Ne faytonmuş be!

Ne faytonmuş be birader?

Binlerce insan tepki gösterdi, belediyeler devreye girdi, elektrikli faytonlar hazırlandı, Cumhurbaşkanı Erdoğan bile olayın çözülmesi gerektiğini söyledi.

Ama atlara eziyet bitmedi, bitmiyor...

Geçen hafta da bir atın yerlerde sürüklenmesinin ardından hafta sonu Büyükada’da yürüyüş vardı.

Hayvanseverler bir kez daha tepki gösterdi faytonlara.

Bu kadar mı zor şu faytonları yasaklamak?

Bu kadar mı zor atların çektiği faytonlar yerine, elektrikli faytonları devreye sokmak.

Avuç içi kadar adada bir fayton meselesini yıllardır çözemiyoruz.

Nur Yerlitaş: Her gün tedaviye gidiyorum

Nur Yerlitaş’ın rahatsızlığını biliyordum ama kendi fotoğrafını yayınlayana kadar bu derece olduğunu tahmin etmiyordum.
Hemen aradım Nurella’yı geçmiş olsun demek için.
Sesi çok iyi geliyordu ama tedavi sürecinin kendisini yorduğunu söyledi.
1 ay daha tedavisi yoğun şekilde devam edecekmiş.
“Her gün gidiyorum kemoterapiye ve bu beni çok yordu” dedi...
Ama buna rağmen neşeliydi ve keyfi yerindeydi.
“Bu Tarz Benim” sürecinden bu yana pek çok sıkıntılı dönem yaşadı Nur Yerlitaş...
Programdan ayrılması, geri dönmesi hep sıkıntılıydı.
Son dönemde bir de tartışmaların ortasında kaldı, ağır eleştiriler aldı.
Belki de tüm bunların faturası sağlığına böyle yansıdı.
Ama altın kalpli ve kimseyi üzmeyecek biridir Nur Yerlitaş.
Eminim en kısa sürede sağlığına kavuşup yine ekranlara dönecektir.

VAR pozisyonları en heyecanlı bölüm

Farkında mısınız VAR sistemi futbola çok farklı bir heyecan kattı.
Uygulamanın tartışıldığı noktalar, hatalar elbette olacak ama görüyoruz ki oyuna kattığı zenginlik eksiklerinden çok daha fazla...
Önceki akşam Konyaspor-Fenerbahçe maçında tanık olduk bu heyecana son kez...
60. dakikada Fenerbahçe kalesinde karambol oldu.
Top çizgiyi geçti mi geçmedi derken, dönüp Slimani’ye çarpan top bu kez de penaltı mı değil mi tartışmasını yarattı.
Hakem oyunu durdurdu VAR’a başvurdu. Sahada 22 oyuncu, tribünlerde on binlerce insan, ekran başında milyonlarca futbolsever merakla bekliyoruz.
Dım... Dım... Dım... Dım...
Top çizgiyi geçti mi, penaltı mı değil mi?
Dım... Dım... Dım... Dım...
TV programlarında jüri kararı vardır ya, gerilim müziği eşliğinde kararın açıklandığı...
En yüksek reytingi bu bölümler alır ve bu yüzden uzatılır da uzatılır.
İşte VAR kararının beklendiği 20-30 saniyelik anlar da futbolun reytinginin en yüksek olduğu bölümler oldu artık. Herkes nefesini tutup bekliyor.
Oyunu durduruyor, yavaşlatıyor denen VAR aslında futbola bambaşka bir heyecan kattı.
İtiraf ediyorum; Maç izlerken VAR pozisyonu olsa da heyecanlansak dediğim anlar oluyor benim.

Yolumuz çok uzun Andaç

Andaç Haznedaroğlu’nun, Suriyeli mültecilerin yaşadıklarını anlattığı “Misafir” filmi hafta sonu vizyona girdi.

Filmi izledim, çok etkilenince Andaç’la röportaj yaptım.

4 yıl boyunca mültecilerin hayatını takip etti, onlarla birlikte yaşadı Andaç.

Pazar günü Kelebek’te yayınlanan röportajla ilgili pozitif yorum Cem Boyner’den geldi:

“Süper mülakat... Tebrikler” demiş Cem Bey.

Peki gerisi?

Aktarıyorum:

◊ Bunlar yüzünden biz çocuklarımızı evden bakkala gönderemez olduk, nedir bu sempati çabaları...

◊ Hiç işimiz yok bir de filmlerine mi gideceğiz?

◊ Bunlar bizim ülkemizde tecavüz, hırsızlık, adam öldürme konusunda uzmanlaştılar.

◊ Neden bunları sevimli göstermek istiyorsunuz? Memleket bizim, toprak bizim, kaba saba insanlarla birlikte yaşamak istemiyoruz.

◊ Sürekli ürüyorlar, sürekli... Siz çocuklarınızın Suriyeli birisiyle evlenmesini ister misiniz?

◊ Benim ülkemde o kadar fakir insan varken onlara acımak içimden gelmiyor.

Hakaret ve aşağılama içerenleri yazmıyorum bile.

Üstelik bu yorumlar, Suriyeli çocuklarla birlikte çektirdiğimiz fotoğrafın altına yazılıyor.

Acımasızca, gaddarca...

Anladım ki, mülteci meselesinde yolumuz çok uzun Andaç.

Ben yine de bu filmi tavsiye diyorum.

Andaç’ın dediği gibi, “Bir kişinin bile bakış açısını değiştirse yeter...”