Paylaş
Yıllarca kürkü savunduğu için biz gazetecilerle tartıştı, kürk taraftarlığı yaptı.
Bir süredir kürk giymiyordu.
Dün televizyonda kürk meselesini konuşurken, reklam arasında Bülent Hanım aradı.
“O dizilerde kürk giyen kadınlara neden bir şey söylemiyorsun” diye çıkıştı bana...
Sonra da yeniden kürk giymeye başlayacağını söyledi.
“Neden Bülent Hanım?” diye sordum.
“İki nedeni var” dedi...
1- Kürk giymediğim için 12 gün hastanede yattım, üşüttüm. Vücut alışmış, giymeyince ciğerlerimi üşüttüm ve bu yüzden hastanelik oldum.
2- Kanun koyucuların kürkü yasaklamamasını protesto etmek için... Madem öyle kürk yasaklansın. Yasaklanmadığı için ben de giyerek durumu protesto edeceğim.
İşte bu yüzden hazırlanın, Bülent Ersoy yeniden kürklerini giyiyor...
Öldüren oyunun reklamı her yerde
İntihar ettiren bilgisayar oyunu diye adlandırılan bir oyun var.
Adını ben yazmayacağım.
Gençler bu oyunun verdiği 50 görevi yerine getiriyormuş. Sonuncu görev ise hayatına son vermek.
Bu nedenle sadece Türkiye’de 142 gencin intihar ettiği söyleniyor.
Buna rağmen söz konusu oyunun adı bütün TV’lerde, gazetelerde yapılan haberlerde açık açık yazılıyor.
Bu kadar doğrudan reklam olamaz.
Her şeye ceza yazan Rekabet Kurulu, en ufak markanın adı geçtiğinde kanalların tepesine binen RTÜK, haber içerikli bile olsa bu oyunun adının kullanılmasına itiraz etmiyor.
Her yerde oyunun adı açık açık yazılıyor.
Bu yaşımda ben merak edip oyunu arayıp bulmak istiyorum, 13-14 yaşındaki çocuk neymiş bu oyun diye merak etmez mi?
Bu, işin medya tarafı...
Bu iddiaları ciddiye alıp araştıracak, bu bilgisayar oyununu yasaklayacak bir devlet kurumu yok mu?
Emniyet Müdürlüğü, Valilikler, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı niye bu meselenin üzerine ciddiyetle gidip kamuoyunu aydınlatmıyor?
Kenan’ın sırrı
Kenan Erçetingöz, Gecce Ödülleri’ni yıllar içinde belli bir noktaya getirmeyi başardı.
Benim en çok takdir ettiğim nokta; mekan ödülleri dağıtmasına rağmen bu kadar ünlüyü bir araya getirebilme becerisi.
Önceki akşam yapılan ödül töreninde de yine pek çok ünlü yer aldı.
Bir ünlü isim bana sordu, “Kenan bu kadar ünlüyü nasıl bir araya getiriyor?” dedi.
“Sen gitmedin mi?” dedim, “Gittim” dedi.
“Seni nasıl götürmeyi başardı Kenan?” diye sordum.
“Karımı ikna ettiler” dedi.
“Seni karın vasıtasıyla, diğerini dostlukla, berikini ricayla, ötekini yılların magazinci kimliğiyle getiriyor ama sonunda getiriyor. Bu da başarıdır” dedim...
“Haklısın” dedi...
Google’ın mucidi!
Bu hocalar, koca koca profesörler yaptıkları sansasyonel açıklamalarla neyi hedefliyorlar?
Dikkat çekmenin mi peşindeler?
Gündem mi olmak istiyorlar?
Yoksa biraz mizah mı yapmak istiyorlar?
Google’ın mucidi Sultan Abdülhamid’miş.
Sakarya Üniversitesi’nden profesör doktor söylüyor bunu?
Dayanağı ne?
Sultan Abdülhamid payitahtı bırakıp gidemediği uzak yerlerin fotoğrafını çektiriyormuş, sonra alıp bakıyormuş o fotoğraflara.
“Bu anlamda Google’ın mucidi Abdülhamid’dir” diyor Hoca.
Oysa böyle demese, Abdülhamid’in bu ileri görüşlülüğünü çektirttiği fotoğraflarla anlatsa, Sultan’ın başka bir yönünü öğreneceğiz.
Ama o “Google’ı Abdülhamid buldu” diyerek işi sulandırıyor.
Biz Abdülhamid’in yaptığı işe değil, olayın magazin yanına bakıp gülüyoruz.
Gökyüzüne bakan padişah varsa onu da söyle Hocam.
“Elon Musk’tan önce Mars’a araba göndermeyi düşünmüştü” deriz...
Paylaş