Paylaş
Hava yeni kararmış, barikatlar kalkmamış ama polis yavaş yavaş bizim mahalleyi terk etmeye başlamıştı...
“Klavye delikanlıları başladı yine” dedi Okan...
Elinde cep telefonu, Twitter’da kendisine yöneltilen eleştirileri okuyordu.
Eşi Şirin’le kızı İstanbul tatil için bir-iki günlüğüne şehir dışına çıkmış, Okan köpeğe bakmak için evde kalmış...
Galata’da oturuyor, 1 Mayıs’ta polis ablukası altında olan bölgelerden birinde...
Akşam üzeri Galata’daki evinden çıkmış, yürüyerek Cihangir’e gelmiş, White Mill’deki bir toplantısı için... Biz de tesadüfen karşılaşıp sohbet ettik.
Yolda gelirken 10 tane polis barikatı aşmış...
“Gayet iyi biliyorum, ben de sabah Taksim’e yürüdüm, aynı şeyi yaşadım” dedim Okan’a...
Tabii barikatları geçerken de görevli polis memurları, “Okan Abi nasılsın” diye hâl hatır sormuş, fotoğraf çektirmek istemişler.
Sohbet etmişler...
“Ne yapsaydım, fotoğraf çektirmem ben sizinle mi deseydim” diye dert yandı Okan...
Hatta başına böyle bir şey geleceğini tahmin etmiş gibi, “Yanlış anlayanlar çıkar, en azından bugün Facebook sayfanıza koymayın” diye ricada bulunmuş Okan memurlardan...
Ancak o sırada oradan geçen bir gazeteci Okan’ın polislerle poz verirken fotoğrafını çekip sosyal medyada paylaşmış, sonrası malum...
“İnsanlar gaz yerken sen nasıl polislerle poz verirsin...”
“Zaten bir tek omurgasızlara Taksim Meydanı açık...”
Ve daha neler neler...
“Polislerle fotoğraf çektirmeme kızan klavye delikanlıları daha ortada yokken ben Gezi’deydim. O polislere ‘Hayır, fotoğraf çektirmem’ demem ben. Sohbet ettik konuştuk.
Polislerin imajını düzeltmek için bir çalışma grubu kurmuşlar. Müzik yapıyorlarmış, çocuklara yönelik tiyatro yapıyorlarmış. Onları dinledim. O polislerin içinde de çok düzgün insanlar var” diye anlattı Okan...
“Aslında bu kadar olmazdı ama Gezi’de yaptığın ‘hava güzeldi’ açıklamasından dolayı bu tepkiyi gösteriyorlar sana” dedim...
“Biliyorum ama hiçbir sanatçı Gezi’de yokken ben oradaydım” dedi...
Hava güzeldi açıklamasının nasıl çarpıtıldığını anlattı...
O tartışma bir kenara ama ben Okan’ın 1 Mayıs’ta polislerle fotoğraf çektirmesine tepki göstermedim...
Çünkü biz polisten gaz-su-dayak yiyen göstericiye de, göstericilerin arasında kalıp canını zor kurtaran polis memuruna da üzülüyoruz...
Sınırı aşmak
2009 Türkiye Güzeli Senem Kuyucuoğlu sınırı aştı!
Çılgın parti fotoğrafları bu kadar da olmaz dedirtti!
Bir mankenin ibretlik çöküşü!
Şok görüntüler!
Cape Town’da çekilen fotoğraflarından bahsediliyor.
Kadın arkadaşlarıyla bir partide dudak dudağa öpüştüğü görüntüler bunlar.
Kafamızda hep belli kalıplar, hep belli sınırlar var.
Biri onun dışına çıktı mı hemen ‘sınırı aştı’ oluyor.
Senem de bir kadınla öpüştüğü için ‘sınırı aştı’ deniyor...
İyi de bundan kime ne?
Senem ister bir kadınla öpüşür, ister bir erkekle öpüşür, isterse de hem kadın hem erkekle öpüşür bu onun kendi tercihi...
Kimse de karışamaz...
Şunu unutmayın:
Bizim sınır dediğimiz şey, bir başkası için sınır olmayabilir.
Not: İşin içine uyuşturucu olduğu iddiası da var, bilemiyoruz. Bu fotoğrafların bir yıl sonra birileri tarafından servis edilmesi de işin ilginç yanı. Daha önce de en yakın arkadaşları, Senem Kuyucuoğlu’nun adını kullanarak magazin muhabiri Rıza Öziş’i dolandırmıştı...
Pet shop’lar kapanırsa ne olacak?
Canlı hayvan satışını yasaklayan yönetmelik devreye girdiğinde pet shop’lar peşi sıra kapanacak.
Hayvan hakları dernekleri uzun süredir bu konuda çaba gösteriyordu.
Sonuca da ulaşmak üzereler.
Ben de hayvanların küçücük yerlerde tutulmasını eleştirmiştim geçmişte...
Peki pet shop’lar kapanırsa ne olacak?
Hayvan hakları derneklerinin bu konuda bir çalışması var mı?
Pet shop işletmecilerinin kurduğu Evcil-Der’in dün gazetelerde bir ilanı vardı.
İlanda pet shop’ların kapanmaması için çeşitli karşı iddiaları sıralamışlardı...
Beni en çok ilgilendiren şu noktaydı:
“Bu tasarı yasalaşırsa küçük dostlarımız kaçakçıların eline düşecek...
Evcil hayvan satışı yasa dışı yollardan yapılacak” deniyordu...
Olmayacak şey değil.
Getirilen yasaklar pek çok sektörde “merdivenaltı” üretimi, satışını gündeme getirdi.
Pet shop’lar konusunda da aynısı olmasın.
Hayvan dostlarının bu konuda bir çözümü var mı acaba?
Arda’ya kupa yakışır
Herkes Arda’yı alkışlıyor, herkes Arda’yla gurur duyuyor...
Şampiyonlar Ligi finalinde Arda yenmişse biz de yenmiş sayılacağız...
Türk bayrağını alıp tur atacak sahada...
Kolay bir başarı değil, Şampiyonlar Ligi finalinde oynayan Türkiye doğumlu ilk Türk futbolcu olacak Arda...
Geçen aralık ayında Madrid’de bir araya geldiğimizde yazmıştım...
“Arda, Madrid’li olmuş” diye...
“Abileri gibi kebap hasretiyle yaşamıyor... Madrid’li gibi yaşayıp öyle düşündüğü için çok daha başarılı olacak” diye...
Ne kadar buraya geldiğinde yine haberlerin göbeğine düşse de...
Ne kadar Sinem’le ayrılığı döneminde canını sıkan çok haber çıksa da...
Arda yine de başarıya koşmayı başardı.
İnanıyorum, kupayı da kaldıracak.
Paylaş