Nazım Hikmet heykelinin Boğaz’a sınırı olan 5 belediye içinde AKP’li olmayan tek ilçe olan Beşiktaş’ın alabileceğini yazmıştım dün...
Başkan İsmail Ünal’a da bir çağrıda bulunmuştum, Nazım heykelini Ortaköy gibi bir meydana dikmesi için.
Dün sabah önce Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül aradı, "Biz o heykeli istiyoruz" dedi.
Benim haberim yoktu Beykoz’da "Nazım’ı anma günleri" düzenlemiş Başkan Ergül.
"Hatta Yılmaz Güney filmleri haftası bile düzenledik" dedi.
Nazım gibi bir dünya şairinin ideoloji ve siyasetler üstü olacağını belirten Ergül’ün bu samimi yaklaşımını çok sevdim.
"Beykoz’un bütün çınarlarının altı, bütün Boğaz manzaraları Nazım’ın heykeline hazırdır" diyerek heykeli içtenlikle istediklerini gösterdi.
Hemen ardından Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal aradı. Beşiktaş’ta önümüzdeki aylarda 12 heykelin açılışını yapacaklarmış, "Demokrasi kahramanları bunlar" dedi ve fazla da bilgi vermedi.
Nazım Hikmet heykelinin de Beşiktaş’a çok yakışacağını söyledi.
Nazım Hikmet Vakfı’yla yaptıkları ortak çalışmaları anlatarak Beşiktaş’ın usta şaire her zaman sahip çıktığını hatırlatti.
"Ankara’da bulunan ya da Mimar Sinan Üniversitesi’nin hazırlayabileceği bir Nazım Hikmet heykeli için çalışmalara başlayacağız" dedi.
Öyleyse şimdi top Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’da.
Geçen pazar televizyonda canlı yayında "İstanbul’da talipli bir belediye çıkarsa Nazım Hikmet heykelini kendi ellerimle dikeceğim" demişti.
Şimdi bir değil iki talipli belediye var ortada...
Nafile diyaloglar
Mesut Yar sabah haberlerine geri döndü, çok da iyi yaptı.
Kendisine hep söylediğim şeyi burada da yazayım; Mesut’un en çok yakıştığı yer haberler.
Şov değil, eğlence değil, bunların hepsini denedi kiminde başarılı da oldu.
Ama habere gelince bambaşka bir Mesut Yar çıkıyor ortaya.
Gece haberi, ana haber, sabah haberi nereye koyarsanız koyun iş yapar Mesut...
Çünkü haberi okuma, ona eğlence katma, farklı bir bakış açısıyla ele almada üzerine yok.
Star’da sabah haberlerine başlayacağını söyleyince, "En doğru kararı vermişsin" dedim.
Son bir yılda ekran önünden yöneticilik koltuğuna geçip Kanal 1 Genel Müdürlüğü, atv Avrupa Genel Müdürlüğü yaptığı için haksız yere çok eleştirildi Mesut.
Şimdi yeniden ait olduğu yere habere döndü, ay başında atv’deki yöneticiliğini de bırakarak tamamen kendi işine konsantre olacak.
Mesut’la beraber sabahlarımız yine renklendi.
Geçmişte yaptığı ve benim en sevdiğim bölüm olan "Nafile diyaloglar"a aynen devam ediyor, şimdi daha da zenginleştirip aralara medya eleştirileri de sıkıştırmış.
Uyan Türkiye tartışmasız ekranların en iyi haber-şov programıydı, yeniden başladı...
Mesut Yar da haberde çok iyiydi, yeniden işine döndü.
Her sabah 06.30’dan 08.30’a kadar Star ekranlarında, güne iyi başlamınız için tavsiye ederim...
Çok büyük!
Erkeklerin her şeyin büyüğüne sahip olma merakı neden kaynaklanıyor, anlamış değilim.
Herhalde psikolojik bir şey.
Arabalarının büyük olmasını isterler...
Büyük saat takarlar...
Puroyu en büyüğünden içerler...
Büyük evde yaşamak, büyük masada çalışmak isterler...
"Ne kadar büyük adam" olduklarını kanıtlamak için mi...
Yoksa, "Benim her şeyim büyük" mesajını vermek için mi?
Yaşları ilerledikçe büyük şeylere sahip olma isteklerinin artması da ilginç değil mi?..
Nereden çıktı bu, onu da söyleyeyim...
Yurtdışında kendime bir saat almaya kalktım; dünyada hızla moda olan, David Beckham’ın falan da taktığı U-Boat’lardan...
O kadar büyük saatler ki... Yukarıdaki soruların hepsi bir anda aklıma üşüştü, saati hemen yerine bıraktım.