Meslek birlikleri ne iş yapıyor

Kayahan’la Nilüfer arasındaki bitmek bilmeyen kavgadan sonra, bir benzeri Gülben Ergen’le söz yazarı Şehrazat arasında patlak verdi.

Kayahan sözlerini yazdığı şarkıları söylememesi için Nilüfer’e dava bile açtı, karşılıklı sataşmalarla olay sürüyor.

Hatta Nilüfer’in son konserinde bulduğu formül, yasaklı şarkıları seyircilere söyletmek oldu.

Şimdi Şehrazat da benzer bir yasak koymaya hazırlanıyor Gülben Ergen’e...

"Birtakım haklarım var, onları alamıyorum, mahkemeye başvuracağım" dedi.

Biliyoruz ki, Şehrazat’ın da gerekçesi tıpkı Kayahan gibi ’tamamen duygusal’...

Yani para anlaşmazlığı var arada...

Kayahan da Şehrazat da solistlerden hak ettikleri parayı alamadıklarını düşünüyor.

Peki sanatçılar arasında tüm bunlar yaşanırken, meslek birlikleri ne yapıyor?

Üstelik müzik sektöründe bir tane de değil, tam dört tane meslek birliği var:

MÜYAP, MESAM, MÜYOBİR ve MSG...

Bu meslek birlikleri söz yazarının, bestecinin, şarkıcının, düzenlemeyi yapanın haklarını korumak, telif haklarını düzenlemek için kurulmadı mı?

İlk amaçları sanatçıların haklarını korumak, kollamak değil mi?

Peki bu dört ayrı meslek birliği, sanatçılar arasında çıkan ve bu gidişle daha da çıkacakmış gibi gözüken anlaşmazlıkların giderilmesi için ne yapıyor?

Herkes gibi seyrediyorlar...

Sanatçılar arasındaki bu pürüzlere onlar müdahale etmeyecek de kim edecek?

Hukuki olarak bu işe müdahale edemiyorlarsa, en azından etik değerler çerçevesinde tarafları aynı masaya oturtmaya çaba göstermeliler...

Ama bu meslek birliklerinin kendileri aynı masaya oturamıyor ki, sanatçıları oturtsunlar.

TRT’den Noyan’ın tişörtlerine yasak

Engin Noyan’ın İslami mesajlar veren İngilizce tişörtlerle TRT ekranında iftar duası yapmasının yanlışlığını yazmıştım cumartesi günü.

Üstelik bu tişörtleri Noyan’ın Style İslam adlı kendi şirketi üretiyor, yani ortada gizli reklam ve haksız rekabet de var.

Pazartesi sabahı TRT yönetiminden aradılar.

"Engin Noyan’ın iftar saatinde İngilizce tişörtle ekrana çıkması bizim de dikkatimizi çekti.

Ancak yazınızda verdiğiniz detayları bilmiyorduk. Bu konuyu hemen yetkili kurullarımızda konuşup, söz konusu tişörtlerle ekrana çıkmamasını Noyan’a ileteceğiz" dediler.

Geçen sezon Bilgin Gökberk’in Stadyum’da giydiği kısa kollu siyah tişörtleri bile olay olmuşken, TRT’nin Noyan’ın tişörtlerini görmezden gelmesini beklemiyordum zaten.

32 derece sıcakta okul

açılır mı

İstanbul’da dün okullar açıldı, arapsaçına dönen trafiğe bir de 32 derece sıcak ve ramazan eklenince, şehir içinden çıkılmaz bir hale dönüştü.

Hafif bir kar yağdığında bile okulları tatil eden Milli Eğitim Bakanlığı, 32 derece sıcakta ne diye okulları açtı anlamış değilim...

Dün o sıcakta, trafikte servis arabalarının içinde bekleyen, yollarda yürüyen çocukların hali içler acısıydı...

Onlarla birlikte oruçlu oruçlu yollara düşen velilerinin de...

Bu hafta sonuna doğru İstanbul’da hava serinleyecek. Bu pazartesi değil de önümüzdeki hafta okullar açılsaydı ne fark ederdi...

Okulları bir hafta geç açmak, müfredatta büyük kayıplara yol açmazdı ama çocukları sıcakta kavrulmaktan kurtarırdı.

Milli Eğitim kar gibi, sıcağı da gözetmek durumunda artık...

İstifaya

bak


Müflis anchorman fırsat buldu ya, Doğan grubuna sallıyor yine...

Sallasın ona alıştık da, bir noktaya takıldım ben...

"Ben zamanında bu yanlışları gördüğüm için Doğan grubundan ayrıldım" diyor.

Kargalar güler!

Sen Doğan grubundan ayrılmadın, gönderildin.

Kanal D Haber’i 1,5 yılda 3’üncülüğe 4’üncülüğe düşürdüğün, sınırsız imkanlara rağmen başarısız olduğun için, bir gece aniden görevden el çektirildin.

Görevden alındığını da, yerine Mehmet Ali Birand’ın geldiğini de internet sitelerinden öğrendin.

Şimdi kalkmış "Yanlışları gördüğüm için ayrıldım" diyorsun.

Siz böyle istifa gördünüz mü hiç?..

Ayrıca enkaz bıraktığın Kanal D Haber’i Birand üç sezondur birinci yapıyor, bu da "istifanın" ne kadar doğru olduğunu gösterir...

İçinde ’fener’ geçiyorsa...

Şimdi Fenerbahçeliler kızacak ama bu espriyi satmasam olmaz...

Bir arkadaşım dedi ki; İçinde ’fener’ geçen şeyde eninde sonunda bir arıza çıkıyor.

Deniz Fener’i...

El feneri...

Futbol Fener’i...


Kızmayın, bu espriyi yapan da bir Fenerbahçeliydi.
Yazarın Tüm Yazıları