavaş iç, dönmeyeceksen"...
Bulutsuzluk Özlemi’nin "Lagara lugara çay sigara"sını bip’leyerek yayınlayalım zaten.
Peki Şebnem Ferah’ın Sigara şarkısını ne yapacağız;
"Ben sigara dumanının altında
Yana yana en sonunda kül oldum
Sen kibritin hiç yanmayan ucunda
Birinin hayatından geçmiş oldun"...
Kayıtlardan tamamen silelim!
Bundan sonra sigaralı şarkı yazacaklara da ceza verelim.
Böyle saçmalıkları gördükçe insanın sigaraya başlayası geliyor.
Bir ayrılığın ardından
Yavuz Bingöl son dönemde çok mutsuz gözüküyordu, oyuncu sevgilisi Burcu Kara’dan ayrılacağını tahmin ediyorduk da ağzını bu konuyla ilgili bıçak açmıyordu.
Birlikte yaptıkları kısa bir basın açıklamasıyla da ayrıldıklarını öğrendik.
İkisini de şöhret olmalarından önce tanırım...
Burcu’yla ilk ekrana çıktığında birlikte çalıştık, hazırladığımız sinema programını, şu an Havalimanı dizisinde oynayan Sema Mumcu’yla birlikte sunuyordu.
Yavuz eski bilardo arkadaşımız, müziğe hep tutkundu.
Biten bir ilişkinin arkasından söylenecek en kötü söz biliyorum ama; gerçekten birbirlerine yakışıyorlardı.
Ne kadar düzgün bir ilişki yürüttüklerini ayrılma sürecinde de gördük.
Ne Burcu ne de Yavuz ilişkileri hakkında tek bir kötü söz söyledi.
Dedikodulara, tahriklere rağmen hep düzgün konuştular.
Daha 15 gün önce Nez’le eşinin ne gürültülerle ayrıldığını hatırlayın.
Biten her ilişki arkasından konuşmayı pek seven sanat dünyası, Burcu ve Yavuz ayrılığından ders almalı...
Hálá ayrılık demeye de dilim varmıyor, bana kalırsa birleşecekler de...