Neler oluyor...

Bikinili Burcu Esmersoy, Yedi Kocalı Nurgül, bir kaza anı, Ramazan reklamları, Dahill diye bir restoran, yatak hijyeni, kaleci Ömer’in pembe forması... Kısa bir gündem turu...

Yedi Kocalı Hürmüz
Nurgül Yeşilçay, Türkan Şoray ve Ayten Gökçer’den daha mı iyi Hürmüz olur daha mı kötü?..
Bir filmi kurataran ne başlı başına oyunculardır ne iyi yönetim, ne de tek başına iyi senaryo...
Yedi Kocalı Hürmüz’ün senaryosu malum, Sadık Şendil’in kaleminden çıkan senaryo defalarca sahnelendi, filmleri dizileri yapıldı...
Bu yüzden 2009 versiyonunda da senaryoda problem yok gözüküyor.
Ezel Akay’ın da ikinci bir Hacivat-Karagöz hatası yapacağını sanmıyorum.
Peki başlıktaki soruya dönelim, Nurgül Yeşilçay nasıl olur?
Çok doğru bir seçim, bana kalırsa hem Türkan Şoray hem de Ayten Gökçer’den daha iyi bir Yedi Kocalı Hürmüz olacaktır.

Oleeey
Saba Tümer Çeşme’de bikinili görüntülenince bu yaz bikinili çekilmesi şart olan diğer spikerleri yazmıştım...
Listenin başında da Burcu Esmersoy vardı, sonunda önceki gün paparazzilere yakalandı.
Hem bikinili hem de sevgilisiyle öpüşürken...
Madem ‘yazınca gerçekleşiyor’ listenin devamını hatırlatayım; Ece Üner, Gülay Özdem, Burçak Önder...

Ramazan reklamları
Ramazan geldi hoş geldi, ekrana huşu geldi...
Bu reklam kampanyalarının ramazan haftasıyla birlikte aniden kabuk değiştirip bambaşka kimliğe bürünmesi size de çok yapmacık gelmiyor mu?..
Hepsinde bir anda fonda ud çalmaya başlıyor, davudi sesler yükseliyor, uhrevi bir hal alıyor reklamlar. Sahicilikten uzak, insanın alacağı bile varsa almayası geliyor o markayı...
Kamyon çarpınca
Önceki sabah kamyonun biri geldi gacııırt diye sağ kapıya geçirdi.
Sağ kapı aynayla birlikte komple yok...
Nerede oldu dersiniz kaza?
Her gün “Acaba ben ne zaman burada kaza yapacağım” diyerek geçtiğim gazetenin biraz ilerisindeki kavşakta...
Arabaları kenara çektik, kaza formu dolduruyoruz bizden 10 dakika sonra bir kaza daha...
Herhalde şehrin en çok kaza yapılan yeri Halkalı’ya bağlanan bu kavşak...
Şimdi 212 outlet center da açıldı bu kavşağın yanına, ‘kazanız mübarek ola’...
O gün piyango bana vurduğuna göre, gidip İtalyan lotosu oynayayım biraz.

Dahill
Yıldız Parkı’nın içinde iki ay önce açılmış.
Ağaçlar içinde bir yer, aşağıda deniz manzarası...
Üstü de açık olduğu için sigara serbest.
Şehrin göbeğinde ama gözlerden uzak bir yer.
Her masada ünlü şairlerin dizeleri, Cemal Süreya’nın masasındaydık biz... Yemeklerle ilgili fikrim e-kolay’ın Şehir Rehberi’nde ama şu kadarını söyleyeyim balıkları etlerinden daha iyi...
Patatese sarılı levrek mutlaka denenmeli.
İster rakı iç ister şarap, şehirde gidip görülesi yerlerden biri olmuş...

Pembe gönlüm sende
Galatasaray’ın mor forması neyse de, bu Ömer Çatkıç’ın pembe forması ne olacak...
Ben pembe rengi severim, giyerim de, Aşk romanını pembe kapaklı bile okuyabilirim yani rengin kendisiyle bir problemim yok...
Ama Antalyaspor’un kalecisi Ömer’in forması olmamış arkadaşlar ya...
Tonu kötü, göz alıcı cart bir pembe olmuş, kalesinde devleşmesi gereken bir kaleciyi de çizgi film kahramanına dönüştürmüş.
İyi ki Beşiktaş maçı seyircisiz oynandı, seyircili oynansa tribünler maç boyunca Ömer’le nasıl uğraşırlardı tahmin bile etmek istemiyorum.
Yapmayalım Ömer ‘pembe açılımını’ bu kadar zorlamayalım.
Yatak hijyeni
Yatakların hijyeniyle ilgili bir yazı yazmıştım epey önce, mite’lar, küçücük canlılarla birlikte her gece uyuduğumuzu...
Hatta yazıyı okuyup gece uyukusu kaçan okurlar bile oldu...
Astım hastaları, hijyen düşkünleri, yeni bebekleri olan anneler soru yağmuruna tuttu.
Yataklarda nasıl hijyen sağlandığını yazmıştım ama hangi şirketin yaptığını yazmamıştım.
Hâlâ soran var, tek tek okurlara yanıt yazmaktan yorulduğum için şirketin adını vereyim de kurtulayım;
Bir Alman markası olan Potema diye bir şirket bunu yapıyor arkadaşlar, internette aradığınızda kolayca bulursunuz...
Yazarın Tüm Yazıları