Muazzez Abacı’nın klibi neden yayınlanmaz

Muazzez Abacı’nın Ferman Akgül’le söylediği “Beni Yak” şarkısına çektiği klibe PowerTürk televizyonu kırmızı kart gösterdi.

Haberin Devamı

“Yayın çizgimize uygun değil” diyerek kibarca reddetmişler klibi yayınlamayı.
Albümün yapımcısı Murat Yıldırım da “Muazzez Abacı’yı yaşlı buldular, o yüzden yayınlamıyorlar” dedi.
“Saçmalama Moko, o zaman Ajda Pekkan’ı da yayınlamamaları lazım” dedim.
PowerTürk’ün yıllardır tartışılan bir yayın çizgisi var.
Pek çok klibi farklı kriterlerle değerlendirmeye alıp kendi ekranlarında göstermiyorlar.
Arabesk falan değil, pop müzik yapan isimleri bile yıllar içinde defalarca veto etmişlikleri var.
Muazzez Abacı’yı da veto ederler.
Pop şarkısını yeniden yorumlayan Ebru Yaşar’ı da...
Buna saygı mı göstereceğiz, yoksa tartışacak mıyız?
Her medya grubunun kendi yayın çizgisi vardır.
Şimdi muhafazakâr bir gazetede bikinili bir kadın fotoğrafı neden yayınlanmıyor diye sorabilir miyiz?
Ya da bir eğlence televizyonunda neden dini sohbet yok diye tartışabilir miyiz?
Hayır... Her kanalın, her gazetenin kendi yayın politikası vardır. Onu bilirsin ve ister takip edersin, ister etmezsin.
Şimdi ben ‘teenage’ adında bir müzik kanalı kursam ve yaşı 25’in üzerinde popçuların kliplerini yayınlamasam, kim ne diyebilir?
PowerTürk’ün de yaptığı bu...
Kendilerine ait bir yayın çizgileri var. Buna uyan klipleri yayınlıyorlar, uymayanlara teşekkür ediyorlar.
Muazzez Abacı da uymamış olabilir.
“Yaşlı olduğu için yayınlamıyoruz” diye bir nezaketsizlik yapacaklarını da sanmam.
Yaptılarsa Muazzez Hanım adına en büyük kavgayı ben veririm.
Çünkü onun sesi hepimizden genç.

Haberin Devamı

Özal’dan 1 milyon doları nasıl aldın Türker Abi?

Türker Abi (İnanoğlu) yine Türk sinemasına büyük bir hizmet yaptı, “Afişlerle Türk Sineması” adında arşivlik bir kitap çıkardı.
Dün Kelebek’te İsmail Bayrak’ın Türker Abi’yle yaptığı röportajı okurken bir bölüm dikkatimi çekti.
Türkiye’ye video kaset olayını getiren, 80’lerde her köşe başında bulunan video kaset işinin temelini Türker Abi 70’lerin ikinci yarısında atmıştır.
Bu işe nasıl başladığını İsmail’e anlatırken, “O dönem Devlet Planlama Teşkilatı’nın başında olan Turgut Özal’a gittim. 750 bin dolar istedim, 1 milyon dolar verdi” demiş.
Ara sıra akşamları oturup muhabbet ettiğimiz için Türker Abi’nin devletle böyle akçeli işler yapmadığını bilirim.
Bu sözünü merak edip dün aradım Türker Abi’yi...
“Röportajda o bölüm eksik kalmış” diyerek işin aslını şöyle anlattı:
“O dönemde ülkede döviz sıkıntısı vardı. Benzin, yağ gibi ihtiyaçlar dahi bulunamıyordu... Ecevit 500 bin dolar borç almak için Norveç’e gitmişti.
O dönem ithalat yapacak iş insanları da, ithalatın fatura karşılığı Türk lirasını bankaya yatırıyorlardı. Devlette döviz imkanı olduğu zaman ancak bu parayı transfer edebiliyorlardı, bu bazen seneler alıyordu.
Benim Özal’dan talebim 750 bin dolar karşılığı bankaya yatıracağım paranın video ithalatı yapacağım ülkeye hızla transferini gerçekleştirmesiydi...
O da ‘Sana 750 bin dolarlık değil, 1 milyon dolarlık transfer imkanı verelim. Kullanmazsan kalır’ dedi.
Yani bana kredi ve hibe vermedi.
Yatırdığım paranın yurtdışına transferine izin verdi.
Ben 60 senelik filmcilik dönemimde TRT’ye zaman zaman film satmaktan ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti’ne müzeyi tahsis etmekten başka devletten bir lira bile istemedim ve almadım.”

Haberin Devamı

Muazzez Abacı’nın klibi neden yayınlanmaz

Yazarın Tüm Yazıları