Mehmet Aslantuğ, Arzum Onan’la boşanacağı yönünde dedikodulara yanıt verirken, “Düzenli bir aile hayatı için, çarpık ilişkilerin yaşandığı Aşk-ı Memnu ve Binbir Gece gibi dizilerden gelen teklifleri bile kabul etmedim” demiş.Peki Aslantuğ, son dizisi Bir İstanbul Masalı’nda hangi rolü canlandırıyordu?
Kardeşinin sevgilisine aşık olan bir adamı... Anlaşılan Mehmet Aslantuğ’un çarpıklık anlayışı rolü alıp alamadığına göre değişiyor. Ayrıca bir oyuncu böyle bir lafı söyler mi? Aşkı Memnu ya da Binbir Gece’de oynamış olsa oradaki rolünden etkilenecek kadar deneyimsiz bir oyuncu mu Aslantuğ?.. Yani akşam eve geldiğinde rolü gerçek sanıp tartışıyorlar mı Aslantuğ ve Onan çifti... “Neden o kızla yakınlaştın” diye hesap soruyor olabilir mi Arzum Onan? Seyircinin dizileri gerçek sanmasını görmüştüm de, oyuncuların bunu yapacakları aklıma gelmezdi. Bu durumda katil rolü gelirse sakın kabul etmesin Mehmet Aslantuğ. Bu kez boşanmakla kalmaz, allah korusun cinayet de işler.
Habitus kavgamız...
“Köşemin adı Habitus olsun mu?” “Mauritius mu? Ne o tatil yazıları mı yazacaksın” “Hayır, Mauritius değil Habitus”... “Nedir o, Habitat gibi bir şey mi?” Günlerdir böyle diyaloglar geçiyor gazetenin Kelebek katında... Melike Karakartal aramıza yeni katıldı ama galiba bizimle aynı dilde konuşmuyor, habitus mabitus gidiyor, ana dilinin Latince olmasından şüpheleniyoruz... Önce bir tur Selim Akçin’i yedi... Ben odaya girdiğimde Selim bitaptı, son lafı; “Artık Habitus’u dinlemek istemiyorum sayfa yetiştireceğim” oldu. Melike ikinci tur bana anlatmaya başladı Habitus’u... Kafamı çorba etti gitti. Habitus’u cümle içinde kullanmasını bile istedim, düşünün artık. Baktık olayın içinden çıkamıyoruz Selim’le Fikret Ercan’a gittik; “Ocağına düştük yardım et abi” diyerek. “Habitus” deyince uzun uzun suratımıza baktı, o sırada kafasından “Çocukları çok mu çalıştırdım acaba sürmenaj oldu garipler” diye düşündüğünü tahmin ediyorum. Sonuçta Melike’nin önerisi hayata geçti ama bir tek koşulla dedik; İlk yazında Habitus’un ne olduğunu açıkça anlat ki, okuyucu ne olduğunu anlasın. Baktım bugünkü yazısında şöyle bir cümle var; “Habitus; farkında olmadan kazanılmış düşünce, davranış ve zevk şablonları demek”... Meali de şu oluyor; Herkes bulunduğu konum, statüye göre belli bir kalıbın içine giriyor, bulunduğu yere göre davranmaya başlıyor. Melike de bunları anlatacak işte bize, haftada iki kere. Eminim yazılarını beğeneceksiniz. Nereden mi biliyorum, siz okumuyorsunuz ama o aylardır kapalı devre yazılar yazıyor bize, haberler, manşetler veriyor, Kelebek’e katkıda bulunuyor. Halen Elele’de editörlük yapıyor Melike. Daha önce Radikal Cumartesi’de, Maison Francaise’de, İstanbul Life’ta yazdı. Kulağı delik, eğlenceli, trendleri kovalar, güzel, gezer tozar... Yani tam Kelebek’lik...
E-Kolay’da bana yazın
Bu haftadan itibaren E-Kolay’ın internet sitesinde şehrin mekanları yazmaya başlıyorum. E-Kolay, İstanbul’un en iyi şehir rehberine sahip internet sitesi... Nerede ne var, hangi mekanda neler oluyor, sinemalar, etkinlikler hepsi elinizin altında. Şehrin restoranlarında olup bitenleri de ben gidip göreceğim... Kimi zaman bir ünlüyle, kimi zaman E-Kolay okurlarıyla, kimi zaman kamerayla, kimi zaman fotoğraf makinesiyle. Tabii iş internet üzerinde olunca daha interaktif bir hal alacak. Siz de gördüklerinizi beğenip beğenmediklerinizi bana yazın. Nerede servisi beğenmediniz, nereye hayran kaldınız, nerede pahalı hesap ödediniz... Sizi kazıklayan yere sonra beraber gidelim. İlk durak Nişantaşı The Prime oldu, dört şeye hayran kaldım, dört şeyi beğenmedim. Tıklayın, öğrenin...
Alişan’ın mağduriyeti
Geçen gün Alişan gazeteye uğradı, laflarken falan söz döndü dolaştı Fahriye Evcen’e geldi... “O lafı nasıl söyledin Alişan” dedim. Hani Özcan’la Fahriye aşkı gündeme geldiğinde Alişan, “Fahriye’yle yemeğe çıktık. Onun dışında herhangi bir şey yaşamadık” demişti ya... Meğer böyle bir lafı hiç söylememiş Alişan.. “Tek bir yerde bu lafı söylediğim görüntü yok” dedi. Bazen internet siteleri gazetelerden, bazen gazeteler internet sitelerinden alıyor biraz ucundan kenarından çekiştirerek bambaşka hale dönüşüyor haberler. Alişan’ın bu sözü de öyle olmuş. Hiç söylemediği bir lafın ihalesi üzerine kaldı. Baksanıza ben bile aylar sonra Alişan’a hâlâ bunu soruyorum. Gördüm ki bu işten gerçekten mağdur olmuş Alişan.