Paylaş
Sadece erkek seyirci değil, kadın seyirci de başına buyruk, küfürbaz, alkole düşkün, depresif polis şefinde kendine yakın bir şeyler buldu.
Türk sinemasında bugüne kadar yaratılmış en iyi polis karakteri Behzat Ç.’dir...
Hollywood’un Clint Eastwood’la özdeşleşen Dirty Harry’si varsa, bizim de Behzat Ç.’miz var...
İşte filmde gördüklerim:
Film bittikten sonra jenerik akarken sakın salonu terk etmeyin. Jenerik sonrasına konmuş bir gizli sahne var.
Bu film televizyonda nasıl yayınlanacak, merak ediyorum. Küfürlü diyaloglar ve votka-rakı sahneleriyle, yayınlayacak kanalı fazlasıyla zorlayacağına eminim.
Behzat Ç. fanları Cansu Dere’ye neden bu kadar laf söyledi anlamış değilim. Cansu rolünün hakkını veriyor.
Filmde favorim “Kendini Ahmet sanan Süleyman” rolündeki Hakan Boyav oldu... Tardu Flordun da psikopat katil Red Kit rolünde
çok iyi.
Mizah dozu dizidekinden çok daha fazla. Salona kahkahalar attıran diyaloglar var. Mesela Harun, suçluya soruyor; “Kyoto Protokolü’nü biliyor musun?” Suçlunun cevabı; “Vallahi ben Atatürk milliyetçisi bir gencim abi...”
Erdal Beşikçioğlu için Altın Portakal’ı kazanmak hiç zor olmamıştır herhalde. Çünkü Behzat Ç. rolünün her ayrıntısını ezbere biliyor artık ve yine çok iyi...
Kartları küçültün!
Futbol maçlarında teknik ekibin boyunlarına takmak zorunda olduğu akreditasyon kartlarının boyutları küçülmeli.
Devasa kartlar bunlar...
Ben de saha kenarında takımı yöneten bir hoca olsam, el kol hareketlerimi engelleyecek kadar rahatsızlık veren devasa bir kartı boynumda taşımak istemem.
Fatih Terim’le Federasyon arasında bunun gerilimi yaşanıyor bir süredir.
Fatih Hoca akreditasyon kartını beline astığı için disiplin kurulundan ihtar cezası aldı.
Kayseri maçında bu cezayı protesto etmek için dev kartı boynuna astı ama bu kez de önüne doğru değil, sırtına doğru...
Rıza Çalımbay, sinirlenip akreditasyon kartını yere fırlattı bu hafta...
Schuster de bu kartı takmak istemeyen hocalardandı...
Ben bu konuda hocalara hak veriyorum.
Federasyon hocalarla inatlaşmak yerine, akreditasyon kartlarının boyutunu küçültmeyi denemeli.
İzzet ve Nihat
İzzet Yıldızhan ve Nihat Doğan ikilisinin otel macerasında aklıma takılan sorular şunlar:
Madem Nihat Doğan’ın olayla bir ilgisi yok, otele neden dört kız çağrıldı? İzzet Bey’in gözü bu kadar mı döndü?
Nihat Doğan, Yıldızhan’ın odasına şarj almaya mı gitti? Hayranı olan kızla fotoğraf çektirmeye mi? Bu iki açıklama arasında çelişki yok mu?
Dört kız bir aradayken nasıl olur da otel odasında bir erkeğin şiddetine maruz kalırlar? Sakın kızlar durumu abartıyor olmasın?
Bu arada iki sanatçının Ankara Sheraton Otel’in kara listesine girdiğini öğrendim... Geçmiş olsun...
Şener Şen
Geçen hafta Türk sinemasında tüm zamanların en iyi 10 filmi seçildi.
Şener Şen en iyi 10 filmin 5’inde var; Eşkıya, Muhsin Bey, Züğürt Ağa, Hababam Sınıfı ve Neşeli Günler...
Öyleyse Şener Şen’e “Türk sinemasında tüm zamanların en iyi erkek oyuncusu” dememiz gerekmiyor mu?
Gerekiyor, gerekiyor...
Paylaş