Mehmet Ali Erbil Türk televizyonlarının gördüğü en yetenekli isimdir.10 yıl önce Flash TV’de tavuk kovaladığı dönemde bile bunu savundum.Bu yüzden de hem televizyonda hem sinemada en kolay işi o bulur.
Hiçbir sezonu işsiz geçirmez.
Buna rağmen, ihtiyacı varmış gibi neredeyse yaşanan her polemiğin içinde olması enteresandır.
Erbil yeni bir polemiğe girmişse anlıyorum ki ya yeni bir filme başlıyor ya da yeni bir programa...
Geçen yıl Hababam Sınıfı Askerde’nin setinde de Hülya Avşar’la Kart Finans kavgası yapıyordu.
O günden bugüne takıştığı-atıştığı isim saymakla bitmez.
‘Şov kadın işi değil’ diyerek Seda Sayan’la küstü, Ahmet Hakan’la ‘Vatan haini’ tartışmasına girdi, Arto’yla Çarkıfelek polemiği yaşadı, Hülya Avşar’a ‘Yaşlandı’ dedi...
Bitmedi!
Cem Yılmaz’a, ‘Sürekli espri yapmaya çalışan insanları sevmiyorum. Selami Şahin öyledir mesela" diyerek yüklendi.
Zuhal Olcay ve Derya Baykal için ‘Konservatuvar yıllarımızda küçük flörtlerimiz oldu’ diyerek eski defterleri açtı.
Huysuz Virjin için, "Pavyonlarda gösteri yapan birinden öğrenecek hiçbir şeyim yok" dedi...
Bunların hepsi son bir yıl içinde yaşandı.
Biraz daha da eskiye giderseniz Stelyo Pipis, Okan Bayülgen, sayısız defa da Hülya Avşar’la girdiği polemiklere rastlarsınız.
Son olarak da Hababam Sınıfı Üçbuçuk’un setinde ‘Filmi tutmaz’ diyerek Kurtlar Vadisi’ne sataştı!
Mehmet Ali Erbil yazının başında sözünü ettiğim yeteneğinin dışında, medyayı kullanma işinde de ihtisas yapmış bir şovmendir.
Polemik, kavga, laf sokma, yanıt verme, laf atma gibi tüm teknikleri beceriyle kullanır.
Özerman'dan açıklama
Geçen hafta, "Uğur Yücel, Kenan İmirzalıoğlu'nu nasıl kullandı" yazım üzerine o dönem İmirzalıoğlu'yla çalışan Erkan Özerman'dan bir açıklama geldi. Özerman hem İmirzalıoğlu'nu hem de Uğur Yücel'i eleştiriyor. İşte Özerman'ın gönderdiği yazı:
"Dört yıl boyunca rating rekorlarını kıran Deli Yürek adlı dizi Best Model of the World unvanlı genç bir model olan Kenan İmirzalıoğlu'nu ‘star’ yaptı.
Oynadığı dizi bittikten sonra, hemen hemen her kanal ve yapımcı İmirzalıoğlu'na yeni projeler için tekliflerini sundular.
Kısacası herkesin projesinde oynatmak istediği isim Kenan İmirzalıoğlu idi.
‘Star değil, sanatçı olmak istiyorum‘ fikri kendisine cazip geldi.
Ona bir insanın hem sanatçı, hem star olabileceğini bu durumun zamana ve çok iyi seçilecek projelere bağlı olduğunu dilimin döndüğü kadar anlattım.
Uğur Yücel’in, bir zamanlar büyük kitlelerin beğenisini kazanmış, çok iyi bir sanatçı olmasının bizim konumuzla hiçbir ilgisi yoktur.
Beni bu aşamada ilgilendiren yönü, çektiği dizinin yayından kaldırılması ve sinema filmini çekip bitirememiş, yarım bırakmak zorunda kalmış bir prodüktör-yönetmen olması idi.
Bu verilerle mantık çerçevesinden bakacak olursanız, tabii ki güvenemezdim.
Kenan’a beni dinleyip dinlememekte serbest olduğunu, söyledim.
İnsanlara, meslek hayatlarını tehlikeye sokacak şekilde bile olsa, hata yapma haklarını kullanmaları için fırsat vermek lazım diye düşünüyorum.
Neticede yanlış kararlarının bedelinin cezasını çok acı da olsa ödüyorlar. Ama akıllı olanları bundan bir ders çıkarmasını biliyor.
Kanala gidip, Kenan İmirzalıoğlu ile anlaştım diyerek bir proje sunuyorsunuz, o sayede yüklü avansınızı alıyorsunuz, yarım kalmış sinema filminizi tamamlıyorsunuz, daha önce hiçbir kanalın istemediği dizinizi kabul ettiriyorsunuz, hatta prime time’da yayınlama hakkı alıyorsunız. Bütün bunlara sahip olmanızın nedeni Kenan İmirzalıoğlu’dur.
Bütün bu gerçekler göz önüne alınarak, Kenan İmirzalıoğlu çok dikkatli bir şekilde ve hak ettiği ölçüde değerlendirilseydi, hem starlık çizgisini koruyup hem de başarılı bir sanatçı unvanı kazansaydı ‘karşılıklı çıkar adı altında‘ o zaman kimsenin bir şey söylemeye hakkı yoktu.
Ben dizinin ya da filmin iyi ya da kötü oluşu hakkında bir yorum yapmıyorum.
Bu projelerde Kenan İmirzalıoğlu’nun değerlendirilemediğini eleştiriyorum.
Beni bir tek o ilgilendiriyordu, onun sorumluluğunu düşünüyordum.
Ben 48 yıllık meslek hayatımda kimseyi yarattığımı iddia etmedim.
Yaptığım iş, sadece çalıştığım kişilere, bunca yılın tecrübesi ile bir yön vermek ve onları mesleklerinde zirveye taşımaktır.
İnsanlar ‘aklı’ kadar yaşar...
Bu değişmez kural, benim inandığım prensiplerimden biridir.