Normalleşme süreci

Eurovision’a Yüksek Sadakat gidecek.

Gayet doğru bir tercih.
Atiye seçilseydi de doğru olacaktı...
Hande Yener seçilseydi de...
Sonuçta tek dişi kalmış bir canavar bu yarışma.
Katılan sanatçının iç piyasadaki fiyatını ve ekstralarını artırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Sanatçılar ve menajerleri de bu yüzden Eurovision’u istiyor zaten.
Yarışmaya doğru popülarite artsın, ekstralar çoğalsın, hele bir de dereceye girilirse bir yıl boyunca daha fazla para kazanılsın.
Eurovision sadece bu işe yarar.
Bu noktaya gelmemiz de bir normalleşme süreci aslında.
Çocukluğumuzda sonunculuklarla travma yarattı bu yarışma bizde.
Sertab Erener’in birinciliğiyle de hak etmediği şekilde kıymete bindi.
Şimdi ne lanet bir yarışma ne de kıymetli bir sanat olayı olarak bakıyoruz Eurovision’a...
Sadece bir eğlence olarak görmeyi başardık sonunda.
Bu yüzden ha Yüksek Sadakat’le eğlenmişiz ha başkasıyla fark etmez...

Yılın komedisi Ata’dan geliyor

2011’in filminin “Eyyvah Eyvah 2” olacağını şimdiden söyleyeyim.
Filmin galası bu çarşamba akşamı...
Cuma günü de vizyona girecek.
Ben nereden biliyorum peki bu yılın filminin “Eyyvah Eyvah 2” olacağını...
Senaryosunu okudum.
Bazı sahnelerini seyrettim.
Fragmanını izledim.
Kalan Müzik’ten bu hafta albüm olarak çıkacak filmin müziklerini dinledim.
Daha ne olsun.
Birincisinden çok daha iddialı, içinde komedisi de duygusallığı da olan Ertem Eğilmez filmleri tadında bir film geliyor haberiniz olsun.

Piyango raporu

Yılbaşı çekilişi için aldığım 30 adet Milli Piyango biletine ne çıktığını soran okurlar için ikramiye raporu:
Sadece 6 adet amorti...
2 adet son iki rakam kazandım... Gerisini Mili Piyango İdaresi’ne bağışladım.

Sorun seyircide...

Yılbaşı televizyonu genel olarak beğenilmemiş.
Detaylı izlemedim ama hangi kanalın ne yaptığını biliyorum, beğenmeyen arkadaşlar ne bekliyordu anlamadım.
Eskiden yılbaşı özel programları olurdu kanallar gereksiz yere bütçelerini aşarlardı.
Şimdi ellerindeki dizileri, programları biraz rötüşlayarak yılbaşına uyarlıyorlar.
Bir de bildiğim kadarıyla Ajda-Tarkan-Sezen dışında sanatçıların hepsi çeşitli kanallardaydı.
Bana kalırsa kanallar üzerine düşeni üç aşağı beş yukarı yapıyor.
Sorun onlar da değil seyirci de...
Hiçbir sanatçının konseri, hiçbir düet seyirciyi heyecanlandırmıyor çünkü artık.
Yıl boyunca hepsini o kadar çok izliyoruz ki...

Kadınsız cinayet masası

Yılbaşı sonrasının en iyi röportajı bizim Hürriyet Pazar’da, Gülden Aydın’a aitti.
Av Mevsimi filminin danışmanı da olan İstanbul Cinayet Büro Amiri Fahrettin Gönbe’nin anlattıklarını merakla okudum.
Amirin 35, çalışma arkadaşlarının 28 yaşında olmalarına hayranlıkla karışık şaşırdım...
Çektirdikleri toplu fotoğrafa da bayıldım.
Ancak dikkatimi çeken ekipte sadece bir kadın polis olmasıydı.
Cinayet bürosunda çalışan tek bir kadın mı var yoksa fotoğrafa giren sadece o muydu bilmiyorum.
Ama kadınların sezgileri erkeklere göre çok daha kuvvetli değil midir bu işlerde...
Belki de çok ağır bir iş olduğu için cinayet masasında kadın sayısı yok denecek kadar az, onu da bilmiyorum...
Yazarın Tüm Yazıları