Paylaş
İlk üç gün açılış rakamından sonra
1 milyonu görmez demiştim bu film için, tahminimi revize ediyorum 750 bini göremez.
İkinci hafta sonunda 420 bine ulaştılar çünkü.
Oysa ilk film 2 milyon 71 bin kişi tarafından izlenmişti.
Ben bu oyuncu psikolojisini bir parça biliyorsam, bu gişe rakamından sonra iki yakın arkadaş Burak Özçivit’le Murat Boz arasında soğuk rüzgarlar eser.
Yapım ortağı da olduğundan Burak Özçivit filmin tanıtımı için tek başına didindi durdu.
İstanbul’dan sonra İzmir, Duisburg, Brüksel, Bakü galalarına hep tek başına gitti.
Murat Boz ise İstanbul galası dışında hiçbir galaya katılmadı. “Beyaz Show”a bile bin bir naz niyazla çıktığı söyleniyor.
Bu durumda Burak Özçivit, Murat Boz’a gönül koyar mı koymaz mı?
Filmin gişesi 2 milyonu geçse bu durum umurunda olmazdı ama gişe rakamları bu durumdayken Murat Boz’un filme hiç destek vermemesine içerlemez mi Burak?
İnsan psikolojisi bu, açıkça söylemese bile mutlaka içerler...
Hele oyuncu psikolojisi, haydi haydi içerler...
Murat Boz’un kendi TV çekimlerinden dolayı galalara gidemediği söyleniyor ama insan ne yapar eder en azından bir galaya daha katılır.
Filmin başarısı için biraz tanıtım çabası gösterir.
Murat Boz bunu yapmadı, Burak Özçivit’i yalnız başına bıraktı.
Tam tersi olsaydı; Murat’ın yapım ortağı olduğu filme Burak destek vermese Murat Boz ne düşünürdü?
Şimdi aynı şeyleri Burak düşünüyor işte...
Hele kendi filminin galasına katılmayıp önceki akşam sevgilisi Aslı Enver’in galasına katıldıktan sonra...
Bu da before Öykü after Öykü...
Sevgilinin portresini vücuduna dövme yaptırmak iddialı bir iş.
Bunun ayrılığı var, küsmesi var, kavgası var...
Caner Erkin, Şükran Ovalı’nın fotoğrafını vücudunda taşıyor.
Serhan Adalı da, Öykü Çelik’in portresini koluna yaptırmıştı.
Ama herkes Caner kadar şanslı değil, Serhan’la Öykü’nün aşkı bitti.
Dün Serhan Adalı, Öykü’nün yüzünün olduğu sağ kolunun fotoğrafını yayınlayınca gördüm.
Öykü gitmiş, yerine Don Corleone gelmiş.
Marlon Brando’nun “Baba” filminde canlandırdığı portreyi koluna dövme yaptırtmış.
Öykü’ye benziyor desem değil...
Serhan, Öykü’ye mesaj vermek istiyor desem değil...
Aslında burada Öykü’den Don Corleone yaratan dövmeciyi tebrik etmek gerekiyor...
Before Nur... After Nur...
Zayıflama ilanlarında ‘öncesi-sonrası’ fotoğrafları, saç ekim ilanlarında ‘öncesi-sonrası’ kareleri vardır ya...
Kadın ilk karede 65 kilo, ikinci karede 50 kilo görünür.
Ya da erkeğin saçları çıkmıştır bir anda hani...
Tamam reklamcılıkta bunlar yıllardır dünyada da kullanılan numaralardır da bu gördüğüme ilk kez tanık oluyorum.
Nur terapisi öncesi-sonrası...
“Allah De Ötesini Bırak” kitapları milyonlar satan, televizyon programları da yapan Uğur Koşar’ın Instagram sayfasında gördüm bunu.
Aynı kişinin yakın plan göz fotoğraflarını koymuş sayfasına.
Üsttekine;
“Nur terapisi öncesi panik atak ve takıntılı göz yapısı”...
Alttakine;
“Nur terapisi sonrası gözler berrak, panik atak ve takıntı bitmiş göz yapısı” yazmış.
Yani “before Nur terapisi, after Nur terapisi” olayı.
Bu arada Uğur Koşar’ın kendini ‘Nur terapisti’ olarak tanımladığını da söyleyeyim.
Seansına 400-500 lira alıyordur herhalde!
Geçmiş olsun Terim
Fatih Terim’e Galatasaray’dan üçüncü dönem hocalık teklifi geldiğinde birlikte Barselona’daydık.
Rıdvan Dilmen, Cumhurbaşkanı’nın abisi Mustafa Erdoğan, Acun Ilıcalı hep birlikte otururken Fatih Hoca’nın telefonu çaldı. Galatasaray’dan resmi teklifi o an aldı. Dönünce görüşmeye gitmiş, sonra da imzayı atmıştı...
Önceki gün Fatih Hoca’yla telefonla konuşurken o günü hatırlattım. “Şimdi yeni bir telefon gelir mi?” diye şakalaşırken Başkan Özbek’in Tudor’la yola devam kararı medyaya düştü.
Terim’in Federasyon’la davası, Galatasaray’a dönmekten daha çok kafasını meşgul eden bir olay var.
Babası hasta ve onu sık sık görmek için neredeyse haftada iki gün Adana’ya gidip geliyor. Terim’in ailesine düşkünlüğü bilinir. Babası Talat Terim 92 yaşında ve geçen ay bağırsak ameliyatı olmuştu.
Şu sıralar ondan başka bir şey düşünmüyor. Bir kez de buradan geçmiş olsun diyorum.
Paylaş