Yıllar önce Ağır Roman’ın setinde görmüştüm, NTV’nin yılbaşı çekimlerinde ilk kez sohbet etme imkanımız oldu.
Tanışmamız şöyle gerçekleşti:
Odaya girdiğimde o programda giyeceği ayakkabıları deniyordu.
Göz göze geldik;
- Eyvah Müjde Ar diyebildim.
O kaptığı gibi sivri topuklu ayakkabısını;
- Ben senin var ya... diyerek küfürler savurarak peşime düştü.
Meşhur Bedri mevzusu var ya, o işi bizim onun başına sardığımızı düşünüyor.
NTV koridorlarında ben önde, Müjde Ar arkada...
Sonunda yakalayınca beni, sarıldık birbirimize. Dedim ki;
- Anlatsana şu Bedri mevzusunun aslını bana.
- Git onu da yaz di mi, sezonun son programında anlatacağım dedi.
Oturduk sohbet ettik, sonra yılbaşı partneri Okan Bayülgen de geldi.
Ne hikayeler, ne hikayeler...
Dendiği kadar matrakmış.
Dendiği kadar çılgınmış.
Dendiği kadar deliymiş bu Müjde Ar...
Böyle bir tanışma faslı da başka kimseyle olamazdı zaten...
Deniz taksi ucuz
Deniz Taksi’ler 2008 eylülde hizmete başlayacak.
İstanbul’un 27 iskelesinden birine SMS atarak ya da telefonla çağıracaksınız, taksi gelecek ve gideceğiniz yere bırakacak sizi.
İlk etapta 6 taksi çalışacak, zamanla sayı artacak.
Diyelim ki gece Reina’dan çıktınız, karşıya Üsküdar’a geçeceksiniz.
Açılış 20 lira, mil başına da 15 lira yazıyor, (gündüz tarifesi açılış 15, mil başına 10 lira).
1 mil, 1,6 kilometre.
Reina’yla Üsküdar arası taş çatlasa 2 ya da 2,5 mil...
Demek ki 50-60 liraya Reina’dan Üsküdar’a geçmek mümkün.
Kapıda 50 lira vale ücreti bırakan Reina müşterisi için çok ucuz ve rahat.
Zaten aynı yol için taksiye binsen aynı parayı verirsin.
Bu yüzden deniz taksi uygulaması çok yerinde, en kısa sürede yaygınlaşmalı.
Ancak bu taksilerin en çok kullanıldığı dönem sahildeki gece kulüplerinin de açık olduğu yaz ayları olacak.
Bu nedenle belediye sonbahara değil, ne yapıp edip yaz başına yetiştirmeli deniz taksileri...
Nişantaşı trafiği topuklu ayakkabı yüzünden kilitleniyor
Topuklu ayakkabıyla araba kullanmak kadınlar için gerçekten zor. Ne yapıyorlar?
Arabalarında her zaman daha az topuklu ya da düz bir yedek ayakkabı bulunduruyorlar. Arabadan inerken düz ayakkabılarını çıkarıp, şık şıkıdım ayakkabılarını giyiyorlar. İşte Nişantaşı trafiğini mahveden de budur!
Kaç kere rastladım, caddenin ortasında arabasını görevliye bırakmak için durduran kadın sürücü, arabasından inmeden ayakkabısını değiştiriyor. Trafik felç!
Zaten kadınların çantalarını mantolarını toplayıp arabadan inmesi bir merasim.
Şimdi buna ayakkabı değiştirme merasimi eklendi.
Gerçi arkadaki ilk arabaysanız durum fena değil.
Kapısı açık arabadan önce bir çift bacak dışarı çıkıyor, sonra ayakkabılar değişiyor, çabuk geçiyor. Arkadaki arabalar kuyruk olmuş kimin umurunda...
Sinekli Bakkal Aksaray’daydı
Halide Edip Adıvar’ın ölümsüz eseri Sinekli Bakkal, atv’de dizi olarak başladı. Peki romanda adı geçen, bakkal gerçek mi?
Selda Uskan’ın aile bilgilerinden aktarıyorum;
Sinekli Bakkal Aksaray’da, Vatan Caddesi’nin (bugünkü Emniyet Müdürlüğü’nün) karşısında o zamanki adıyla Şekerci Sokağı’na paralel bir yerdeymiş. Bakkalın sahibi Ahmet Mustafa Hilmi yakışıklı bir zabitmiş.
Saraylı bir kadın olan Sadberk Hanım’la evlenmiş, dört oğlu bir kızı olmuş. 1899 yıllarında komisyon yaverliği yapmış. Yüzbaşı rütbesi ile Yunan savaşlarında çarpışmış.
Tam o sırada en yakın arkadaşı ölmüş ve arkadaşının karısı ve üç çocuğu fakir düşmüşler.
"Ben de ölür giderim çoluk çocuk perişan olmasın" diyerek işte o Sinekli Bakkal’ı açmış.
Ama Ahmet Mustafa Hilmi o günlerde ölmemiş ve Aksaray belediye başkanı olmuş, sene 1912.