Yıldız Tilbe aradı beni, Fazıl Say’la ilgili açıklamalar yaptı biz de o sözleri manşete taşıdık.
Meğer arayan Yıldız değilmiş, Yavuz Seçkin’in ekibinden biriymiş. Valla helal olsun, iyi taklit ediyordu. Sezen Aksu’nun Mehmet Ali Erbil’in ses değiştirerek yaptıkları telefon şakalarını genelde yemem ama bu kez işin profesyonelinden geldi oyun... Yedim numarayı. Gazeteyi baskıya gönderdikten sonra Yavuz Seçkin aradı, “Abi bizim arkadaşlar sana şaka yapmış” diye. O anı tarif edeyim size... İnsanın ağzına buruk bir tat yayılıyor. Beyin tilt makinesindeki bilye topu gibi bir o düşünce bir bu düşünce arasında gidip geliyor. Sırt nahiyesinden aşağı doğru soğuk bir ter dökülüyor. “Kapat telefonu Yavuz” dedim. O sırada Kelebek’in yüzde 30’u basılmıştı. Baskıyı durdurduk, hızla manşeti değiştirdik. Aslında bu şakadan başta İstanbul olmak üzere pek çok okurun haberi bile olmadı çünkü Kelebek’in yüzde 70’i düzeltilmiş haliyle çıktı. Sadece Trabzon, İzmir gibi bazı bölgelerde okurlara az sayıda şakaya kurban olan gazete ulaştı. Tabii burada bir gazetecilik hatası var: Yıldız Tilbe ya da Fazıl Say’a ulaşmamış olmamız. Aslında arkadaşlar öğlen gazete basılana kadar Yıldız’ı ısrarla aradılar ama bir türlü ulaşamadılar. Haberin check edilmesinin savsaklanmasında benim, “Ben kiminle konuştuğumu bilmiyor muyum kardeşim” çıkışımın etkisi de oldu tabii... Bilmiyormuşum. Öğrendikten sonra Yavuz dedi ki; “Abi bana kızma. Ya gazete tamamen basıldıktan sonra arasaydım? Daha mı iyi olurdu?” Psikopat bir katil gibi güldüğümü hatırlıyorum.
Yavuz’a kızdım mı
Hayır, asla, kata... İlk başta çıkıştım ama sonra düşününce, “Adam işini yapıyor” dedim. Yavuz Seçkin’in işi bu. Bugüne kadar Yeşim Salkım’dan Okan Bayülgen’e, Nükhet Duru’dan Metin Uca’ya kimleri şakalamadı ki... Şimdi de atv’de yeni bir programa başlayacakmış, onu basında duyurmak için kurban olarak beni seçmiş. Başarılı da oldu... İki gündür Yavuz’un manşet şakası konuşuluyor. Dün konuyu haber yapan Sabah’a baktım; olayın tarafları Yıldız Tilbe, Müslüm Gürses ve Fazıl Say da olgunlukla karşılamış durumu. “İyi şaka yapmış Yavuz” demişler. Bence de öyle. Yeni programın hayırlı olsun Yavuz...
Haluk Levent’in mektubu
Aslında bugün Haluk Levent’in cezaevinden gönderdiği mektubu yayınlayacaktım. Yer kalmayınca yarına sarktı. Merak etmeyin bu sefer temkinli davrandım, sordum; mektubu yazan Yavuz Seçkin değil. Gerçekten Haluk Levent’miş... Yarın okursunuz artık.
Mizah dergilerine bir öneri
iPad’de çizgi roman indirip okumak müthiş keyif. Marvel’ın çizgi romanları, Comics apps’lerden indirilen renkli hikayeler pek çok iPad kullanıcısının vazgeçilmezi oldu. Çizgilere sayfa sayfa ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca tek bir kareye tıkladığınızda o kare büyüyüp tam ekranı kaplıyor. Penguen, Uykusuz, Leman ve Gırgır’a bir önerim var... Hemen iPad versiyonlarını hazırlamalılar. Sayfaları orijinal haliyle görelim, karikatürlerin üzerine tıklayıp büyütelim. Her sayı için belli bir ücret ödeyelim. Yiğit Özgür’ün, Erdil Yaşaroğlu’nun, Mehmet Çağçağ’ın çizgilerinin iPad’e çok yakışacağını düşünüyorum. Böylece mizahçılar, eskisi gibi dergileri sık takip edemeyen benim gibi okurları da yeniden kazanmış olur.
Altan Erbulak anısına...
Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği “Ustalara Saygı” geceleri Altan Erbulak’la devam ediyor. 26 Temmuz’da yapılacak olan ancak yağmur nedeniyle ertelenen gece, yarın akşam Ortaköy Meydanı’nda... 70’lerin, 80’lerin Cem Yılmaz’ıydı Altan Erbulak. Türk mizahında saygıyı en çok hak eden isimlerin başında geliyor.