Dünkü Posta’dan aynen aktarıyorum;"Mahsun Kırmızıgül’le sevgilisi Bade İşçil bir süre önce tatil için Mısır’a gitmişti. Çift Kızıldeniz’de dalış yaparken dev bir ahtapot Bade’ye saldırdı. Mahsun Kırmızıgül ahtapotun kolları arasında çırpınan sevgilisini kurtarmayı başardı"...
Breh... Breh... Breh...
Polat’ın Amerikan ordusunu üç kişiyle yenmesi bile bunun yanında daha gerçekçi kalır.
Tarkan Viking Kanı’ndaki naylon ahtopot bile bizi bu kadar güldürmemişti.
Şimdi olayın iki olasılığı var.
Sanatçılar tatil anılarını zaman zaman gazetecilerle paylaşır.
Birinci olasılık bu, Mahsun bu hikayeyi Posta’ya anlatmış olabilir.
Eğer böyleyse izlediği filmlerin çok etkisinde kalmış demektir.
Hatırlarsanız daha önce de okyanusta dalış yapan Bade, Mahsun’un daha önce istiridye kabuğu içine koyduğu inciyi bulmuştu denizin dibinde...
Bu da çok romantik bir hikayeydi.
Mahsun’la Bade’nin nedir bu derin deniz maceraları anlamış değilim.
İkinci olasılık dev ahtapot hikayesi editoryal bir hayal ürünü olabilir.
Ki o zaman da Posta’nın editörleri iyi senaristler demektir.
Haberdeki "dev bir ahtapot", "çırpınan Bade" gibi ifadeler olayın tamamen kurmaca olduğunu gösteriyor.
Bir keresinde bana da aynı yerde (demek bu Kızıldeniz’in ahtapotları hep böyle saldırgan) dalış yaparken dev bir ahtapot saldırmıştı.
O kadar büyüktü ki, BC’nin (dalış tüpünü tutan yeleğin) içinde zor bulup çıkarmıştık hayvanı...
Mahsun dalış yaptığına göre iyi bilir; deniz altında her şey olduğundan büyük görünür.
Bunu bütün gazeteciler de bilmeli.
MSM 15 yaşında
Geçen gün Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nden iki arkadaş kendi hazırladıkları bir dergiyi tutuşturdular elime...
Oyunlardan haberler, eleştiriler var.
Dergide beni en çok şaşırtan ise MSM’nin 15. yaşını kutlaması oldu.
Kızıltoprak’ta ilk kurulduğunda iki sokak arkasında oturuyordum MSM’nin, şimdi Cihangir’deki ikinci okulun yine iki sokak arkasındayım.
15 yıl boyunca sadece ’komşuluk’ ilişkimiz yok MSM’yle, oradan mezun olan arkadaşlarım var, MSM’de okuyup birlikte çalıştığımız genç isimler var...
Bugüne kadar televizyona, tiyatroya kazandırdığı isimler sayısız MSM’nin.
Bunu başaran da Müjdat Gezen Usta’dan başkası değil.
Ne kadar gurur duysa azdır!
Emeğine, ellerine, beynine sağlık Müjdat Hoca!
Nice 15 yıllara.
Lerzan Mutlu lincine kimse dur demeyecek mi?
Magazinin tartışıldığı, daha doğrusu tartışılamadığı Siyaset Meydanı’na ben de davetliydim.
Böyle bir atmosferin yaşanacağını bildiğimden daveti kabul etmedim.
Burada da Siyaset Meydanı’nda yaşananları yeniden ısıtacak değilim.
Eğer Lerzan Mutlu’ya başta Okan Bayülgen olmak üzere yapılan linç girişimi de olmasa bu konuya hiç girmeyecektim.
Lerzan Mutlu’yu resmen recm ediyorlar.
Bir taş Ahmet Hakan atıyor, diğer taşı magazin programları...
Okan Bayülgen ise recmi geçti, yaklaşık bir aydır yaylım ateşinde.
Çok eleştirdiği magazinin, son dönemdeki en önemli malzemelerinden birini magazincilerden çok Okan Bayülgen kullanıyor.
Lerzan Mutlu’yu önce kamera arkasında ele aldı; "Verecek gibi duruyor" dedi.
Sonra programına konuk etti, bu kez taşı başkalarına attırdı.
Son olarak da cumartesi akşamı "Lerzan Mutlu neden programı terk etti" diye konuyu bir kez daha programına taşıdı.
Merak ediyorum kadın dernekleri ne iş yapar?
İlla ki ezilen, dayak yiyen, yoksul kadının mı hakkını ararlar?
Lerzan Mutlu’ya yapılanlara neden bir kadın derneği tepki göstermez?
Lerzan giyimiyle, kuşamıyla, hareketleriyle bu linci hak ettiği için mi?
"Verecek gibi duruyor" sözünü hiçbir kadın derneği mi aşağılayıcı bulmuyor?
Bu kadar linçten sonra Lerzan Mutlu da atağa kalktı.
Televizyon Makinası’na bağlanan Melek Kara’ya ortaya çıkması karşılığında 10 bin dolar vereceğini açıkladı.
Anlaşılan Bayülgen’le Melek Kara’nın danışıklı dövüş yaptığı iddiaları onun da kulağına gitmiş.
Baby TV aileleri kurtardı
Çevremde 0-3 yaş çocuğu olan arkadaşlarım şu sıralar o kadar memnun ki...
Neden mi?
Digitürk 61. kanalda yayına başlayan Baby TV yüzünden...
Bugüne kadar çocuklarına DVD’ler, oyunlar alarak hem iyi bir şeyler izletmek hem de İngilizce öğretmek isteyen ailelere ilaç gibi geldi Baby TV.
Basit çizgi filmler, dingin müzikler, yavaş hareketler, İngilizce konuşmalar her şey 0-3 yaş çocuğun anlayabileceği şekilde.
Bu yaşta çocuğunuz varsa mutlaka 61. kanala bir göz atın.