Paylaş
Süleyman Amca’yla tanıştığımı, o ve Koreli manevi kızı Kim’le bir araya gelip röportaj yaptığımızı daha önce yazmıştım.
Dünya tatlısı biri Süleyman Amca...
Hikayesinin filme aktarıldığını gördü, yıllar sonra Koreli kızıyla bir araya geldi, “Ayla”nın gösterimlerine, galalarına katıldı.
Peki biz ne yaptık dünyanın gıptayla baktığı hikayenin sahibi gazimiz Süleyman Amca’ya?
Yoğun bakımdan fotoğraflarını ve videolarını servis ettik...
Anadolu Ajansı’nın çektiği görüntüleri görünce gözlerime inanamadım.
Süleyman Amca yoğun bakımda kendinde değil, hasta yatağında yatıyor.
Koreli kızı Kim gözyaşları içinde ellerine sarılmış, arkada da takım elbise içinde üç kişi objektiflere poz veriyor.
Biri Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek...
Diğeri İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz...
Üçüncüsü hastanenin başhekimi Doç. Dr. Hasan Kayabaşı...
Hadi ilk ikisi bilmeyebilir, hadi Anadolu Ajansı haberin peşinde düşmüş olabilir...
Peki koskoca hastanenin başhekimi hocam, siz bilmez misiniz hasta hakları diye bir şeyi?
Yoğun bakımda yatan bir hastanın fotoğraflarının, videolarının kendisinin izni olmadan çekilmesine nasıl müsaade edersiniz?
Koreli kızıyla gazi Süleyman Amca’nın Allah korusun belki de son buluşmasını hangi hakla bir medya şovuna çevirirsiniz?
Süleyman Amca’nın hasta yatağındaki o görüntüsü önünde nasıl kameralara poz veririsiniz?
Böyle bir talep gelse bile en önce sizin itiraz etmeniz, “Hasta yatağında olan birinin izni olmadan böyle bir görüntüye izin veremem” demeniz gerekiyordu.
Hastanenizin reklamı mı, hastane yönetiminin akıl tutulması mı bilmiyorum ama Kore gazimiz Süleyman Amca’ya yapılmış büyük bir ayıp bu...
Silah Rasim’in elinde patladı
Bin kere söyledik, bin kere uyardık...
Bu bir futbol programı değil, saatlerce ekranda çevrilen kahve geyiğinin nereye gideceği belli olmaz dedik.
Bu ilk değil ki, daha önce devrilen çamlar için kimse kulak çekmeyince her seferinde daha büyük çamlar devrilir oldu.
Sonunda en büyük saçmalık yaşandı “Beyaz Futbol”da.
Rasim Ozan Kütahyalı, Boşnakları rencide eden sözüyle herkesin tepkisini çekti.
Açıklamasında, “Bu saçma olaydan dolayı” diyerek en azından yaptığının...
İçinde bulunduğu ortamın...
Programda Ahmet Çakar’ın yaşattığı kusturma olayının abukluğunu kabul etmiş oldu.
Böylece “Beyaz Futbol”un bir saçmalık olduğu birinci ağızdan tescillendi.
O program bütün yorumcular için bir Rus ruletiydi. Silah Rasim Ozan’ın elinde patladı.
İyi de John Lennon’un milyon dolarlık saati nerede?
Beatles’ın efsane ismi John Lennon’a ait 86 parça kayıp eşya önceki gün Berlin’de ele geçirildi.
Aralarında gözlükler, günlükler, ses kayıtlarının da olduğu John Lennon’un özel eşyaları 2006 yılından beri kayıptı.
Berlin polisinin yaptığı operasyon sonucunda bir Türk’ün evinden çıktı eşyalar.
2006 yılında çalınan eşyaların 2013-14’te Berlin’e getirildiği düşünülüyor.
John Lennon’un servet değerindeki kayıp saatinin hikayesini önceden bildiğimden merakla okudum haberi.
Bulunanlar arasında ne yazık ki kayıp saat yoktu.
Oysa John Lennon’un kayıp olan kişisel eşyalarından en nadidesi, platin kasalı Patek Philippe marka bir saat.
Ünlü müzisyene 40’ıncı doğum gününde Yoko Ono’nun hediye
ettiği Patek Philippe’in Perpetual Calendar Chronograph modeline bugün paha biçilemiyor.
İlk olarak 1951’de piyasaya sürülen bu modelden 35 yıl boyunca sadece 349 adet üretildi.
Daha da ilginci, John Lennon’un kayıp olan platin kasalı ref.2499/100’den dünyada sadece iki adet mevcut.
Diğeri de bugün Patek Philippe’in Cenevre’deki müzesinde sergileniyor.
12 Kasım 2012’de Christie’s Müzayede Evi’nin yaptığı açık artırmada 3 milyon 637 bin 844 dolara satın alınmıştı.
John Lennon’un kayıp saatinin, bugün bulunup açık artırmaya çıkarılsa su içinde 10 milyon euro edeceği tahmin ediliyor.
Berlin polisinin ele geçirdiği kayıp John Lennon eşyaları içinde bu paha biçilemez saat çıkmadı.
İşin ilginci hiçbir haberde de bundan söz edilmiyor.
Paylaş